Barış Doster

ABD heyeti niçin geldi?

09 Ocak 2019 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki terör örgütlerine yönelik askeri harekâta ilişkin hazırlıkların tamamlandığını belirterek “Çok yakında harekete geçeceğiz” dedi. Erdoğan bu sözleri söylediği sırada, Beştepe’de de Türk ve ABD’li heyetler, Suriye konusunu görüşüyordu. ABD heyetindeki üç isim dikkat çekici: Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford.
ABD’nin Türkiye’den beklentisi biliniyor. Türkiye’nin IŞİD terör örgütüyle mücadele etmesini; PKK-PYD-YPG terör örgütüne yönelik ise adım atmamasını, bunun da ötesinde onunla uzlaşmasını istiyor. Birkaç gün önce Bolton bu beklentilerini bir kez daha açıkladı: “Türkiye’nin ABD ile koordine olmadan, en azından ABD ile fikir birliğine varmadan herhangi bir askeri müdahalede bulunacağını düşünmüyoruz”.
Suriye’de IŞİD terör örgütünün etkisiz hale getirilmesini ve İran’ın etkinliğinin kırılmasını isteyen ABD’nin amacı belli. Zamana oynuyor. “Kara gücüm” dediği PKK-PYD-YPG terör örgütünün etkili olacağı özerk bir bölge istiyor. Bölmeyi başaramadığı Suriye’nin, en azından federal bir yapıya dönüşmesini arzuluyor. Suriye’nin kuzeyinde de, aynen Irak’ın kuzeyindeki gibi özerk bir Kürt bölgesi kurulması için çabalıyor. ABD, Türkiye’den ayrıca şunları talep ediyor: Birincisi, İran’ı yaptırımlarla dize getirmek isteyen ABD’yle birlikte hareket etmesi. İkincisi, Rusya’yla arasına mesafe koyması.

Aklımıza takılan sorular…
Hazır, ABD heyeti Türkiye’ye gelmişken, yanıt bulamadığımız soruları, bir kez daha soralım: ABD çekilirken, PKK-PYD-YPG terör örgütüne verdiği silahlar ne olacak? ABD, şimdiye dek kurduğu 12 gözlem noktası ve 20 üssü ne yapacak? ABD bunca yatırım yaptıktan, 70 bin kişilik terörist ordusu kurmak için kaynak ayırdıktan sonra, PKK-PYD-YPG terör örgütünü tamamen gözden çıkarmayacağına göre, Türkiye’nin nasıl bir tutum almasını isteyecek? ABD; Almanya, İngiltere, Fransa, İsrail gibi müttefiklerinin itirazına rağmen, Suriye’den asker çekerken hangi hesapları yaptı? İran’ın Suriye’den çıkarılması fikrinden vaz mı geçti? İran’ı ekonomik yaptırımlarla, Suriye’de etkisiz hale getireceğini mi düşünüyor? Yoksa İran’ı Irak, Pakistan, Afganistan gibi komşuları üzerinden terör eylemleriyle sıkıştırmaya mı çalışacak?
Sorular çoğaltılabilir. Lakin şurası kesin. Rusya, Suriye’de sahadaki ve masadaki en güçlü aktör. İran da çok kazanım elde etti. Bundan vazgeçmez. Elindekileri de kaybetmez. Geri vermez. Türkiye’nin de bir an önce bölge ülkeleriyle birlikte hareket etmesi gerek. Çünkü Irak ve Suriye’de yapılan hatalar, sadece bu iki ülkede değil, Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de de Türkiye’nin elini zayıflattı.
Kıssadan Hisse: Diplomaside gerilimin dozu da, ülkelerin kozu da değişir. Maharet, ufkun ötesini görüp, ona göre hazırlık yapmaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları