Miyase İlknur

İven kız ere varmaz, varsa da hayrını görmez

12 Ocak 2019 Cumartesi

ABD Başkanı Donald Trump’ın 19 Aralık günü attığı bir tweet bizim yandaş medyaya düğün bayram yaptırdı. Noel Baba’dan hediye almış gibi sevindiler. Ekranların gediklisi ve her konuda kadrolu bilirkişileri ekranlardan “Bu Reis’in başarısıdır”, “Türkiye diplomatik ve askeri destan yazmıştır”, “Fırat’ın doğusuna operasyon yapmamızdan ABD’liler korktu” diye Suriye politikası konusundaki zaferimizi ilan etti. Gazetelerimiz de “Vurma çekiliyorum”, “Erdoğan’ın zaferi”, “ABD’ye diz çöktürdü”, “Türkiye’nin dediği oldu”, “Çekilin yoksa geliyoruz dedik, gelmeyin çekiliyoruz dediler” manşetleri atarak bu koroya katıldı.
Bölgedeki dengeleri ve ABD’deki Başkan ile Pentagon arasındaki gerilimi bilen diplomatlar ve askeri uzmanların “Konuşmak için çok erken, ABD Suriye’yi hemen öyle boşaltamaz. En azından İsrail bu konuda ABD’yi zorlar. Hem boşaltsa bile üsleri ne yapacağını bilmiyoruz. YPGPYD unsurlarından hâlâ yerel müttefik olarak söz eden ABD yönetimi Kuzey Irak’taki gibi bir tampon bölge ya da federal bir yönetim tarzına Türkiye’ye zorlarsa ne olacak?” uyarılarına da malum koro, “Geç bunları anam babam, Reis Trump’la telefonda görüştü ve işi bağladı” diyerek sarakaya alındı.
Ekranlara yansıtılan haritalar üzerinde Fırat’ın doğusuna girdik, ta aşağıya kadar uzanarak IŞİD’i tepeledik derken Asterix çizgi romanının kahramanlarına benzeyen o pos bıyıklı Bolton, İsrail’de ağzını açıp konuşunca da bizimkiler yine ters köşe oldu. Yanında ABD Genelkurmay Başkanı ve Suriye Özel Danışmanı ile birlikte İsrail’den bize geldiğinde biz de koyduk postamızı, gördük restini ama neye yarar? Yine sükutu hayale uğradık ülke olarak.
Bu John Bolton denen cenabet herif yüzünden hasretinden prangalar eskittiğimiz ex aşkımızla vuslata erecekken yine ayrı düşüverdik.
Bolton, boyun posun devrilsin e mi!..
O pos bıyıklarını cımbızla yolsunlar inşallah!..
Biz yine kaldık mı o kırmızı suratlı Putin’le sakallı, sarıklı mollalara.
Biz de suç var canım. İyice anlayıp dinlemeden erkenden düğün dernek hazırlığı yapacak ne vardı?
Rahmetli ninem bu gibi durumlarda, “İven (acele eden) kız ere varmaz, varsa da hayrını görmez” derdi.
Vallahi haklıymış rahmetli...
Bu arada bilmeyenler için belirtelim; ivmek bizim oralarda “acele etmek” anlamına geliyor.
Hem bu Trump denen adama güven mi olur birader. Adam tweet’inde karısının adını bile yanlış yazıyor. Akşam atadığı yardımcısını sabah görevden alıyor. Görevden aldığını bir hafta sonra geri atıyor. Biraz gel-git akıllı mı ne?
Şimdi artık “Zaten ABD’nin sözüne güvenilmez”, “Bize o haritalar sökmez efendi” gibi dayılanan manşetler atsak da nafile. Elimizde çiçekle durakta biraz daha bekleyeceğiz anlaşılan.

Ya kırkı çıkmamış ölüler de oy kullanırsa...
Yerel seçim öncesinde CHP sandık güvenliği konusunda yine güvence veriyor. Onlar veredursun, hükümet sandıktan çıkan oyları değil, girecek olan oyları çoktan kendisine göre tanzim etti. Referandumda mühürsüz oy pusulalarını geçerli saydığı için Yüksek Seçim Kurulu üyeleri görev süreleri uzatılarak ödüllendirilirken, Adalar, Niğde-Ulukışla ve Üsküdar gibi ilçelerde başkanlığın el değiştirdiği yerlerde metruk binalar ile AKP’li olduğundan emin olunan evlere yüzlerce seçmen yazıldı bile.. Adalar, Ulukışla ve Üsküdar sadece ifşa olunan bölgeler. Bir de bilmediklerimizi bir düşünün.
Nüfus kayıtları açıklandığında gördük ki, birçoğumuzun büyük büyük ninesi ya da dedesi hâlâ yaşıyor. Bizim ailede çok şükür ki, sadece 1890 doğumlu olan anneannemin annesi hâlâ hayatta görünüyor. Bazı aile kayıtlarında bu sayı daha fazla. Bizim rahmetli büyük anneanne geçmiş seçimlerde acep oyunu kime vermiştir? CHP’ye vermediği kesin. Kendisini bulup sorma şansımız da yok ki...
Bari bir zahmet açıklasalar da biz de meraktan kurtulsak.
SHP’nin eski İzmir İl Başkanı Av. Turan Karakaş anlatmıştı. Kars’ın bir köyünde seçmen kâğıtları geldikten sonra seçimi göremeden beş on tane yaşlı sizlere ömür. Ama köylüler boşa gitmesin diye onların seçmen kâğıtları ile oylarını onlar adına kullanmışlar. Sonradan yapılan araştırmalarda o köyde ölülere oy kullandırıldığı ortaya çıkıvermiş. Kaymakam ve ilçe seçim kurulu, muhtarı ve ihtiyar heyetini çağırıp hesap sormuşlar:
- Yahu muhtar bu ne kepazelik? Sizin köydeki sandıklarda ölüler bile oy kullanmış gözüküyor. Bunun suç olduğunu bilmiyor musunuz?
Muhtar süklüm püklüm ve mahcubiyet içinde cevap vermiş:
- Doğridir, ölülerin yerine oy kullandık amma vallahi daha hiçbirinin kırkı bile çıkmamıştır Kaymakam Beg.
Bu seçimlerde kırkı çıkmamış olanlar oy kullansa razıyız. Ya bizim rahmetli nine gibi ben doğmadan ölmüş olanlar oy kullanırsa yandık.

NOT: Geçen haftaki yazımda Nurettin Sözen’in 1961’de başkanı olduğu örgüt Milli Türk Talebe Birliği değil, Milli Türk Talebe Federasyonu olacaktır. Düzeltir özür dilerim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

89 dejavusu 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları