Daha ne yapacaktı?

31 Ocak 2019 Perşembe

O dönemde sıkıyönetim mahkemelerini ve soruşturmalarını izleyen bir gazeteci olarak Nurettin Soyer’i, mesleğinin ilkelerine sadık bir hukukçu olarak tanırız.

 CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, eleştiriler üzerine “(12 Eylül dönemi) Bu dönem üzerinden bugüne dair bir şey çıkarmaya çalışmak hiç doğru değil. Bu çok yanlış, eski yaraları kaşımanın hiçbir faydası yok. Bugün yepyeni bir Türkiye, yepyeni bir kent için uğraşmak gerekiyor. Bunları geride bırakmak lazım” demişti.

CHP’nin İzmir Anakent Belediyesi başkan adayı Tunç Soyer için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu ismi ülkücü kimliği taşıyan kimse kabul edemez” demiş.

Nedenmiş o?

Tunç Soyer’in babası 12 Eylül döneminde Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Başsavcısı Albay Nurettin Soyer, MHP’lilere dava açmış da, ondan...

O dönemde sıkıyönetim mahkemelerini ve soruşturmalarını izleyen bir gazeteci olarak Nurettin

Soyer’i, mesleğinin ilkelerine sadık bir hukukçu olarak tanırız.

Ne yapacaktı Nurettin Soyer?

Dönemin askeri yönetimi ve MHP yanlısı Ankara Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun emir verdi, 12 Eylül 1980 sabahı MHP Genel Merkezi bir askeri birlik tarafından arandı. Bir Browning, bir Smith Wesson, bir Kırıkkale, bir 7.65, iki 6.35 çapında tabanca, 272 mermi, patlayıcı maddeler, tıbbi malzemeler ve peruklar bulundu.

Buna ek; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesine kimlerin getirilip getirilmeyeceğini içeren, yargıç ve savcılarla ilgili olarak da “artı-eksi” değerlendirmelerin yapıldığı belgeler ele geçirildi. Yani, bugün casusluk cemaatinin yaptığına benzer bir “paralel devlet” yapılanması saptandı.
Nurettin Soyer, bu kanıtları görmezden mi gelecekti?

12 Eylül 1980’den hemen önce MHP Genel Merkezi’nden kimi bavulların kaçırılarak gömüldüğü belirlendi. Dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yer göstermesiyle, Anıtkabir’in hemen karşısında, bugün Anıtpark olan yerde, 100 metrekarelik bir alan kazıldı; C-4 patlayıcılar, silah iğneleri ve parçaları, değiştirilmiş namlular bulundu.

Nurettin Soyer, bunların üzerini geri mi kapatacaktı?

MHP’li Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’ın öldürülmesi olayını aydınlatan yine Nurettin Soyer’di.
Gün Sazak cinayetinden kuşkulanılarak gözaltına alınan taşeron sözde sol bir örgüte bağlı sanığın verdiği ifadede; bölgedeki bir arsayı betimlemesi gibi bir küçük ayrıntıdan yola çıkarak, gözaltındakinin katillerden biri olduğunu belirleyen de Nurettin Soyer’di.

Ne yapacaktı, katilleri mi bıraktıracaktı?

Yayıncı İlhan Erdost’un Mamak Askeri Cezaevi’nde ülkücü militan Kısmet Çağlar’ın da aralarında bulunduğu askerler tarafından dövülerek öldürülmesi soruşturmasını yürütenlerin Başsavcısı Nurettin Soyer’di.

1978’de Mamak’ta kahve tarayıp 5 kişiyi öldüren ülkücü İsa Armağan ile Mustafa Pehlivanoğlu’nu (idam edildi) soruşturanların da Başsavcısı Nurettin Soyer’di.

1979’da, gasp ettikleri taksinin şoförüne tecavüz edip, onu bir kümese tıktıktan sonra Piyangotepe’de taradıkları kahvede 7 kişiyi öldüren ülkücü Ali Bülent Orkan (idam edildi) ve arkadaşlarını soruşturanların Başsavcısı da Nurettin Soyer’di.

Dürüst ve hukuka bağlı

12 Eylül döneminde gözaltına alınan Zeynel Abidin Ceylan’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde işkence ile öldürülmesini soruşturan da Nurettin Soyer’di.

28 Mayıs 1980’de Ankara’da eylem yapan toplum polislerinin üstüne ateş emri veren Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun’u durduran da Nurettin Soyer’di.

Sorarım size, bir hukukçu olarak daha ne yapsaydı Nurettin Soyer?

İnanıyoruz ki, Tunç Soyer, görevini dürüstlükle, hukuka bağlı kalarak yerine getirmiş babası ile gurur duyuyordur...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları