“Gerçek bir şey, bir yol bulmak isteyince

Bu her şeye gebe dünyada

Sessizlik bana söyler her şeyi

Bakışırız göz göze ve anlaşırız sessizce

Gölge etme, doğsun güneş

Aydınlatsın…” 

1968’de Broadway’de sahnelenen kült “Hair” müzikalini sinemaya uyarlayan yönetmen Milos Forman, “Let the sunshine in” şarkısının seslendirildiği sahnenin insan vücudundaki tüm tüyleri ayağa kaldırma özelliğinden elbet haberdardı.

Gölge etmemek gerekiyordu ki, güneş içeri girebilsin. Hippilerin isteği de buydu… 1967’de San Francisco’da yüz bin kişinin katılımıyla gerçekleşen “Aşk yazı” zirvesinden sonra yayılan hippi felsefesi, “Amerikan hayat tarzına tepki gösteren en etkin karşı kültür” olarak tanımlanıyor, doğaya dönme isteğiyle komünler halinde yaşayan hippiler Vietnam Savaşı’nı ve tüketimi reddediyordu.

Hippi giyiminde de reddediş vardı: Batı moda sisteminde satışa sunulan seri üretimle hazırlanmış, sentetik, makine parçası ürünlere ve kendilerine dayatılan cinsiyet rollerini vurgulayan giysilere karşı çıkan hippiler; unisex, doğal, ikinci el giysilere yöneliyordu. Ekolojik, el işi, doğu felsefesinden etkilenen giysiler arasında Hint ipeklerinden bol elbiseler, kaftanlar, Afgan mantolar, püsküllü ceketler, boncuklar, yamalar, batik desenler yer alıyordu.

Hippi-rock şıklığının temsilcisi Janis Joplin, 1969’da Woodstock’da kaleydoskop renkli elbisesiyle.

Hippilere ait stiller ana akıma karışalı çok oluyor. Çağdaş moda, nostalji duygusuyla geçmiş moda akımlarını referans alırken, hippi giyim tarzı da özellikle 1990’lı yıllardan beri moda tasarımcılarının ilham kaynaklarının başında geliyor. Dolce Gabbana’nın yamalar ve boncuklarla süslediği 1993 yılı koleksiyonu, 1999’da Tom Ford’un Gucci için tasarladığı çiçek desenleri, Anna Sui’nin hemen her koleksiyonunda yer verdiği püsküller ve uçuş uçuş elbiseler, hippi giyim tarzının tasarımcılara verdiği ilhamın podyuma yansımaları…

Dolce Gabbana, 1993 İlkbahar-yaz koleksiyonu

2019 İlkbahar-yaz modasında hippi etkisi: Batik desenleri Teknik olarak Hindistan, Endonezya, Japonya’da yüzyıllardır kullanılan, 1960’larda ve 1970’lerde hippi giyim tarzının bir parçası olan batik desenler, önümüzdeki ilkbahar sezonunun en dikkat çeken akımlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Çok yönlü kullanımı ile batik desenler hem lüks, hem de sokak stili tasarlayan markalar tarafından 2019 ilkbahar-yaz defilelerinde oldukça yoğun şekilde kullanıldı. Prada, Stella McCartney, R13, Prabal Gurung, Dior gibi birçok marka batik desenlerinin modern yorumlarını podyuma taşıdı.

Prada 2019 İlkbahar-yaz                                              Asos 2019 İlkbahar-yaz 

Batik deseni, nasıl giymeli?

Kombin yaparken batik deseni tek parçada kullanmakta, diğer parçaları sade tutmakta fayda var. Siyah jean pantolon ile kombin yapabilirsiniz.

Trençkot gibi klasik bir parçaya eşlik eden batik desenle görünümünüzde zıtlık yaratabilirsiniz.

Batik desenli elbiseleri katlı şekilde giymekten çekinmeyin.

Hobi marketlerden satın alabileceğiniz tekstil boyası ve kalın iplerle kendi özgün tasarımınızı yaratabilirsiniz.

En önemlisi, batik deseni üzerinizde taşırken dilinizde şu şarkı ile geçmişin savaş karşıtı, özgür ruhlarına selam göndermeyi unutmayın:

“Gölge etme, doğsun güneş 

Aydınlatsın…”