‘Normalleşiyor’!

28 Ocak 2019 Pazartesi

Başkan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mimarı benim dediği rejim, büyük müzisyen Fazıl Say’ın Truva Sonatı’nın açılış konserine, bir ABD senatörünü de yanına alarak gitmesiyle normalleşiyormuş.
Normalleşme iyidir de, tanımı gereği öncesinde bir anormalleşme olduğunu içerir.
Onu ne yapacağız?

Kimin eseri?
Bu toplumun anormalleşmesi kimin/kimlerin eseridir?
Başkan’ın savcısıyım dediği, ancak beş yıl sonra tamamıyla uydurma oldukları saptanan Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarla yaşamı karartılanları ne yapacağız?
Çocuk tacizlerini, yoğunlaşan kadın cinayetlerini; işyerlerindeki işçi ölümlerini, haksız-hukuksuz tutuklama ve yargılamaları, doğa talanlarını, mülkiyeti halka ait olan üretim birimlerinin yandaşlara sudan ucuza satılmasını, rüşvet ve yolsuzlukları hangi sayfaya yazacağız?
Hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını savunanları, özgürlük isteyenleri, üniversite özerkliğini ve basın-yayın özgürlüğünü sahiplenmeye çalışanları, sendikal hak savunucularını, kendisine muhalif sanatçıları, barış isteyenleri ve her türlü muhalefeti, yıllardır, sabah-akşam, vatan haini, terörist, dinsiz olmakla suçlayarak toplumu kutuplaştıranlar kim ya da kimler? Üstelik hem 16 Nisan 2017 anayasa oylamasının, hem de 24 Haziran 2018 seçimlerinin sonuçları tartışmalı; 31 Mart 2019 yerel seçimlerine de sandık güvenliği sorunuyla gidilmiyor mu?
Başkan’ın konsere gittiği günlerde kaşla göz arasında bakın ne oldu? Gaziantep’teki Bilim Teknoloji Üniversitesi’nin adının başına, bir torba yasa maddesiyle İslam sözcüğü eklendi. Rektörlüğüne de ilginç dinsel yorumlarıyla bir TV yıldızı kesilen ve kendisini eleştirenlere “Sizinle mahşerde hesaplaşacağım” diyen Nihat Hatipoğlu atandı. Bu olay, kamuoyunun gündemine gelmedi; YÖK ve üniversite çevrelerinde bile sessizlikle geçiştirildi. Aynı günlerde üstelik yıllarca Milli Eğitim Bakanlığı yapmış bir milletvekili Sivas’ta, yerel seçimlerde “AKP’ye vereceğiniz oylar ruzi mahşerde beraat belgeniz olacaktır” diyordu. Yalnızca geçen haftanın bu iki olayı bile rejimin ne yönde ve nasıl normalleşmekte olduğunu kanıtlıyor.

Ankara Senfonisi - Ağıt
Başkan, Fazıl Say’dan İstanbul ve Ankara için de birer beste yapmasını istemiş. Bence de Ankara, çocuğu Say’dan özel bir beste bekliyor.
Kentin, Refah, Fazilet ve AKP’li büyükşehir belediye başkanlarının elinde çeyrek asırdır; AKP iktidarında da 17 senedir, Cumhuriyetin değerlerinden nasıl uzaklaştırıldığı müziğe dökülmelidir.
Bu çerçevede, Türk, Övün Çalış Anıtı’nın da içinde yer aldığı Güven Parkı’nın çöplüğe dönüştürülmesi; Ulus’ta bulunan ilk TBMM’den Çankaya Köşkü’ne uzanan Atatürk Bulvarı’nın Köşk’ten Kuğulu Park’a kadar trafiğinin yalnızca iniş yönüne verilerek kimliksizleştirilmesi; kentin uzun yıllar tek toplumsal kaynaşma ve eğlence bölgesi Gençlik Parkı’nın kullanılmaz duruma getirilmesi; yine kullanılmaz duruma getirilen tarihi Ankara Gar’ı; mimarisi, sokak ve caddeleriyle birer korkunç ucube olarak kenti çevreleyen yeni yerleşim yerleri ve giriş kapıları; Atatürk Hastanesi’nin yerine dikilen Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlayan ahtapot benzeri yollar; ODTÜ arazisinin yağmalanması; Maden Tetkik ve Arama-MTA’daki İnsanın Evrimi tablosunun ortadan kaldırılışı ve... Bütün bunlardan çok daha yıkıcı olarak, Atatürk Orman Çiftliği’ne (AOÇ) yapılan sayısız tecavüz, piyanonun tuşlarının çığlığına yansımalıdır!
Kimliğini tümüyle yitiren ve doğal parkı dinozorlarla doldurulan AOÇ’de, ABD Büyükelçiliği Külliye ya da Saray’a komşu geliyor. Elçilik, AKP iktidarının kolaylaştırıcılığı sonucu sağlanan 37 dönümlük AOÇ arazisi üzerinde yükseliyor ve 2019’da, Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşı’nın başlamasının 100. yılında açılacakmış. Eğer açılışa Başkan Trump da çağrılır ve Ankara Senfonisi ilk kez orada çalınırsa, ABD de dize getirilir (!) ve normalleşmenin küresel boyutu da tamamlanır.
Böylece ülke, kendisini anormalleştirenin liderliğinde normalleşmesini, tüm yönleriyle gerçekleştirmiş olur!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları