İslam ve Demokrasi -2

22 Kasım 2013 Cuma

İslam dininin demokrasi ile olan ilişkisini “Hangi İslama” göre tartışacağız?
Sadece Kuranıkerim’e mi bakacağız?..
Sünneti, hadisleri işin içine katacak mıyız?..
Dört halife döneminden başlayan ve günümüze kadar gelen uygulamaları nereye koyacağız?..
Dünkü yazımda değindiğim, günümüzdeki farklı devletlerin değişik uygulamalarını nasıl irdeleyeceğiz?..
İktidar uygulamalarının dışındaki düşünceleri, önerileri, örneğin Zeyno Baran’ın “Öteki Müslümanlar” adındaki kitabında dile getirilen görüşleri ne yapacağız?..
Çağdaş yaşamın gerekleri ile İslamı bağdaştırmaya çalışacak mıyız?
Pek doğal olarak dünyadaki siyasal İslamın çeşitli görünümlerini ve uygulamalarını temsil edenlere soru soracak halimiz yok, o nedenle bazı basit soruları en azından kendimize sormak istiyorum!

***

Tartışmanın temelinde üç basit soru yatıyor:
1) Bir insan hem Müslüman hem de demokrat ve laik olabilir mi?
2) Siyasal İslam için demokrasi ve laiklik sadece bir sandık mekanizması mıdır, yoksa devamlı bir yaşam biçimi olarak da kabul edilebilir mi?
3) Kendini Müslüman olarak tanımlayan bir kadın başını açmakta, tesettüre girmemekte özgür müdür?
Sorular bu kadar az ve basit.
Bu sorulara İslam âlimleri tarafından verilecek dürüst yanıtları soğukkanlı bir biçimde tartışabilirsek, siyasal İslamın ve demokrasinin Türkiye’deki ve dünyadaki ilişkisini ve geleceğini de daha salim bir biçimde değerlendirebiliriz diye düşünüyorum.

***

Aslında bu soruları ilk kez sormuyorum… 2011 yılında da sormuştum ve Yeni Şafak yazarı değerli fıkıh âlimi Hayrettin Karaman 16 Haziran tarihli yazısında bazı yanıtlar vermişti:
Bir Müslüman aynı zamanda laik olabilir mi?” sorusu dayatmacı, kıstırıcı bir sorudur ve akide (inanç) ile ilgilidir.
Müslümanlara mahsus bir çeşit demokrasi olabilir, ama sıra laikliğe gelince hiçbir Müslüman “Ben biraz Allah’a, biraz da O’nu tanımayan, O’nun hâkimiyetini bölen ‘rakiplerine’ itaat ederim” diyemez.
Bir önceki yazımda ifade ettiğim gibi İslam yalnızca iman, ibadet ve ahlaktan ibaret değildir, vahiy aynı zamanda hayatın diğer alanları ile ilgili talimatı da ihtiva etmektedir.
Bir siyasi rejim/sistem hayatın belli alanlarında dini dışlıyor, işe karıştırmıyorsa müminler, inanç olarak onu benimseyemezler.

***

İslamın inanç ve ibadet dışında “hayatın diğer alanlarını” da kapsadığı görüşü, inanç ve ibadet dünyasını aşan, hayatın tümünü kapsayan, siyaset bilimi açısından totaliter bir görüştür; demokrasi ve laiklik ile bağdaşmadığı açıktır!
Arkası yarın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları