Yeni yıla valslerle başlamak

09 Ocak 2019 Çarşamba

Viyana Valsleri, 19. yüzyıldan beri her çağda, her kesimden ve her kuşaktan insanı büyülemiştir. Filmlerdeki romantik sahnelerden tutun, eski çağların masalsı atmosferine kadar valslerin güzelim melodileri hayallerimizi süsler. Vals çalmak, cümle sonlarındaki zengin genişlemeyi aynı solukta yerine getirmek, orkestracıların zor işlerinden birisidir.
Viyana Filarmoni Orkestrası’nın Musikverein salonundaki yeni yıl konseri her yıl baştan sona bir coşkuyla izlenir. Org boruları, loca balkonları ve sahne çevresi bir Rokoko biblosu gibi pembe-beyaz güllerle bezenmiştir. Salondaki o kristal avizelerden yansıyan ışığın bin bir tonu, sanki masalları aydınlatır. Sahnedeki icracıların her biri “jilet” gibi ütülü smokinler içinde; dinleyiciler ise birbirinden özenli giyimleriyle dikkat çeker: Kadınlar klasik bir siyah elbise, beyaz inciler; erkekler kolalı gömlekler ve koyu renk takım elbiseler içindedir. Her kuşaktan, her ülkeden gelen izleyici bu ortama uyum sağlamıştır. Konser dinlemeyi bir ritüel olarak kabul eden insanlara hayranlık duymamak elde değil. Hele böylesi gelenek olmuş dinletilere daha da özenle gidilmesi, izleyicinin müziğe olduğu kadar kendine saygısını da gösteriyor.
Yeni yıl konserinin bütün dünyada yayımlanan canlı icrasında her şey son derece düzenli akar. Alkışların süresi bile bellidir. Zaten günler öncesinden provalar başlamış, insert girecek kent görüntüleri hazırlanmıştır: Tarihi saraylar, köprüler, meydanlar ve heykelleriyle Viyana, bu müziğin eşliğinde, karşınızdadır.
Yeni yıl konserleri geleneğinin 19. yüzyıldan Strauss ailesine, Baba Johann Strauss’a uzandığı bilinir. Johann Strauss ailesi Viyanalıdır. Aynı soyadı taşıyan çağın büyük bestecisi Richard Strauss ise Almandır. Bu iki bestecinin hiçbir akrabalığı yoktur. Her ikisi de tarihte orkestranın en yoğun çalgı boyutuna ulaştığı, 19. yüzyılın ikinci yarısında ünlü olmuşlardır.
Valslerin popüler olduğu sıralarda çağın ciddi müzikçileri bir süre onları hafif müzik olarak niteleyip klasik konser salonlarında çalınmasını kabul etmezler. Belki de klasikleşmiş müzik dinleyicisini kızdırıp yitirmekten korkarlar. Öte yanda Strauss ailesi ve valsleri, Liszt, Brahms, hatta Wagner gibi zamanın en saygın bestecileri tarafından saygı görürler.
Oğul Strauss “Viyana Kanı” adlı valsi Viyana operasının balosu için besteler ve ilk kez Musikverein’da 1873’te çalınır. Kendisi de elinde kemanıyla bu eseri yönetir. Onun ölümü ardından bir süre vals dinletileri düzensizleşir. 20. yüzyılda giderek değerlenen valsler filmlerde ve dans gösterilerinde de unutulmaz sahnelere uyarlanır.
20. yüzyıl sonlarında giderek yeni yıl konserlerinin en ünlü orkestra şefleri tarafından yönetilmesi gelenekselleşir. Lorin Maazel, 1986’ya kadar uzun bir süre yeni yıl konserlerinin şefi olur. Sonra, şeflerin aralarında Herbert von Karajan, Claudio Abbado, Carlos Kleiber, Zubin Mehta, Riccardo Muti, Nikolas Harnoncourt, Seiji Ozawa, Mariss Jansons, Daniel Barenboim ve Gustavo Dudamel’in de yer alması, Viyana Filarmoni için bir resmigeçit halini almıştır.
Orkestranın bu yılki yeni yıl programını, halen Avrupa’nın en ünlü şeflerinden biri, Christian Thielemann yönetiyordu. TRT Müzik kanalı dünyadaki birçok televizyon gibi bu konseri canlı olarak verdi. Biz de ekran başında Viyanalılar kadar keyifli bir süre geçirdik.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları