'Dumansız Hava'

25 Eylül 2008 Perşembe

Yaşadığımız dünya çok garipleşti: Her şey o denli karmaşık bir duruma girdi ki, giderek zorlaşmakta, anlamak gideni ve gelmekte olanı”. Yüzlerce televizyon kanalı, gazeteler hep bir şeyler söylüyorlar, kamuoyunu aydınlatmakiçin, ama gel gör ki giderek anlamak daha da zorlaşıyor yaşadığımız günlerin dünyasını.

Ne oluyor?

En beylik sözlerle, yöneten sınıf artık ülkeleri de, dünyayı da yönetemiyor.

Olağan yöntemlerle elinde tutmayı başaramadığı iktidarını, savaşlarla, krizlerle, her türlü gözboyamayla sürdürmeye çalışıyor. Gerçek dünya yerine, sahte, kalp bir dünya sunuyor. Biz insancıklar da bu sahte dünyanın içinde kendimize gerçek bir hayat kurmaya çabalıyoruz.

***

Bu gözboyama ve sahtecilik dünyası, hayatın her alanında o denli yaygın ki, sıradan insanların neye inanıp neye inanmayacaklarını kestirebilmeleri başlı başına bir sorun.

Sözgelimi, televizyonlarda sürekli yinelenen bir kampanya var. Sloganı da: Türkiyenin hava sahası / Dumansız hava sahası.”

Kapalı yerlerde sigara içmezsek, hepimizin ciğerleri pırıl pırıl, sağlıklı olacakmış.

İyi güzel, öyle yapalım.

Ne var ki, ciğerlerimizi kirleten yalnızca soluduğumuz havadaki tütün dumanı mı?

Her gün milyonlarca aracın egzozlarından çıkan yakıt artıklarını ne yapacağız?

Ya fabrika bacalarından çıkanlar?

Bunlar dumansız hava sahamızı kirletmiyor mu? O atıkları, sokağa adımımızı attığımızda içimize çekmeye başlamıyor muyuz?

Yalnızca tütün içmenin yasaklanmasıyla Türkiyenin hava sahası / Dumansız hava sahasıolabilseydi, ne güzel olurdu?

Yatağandan hiç geçtiniz mi, Afşin Elbistandan? Termik santralların bu kentlerdeki havayı nasıl boğucu kıldığını gördünüz mü?

Ya Dilovasında bir fabrikada çalışıyorsanız? Eviniz o ovanın yamaçlarındaysa? Çoluğunuz çocuğunuz her gün o fabrika bacalarından çıkan zehirli maddeleri soluyarak büyüyorlarsa?

Ya tekstil atölyelerinde, kotların beyazlatılması işinde çalışıp, ciğerlerinizi altı ayda kaybedip ölüm yolculuğuna çıkıyorsanız? Kamu gücü, iş müfettişleri, bu atölyelerdeki ölümcül havayı denetleme gereği duyuyorlar mı?

***

Hem,Türkiyenin hava sahası / Dumansız hava sahası olabilmesi tek başımıza bizim elimizde olan bir konu da değil. Yerküreyi kaplayan atmosferi küresel ölçüde, bütün insanlık olarak kirletiyoruz. Sizin göklerinizi temiz tutmanız yetmiyor. Uzak ya da yakın komşular, uluslar, kıtalardaki kirlilik gelip sizin göklerinizde de dolaşıyor.

Türkiyenin hava sahası / Dumansız hava sahası sloganıyla yola çıkanlar, bunca yıldır küresel ölçekte atmosfere salınan zararlı gazların denetlenmesini öngören Kyoto Protokolünü neden hâlâ imzalamamışlardır?

Bunca yalan içinde düşünen insanın işi çok zor.

Annelerin ninnilerinden

spikerin okuduğu habere kadar

yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,

anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,

anlamak gideni ve gelmekte olanı.

(Nâzım Hikmet)

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları