Günlerce aç bırakılsanız siz ne yaparsınız?

15 Ocak 2019 Salı

Bir süredir ülkenin çeşitli yerlerinde sokak köpeklerinin insanlara saldırması ile ilgili haberler medyaya yansıyor. Ne yazık ki, Kayseri Hacılar’da 14 yaşındaki M.Ö’nün böyle bir saldırıda hayatını kaybettiğine dair haber de gelince iş çığırından çıktı. Otopsi raporu, çocuğun köpek sürüsünün saldırısına uğradığını belirtiyor.Gerçekten çok üzücü. Ölen gencin ailesi ve yakınları için büyük bir acı.
Fakat olayla ilgili yanıtlanmayan bazı soruların olması, birçok insanda kuşku yarattı. 25 köpeğin saldırısına uğrayan birinin öncelikle ellerinde ve kollarında yaraların olması gerekir. Köpeklerin bir insanın pantolon kemerini ve iç çamaşırını düzgün bir şekilde çıkarması olanaklı değil.
Olayın aydınlatılması gerektiğini; çünkü bunun devletin aileye karşı sorumluluğu olduğunu söyleyenler, ilçe sakinleri tarafından büyük tepki gördü. İlçede sokak hayvanı avı başladı. Tepkiler o boyuta vardı ki, ilçe müftüsü, gencin cenaze namazında hayvanlara şefkatten söz edince, gerginlik yaşandı. Camiye polis ekipleri girmek zorunda kaldı.
Olayın ardından, farklı il ve ilçelerde sokak köpeklerinin saldırılarıyla ilgili haberler gelmeye devam etti. Adeta köpekler bir saldırı furyası başlatmış gibiydi!
Bu durumda gazetecilere düşen, olayların nedenini araştırmakken kimse bunu yapmıyor. Hayvanları canavar gibi gösterip, yok edilmelerini teşvik etmekle habercilik yaptıklarını sanıyorlar...
Bu olaylarda asıl suçlu, yasanın kendilerine yüklediği görevleri yapmayan belediyelerdir. Çünkü sokak hayvanları da bu toplumun bir unsurudur. Onların bakımını yapmak, beslemek ve kısırlaştırıp aşılatmak, belediyelerin sorumluluğudur.
Kısırlaştırma yapmadıklarından sokak hayvanlarının sayısı sürekli artıyor. İnsanlar, bu durumdan yakınınca, belediyelerin “çözüm” diye uyguladığı üç yöntem var: Hayvanları zehirleyerek öldürmek, uyuşturucu iğnelerle hunharca toplayıp berbat koşullardaki “barınaklara” tıkıştırmak ya da hayvanları götürüp başka bir belediyenin sınırları içine atmak. Aşılama ve kısırlaştırma, belli bir maliyet taşıdığı için, belediyeler en kolay yolu seçerek, kendi bölgelerinden topladıkları köpekleri, geceleri başka bir belediyenin sokaklarına bırakıyor.
Toplu hayvan katliamları yaşandığında, zehirlenen hayvanların cesetleri bulunduğunda sesi çıkmayan insanlar ise; aç bırakılan hayvanlar, yiyecek bulmak için saldırganlaşınca “Toplayın bu hayvanları!” diye feryat ediyor! Sorarım size: günlerce aç bırakılsanız siz ne yaparsınız?
Saldırı olaylarının, iktidarın Hayvanları Koruma Yasası’nda yapmak istediği değişikliğin konuşulduğu bir dönemde, seri şeklinde arka arkaya yaşanması rastlantı olamaz. 6. maddedeki “kısırlaştır, aşılat, aldığın yere bırak” şeklindeki ilkeden “aldığın yere bırak” ifadesinin çıkarılmak istendiği biliniyor ve hayvan hakları savunucuları da buna karşı çıkıyor.
Çoğunluk, hayvanların toplanıp “barınak” denilen ölüm kamplarına götürülmesini talep ederse, “aldığın yere bırak” ilkesinin ortadan kaldırılması için önemli bir destek kazanılmış olacak. Bunun için saldırıların artması gerekiyor. Saldırıların artması için de hayvanların soğukta aç bırakılması lazım. Bu plan, birileri tarafından bilinçli bir şekilde uygulanıyor.
Burada asıl mağdur, insanlar tarafından evcilleştirilip sokaklarda insana mahkûm bir şekilde yaşamak zorunda bırakılan, alınıp satılarak ticareti yapılan, zehirlenen, tecavüz edilen ve katledilen hayvanlardır. Ne yazık ki, devlet kurumlarının görevlerini yapmaması sonucunda saldırıya uğrayan insanlar da mağdur oluyor.
İnsan eliyle yaratılan bu sorunun çözümü için belediyelerden hayvanları öldürmelerini değil, yasal sorumluluklarını yerine getirmelerini isteyin!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları