Bayram Tartışması...

26 Eylül 2008 Cuma
Başbakan Erdoğan sayesinde nur topu gibi yeni bir tartışma konumuz daha oldu.

Günahı söyleyenlerin boynuna. Her gün yeni bir tartışma konusunun ortaya atılmasının, Adalet ve Kalkınma Partisine çeşitli konularda yöneltilen eleştirilerin etkisini kırmak için bir yöntem olarak belirlendiğini iddia eden münafıklar var.

Bizim siyasetçiler arasında, zaman zaman medyada da rastlandığı gibi bazı işlerin kendileri ile başladığını sananların sayısı hiç de az değil.

Alışılmış deyişle kendi milatlarını geçerli sayma eğilimi giderek yaygınlaşıyor.

Son günlerdeki çeşitli değerlendirmelerine bakınca aynı yaklaşımın sayın Başbakan tarafından da benimsenmekte olduğunu sanmak zorunlu oluyor.

Bir başka cümleyle, sayın Başbakan geçmişte yaşadıklarını bir yana koyup, konuları başbakanlık yaşı ile irdeliyor demek mümkün oluyor.

***

Bugüne kadar kaç dini bayram yaşadığımı doğrusu bilmiyorum. Çünkü 354 günlük ay yılı, 365 günlük güneş yılına sığıyor ve bu nedenle de bir güneş yılında üç dini bayram kutlandığı oluyor.

Gelelim sayın Başbakanın Şeker Bayramı da nereden çıktı? Ramazan Bayramı adını değiştirmek kültürel bir yozlaşmadır iddiasına...

Ben çocukluğumdan bu yana oruç ayı sonrasında kutlanan bayramın, Ramazan Bayramı olarak kutlandığını duymadım.

Duymaya başladığımın miladını daha sonra tarihlendirip, Osmanlı döneminde de kullanılmadığını gönül rahatlığı ile iddia edebilirim.

Çünkü o dönemde, iki dini bayramdan birinin adı Iydi Saidi Fıtr ötekinin adı da Iydi Saidi Edhaidi.

İlki mutlu, uğurlu mübarek oruç bozma bayramı ikincisi de mutlu, uğurlu, mübarek kurban bayramı demek oluyordu.

Hatta, şöyle bir fıkra anlatılıyordu. Ramazanın gelip geçtiğinden habersiz Bektaşi babası, bayramın geldiğini öğrenince yanındakilere şunu sormuştu: Oruç tutmuşsunuz. Allah kabul etsin. Ama oruç bittiği için neden bayram yapıyorsunuz?

Sonra resmen Ramazan Bayramı yapılan bayramın, halk arasındaki yaygın adı da Şeker Bayramıydı.

***

Şimdi gelelim Şeker Bayramının, kimler tarafından Ramazan Bayramı yapıldığına.

Türkiyenin, Cumhuriyetin ilanından sonra kabul edilmiş Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Yasa adında bir yasası vardı.

Bu yasada da, daha sonra yürürlüğe sokulan 27 Mayıs 1935 tarih ve 2739 Sayılı Yasada da, söz konusu bayram Şeker Bayramı olarak geçiyordu.

Ek kanıt olarak şunu da ekleyeyim. 1954 yılında 6253 Sayılı Yasayla değiştirilen 5953 Sayılı Basın-İş Yasasında da şeker ve kurban bayramı adları yer alıyordu.

Şeker Bayramı, Atatürkçülüğü öne çıkarıp dinciliğe önemli olanaklar sağlayan Milli Güvenlik Konseyi döneminde Ramazan Bayramı yapılıverdi.

Kanunun kabul tarihi 17 Mart 1981, numarası da 2429.

Anımsayacaksınız bu yasa değişikliği ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da bayram olmaktan çıkarılmış, tepkiler üzerine 1983 yılında yeniden resmi bayramlar arasına alınmıştı.

Ramazan Bayramı adı, doğal olarak AKP iktidarının hoşuna gidiyor. Şeker Bayramı denilmesine de kızıyorlar.

Bir yandan işgücü kaybı olur diye 1 Mayısı tatil yapma konusundaki isteklere direnmek, ardından bayram tatilini 9 güne çıkarmak, sanırım bizimkilere uygun bir yaklaşım ama yaman bir çelişkidir.

Şeker Bayramınız şimdiden kutlu olsun...

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları