İskoçya’da tarihi oylama

19 Eylül 2014 Cuma

Referandumdan çıkan en mühim sonuç, “değişimin kaçınılmazlığı”…

İskoçya dün Büyük Britanya Birleşik Krallığı’ndan ayrılarak bağımsız olup olmamayı oyladı. “Bağımsızlığa evet” diyenler “Hayır”la da yaşayabileceklerini dile getiriyordu. “Hayır”cı cephede ise birliğin yıkılıp gideceği korkusu hâkim.
“Evet oyu verdim ama hayır ile yaşayabilirim”… 48 yaşındaki Mark McGhee, 43 yaşındaki partner’ı Mickey Higgins ile oyunu kullandıktan sonra birkaç yudum bira içmek üzere geldiği pub’da bu sözlerle dile getirdi hissiyatını. Edinburgh’lu bir İskoç olan Mark da Kuzey İrlandalı partner’ı Mickey de dün “İskoçya bağımsız bir ülke mi olmalı” sorusu eşliğinde düzenlenen bağımsızlık referandumunda “Evet” oyu kullanmışlar. Onlar için Londra’da iktidarda olan Muhafazakâr Parti, koalisyon ortakları Liberal Demokratlar ve ana muhalefetteki İşçi Partisi de kurumsal yapının tezahürleri... “Birlikçi partiler”i (unionist) ve kullandıkları “Birlikte Daha İyi” başlığını, “Öyleyse bugüne kadar niye birlikte daha iyi olmadı” diyerek eleştiriyorlar. Ama Mark’ın ifadesiyle “Hayır çıksa da değişim sona ermeyecek”.
İskoçya’daki referandum elbette Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı için önemli bir dönüm noktası. Daha önce “üzerinde güneş batmayan” diye tabir edilen imparatorluktan bağımsız olanlar bulunsa da bu aslında İrlanda’nın bir yüzyıl kadar önce 1922’deki kopuşunu andırıyor. Dolayısıyla Britanya kurumsal yapısının “birlik” hasasiyetini “tırmalıyor”. Oysa İskoçların sakin olduğunu teslim etmeli. Dün sandıkları dolaşırken Mark ve Mickey’nin bakış açısına sahip çok sayıda İskoç’a rastladım. “Hayır” cephesinde bu anlamda “birliğin dağılacak olması ve belirsizlik” nedeniyle daha büyük bir kaygı hâkimdi.

‘Kendi kendine saygı’
81 yaşındaki Rod ile 84 yaşındaki John oylarını birlikte kullanmışlar. Normalde Londra emeklilik maaşlarının ödenemeyeceği tezini ortaya attığından yaşlılar “Hayır”a meyilliyken, Rod ile John, “Kime oy verdiniz” soruma gülerek, “Evet dedik” yanıtını verdiler. Nedenini sorduğumda Rod, “Değişime oy verdim. Kendi ülkeme sahip olduğumu hissetmek istiyorum” dedi. Peki “Hayır” çıkarsa ne değişmesini bekliyorlar? John’a göre, “En büyük değişim kendi kendine saygı olacak.”

‘5 milyonluk küçük ülke olmamalıyız’
91 yaşındaki Hildegaard Reid, Alman kökenli. İskoçya’ya 1948’de yerleşmiş, kızı 67 yaşındaki Francis Bealey bir İskoç. Francis, “Londra’nın diktatörlüğünden kurtulmamız lazım. Sorun İngilizler de değil, sorun Downing Street temelli kurumsal yapı” diyor. Peki “Hayır çıkarsa?”. Francis, “Hâlâ onlarla dost olacağız” yanıtını veriyor. 91 yaşındaki Reid ise “Evet” demesini “Kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız” diye anlatıyor.
Robin Horn 31 yaşında, Richard Acumb ise 62. Robin, “Evet” Richard “Hayır” oyunu kullanmış. Robin, Londra’da doğup büyümüş ve İskoçya’ya sonradan yerleşmiş bir İngiliz. Richard ise Edinburghlu bir İskoç. Karşıt argümanları dile getirseler de değişimin kaçınılmaz olduğunda birleşiyorlar. 
“Hayır” oyu kullanan cephe daha ziyade pra- tik sonuçlarla ilgili. 56 yaşındaki Chris Gobby“Hem Birleşik Krallık hem de AB’nin üyesi olmak varken, 5 milyonluk küçük bir ülke olmamalıyız” diyor. Ona göre durum şu: “Elbette sonuçta bizi AB’ye alacaklar ama o kadar kolay olmayacak. Sıfırdan bir ülke yapmamız gerekecek. Bizim zaten bayrağımız var, marşımız var, spor takımlarımız var. İşleri zorlaştırmanın alemi yok.” Gobby’nin ailesinin bir kısmı güneyde yaşıyor ve “Ne yani, onları telefonla aradığımda uluslararası görüşme mi yapacağım” diye soruyor. 
57 yaşındaki Richard da aynı görüşte: “Britanya ile omuz omuza durmak daha iyi.” 24 yaşındaki Fiona McClashlan ise “birliği yitirmek kaygısını” dile getiriyor: “Ben hem bir İskoçum hem de bir Britanyalıyım. Bağımsızlık istiyorlar ama bir planları yok. 300 yıldır aynı kurumları paylaşıyoruz, fena mı yani!”

‘Diğerlerine örnek’ 
“Hayır” cephesinin belirsizlik kaygısında hakkı yok değil. İskoçya’nın bu sabah ekonomik ve siyasi belirsizliğe uyandığı muhakkak. Fakat bir İskoç’un dediği üzere “ucunda ölüm yok”. Benimse üç gündür arşınladığım İskoç topraklarında anladığım her koşulda “kendine güvenli bir başka İskoçya’nın olacağı”. Tıpkı “başka bir Birleşik Krallığın olacağı gibi”… Zira eğer İskoçya birlikten ayrılmasın diye sunulan vaadler yerine getirilirse, yani yerel idarelere daha fazla bütçe kontrolü ve kamu fonları sunulursa, yarın öbür gün İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda için de pek çok farklılık gündeme gelecek… Kıssadan hisse, İskoçya referandumundan çıkan en mühim sonuç, “değişimin kaçınılmazlığı”…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları