‘Kürdistan Neresi?’

23 Kasım 2013 Cumartesi

Diyarbakır’daki Barzani-Erdoğan mülakatı bana “Herkesin Keyfi Yerinde” filmini anımsattı.
Orjiinal senaryosu Guisseppe Tornatore’nin olan ve önce onun tarafından gerçekleştirilen, başrolünü Marcello Mastroianni’nin oynadığı “Stanno Tutti Bene”yi çok beğenen Hollywood, çoğu başarılı Avrupa filmine yaptığı gibi, el atıp, Amerikan sosuyla bezeyerek, bu defa Kirk Jones’ın çekip Robert de Niro’nun başrolünü oynadığı “Evereybody’s Fine”ı yaptı. Bu filmlerin her ikisinde de eşini kaybetmiş bir babanın, yıllar sonra, dört bir yana dağılmış çocuklarını teker teker ziyaret etmesinin öyküsü anlatılır
Baba çocuklarını uzaktan izlerken, herkesin keyfinin yerinde olduğu sanılır. Ama aslında hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değildir. İşler çok daha değişik ve karmaşıktır.
Tıpkı Barzani’nin, yaşadıklarından sonra, “Kendimi hayal âleminde sandım” dediği Diyarbakır’da olanlar gibi...
Düğünler, konserler, ziyafetler, ilk dinlenişte kulağa hoş gibi gelen demeçler, hep herkesin keyfinin yerinde olduğu izlenimini veriyordu.

***

Oysa işler ilk bakışta göründüğü gibi değildi, biraz daha yakından bakınca görülüyordu ki olaydan ne BDP hoşnuttu, ne PKK, ne Kandil, ne de Öcalan...
Ama tüm bunlara karşın Barzani ile Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır buluşmaları, senaryonun bütün aktörleri açısından tarihi önem taşıyan bir gelişmedir.
Her şeye karşın, herkesin keyfinin bir parça yerinde olmaması için de sebep yoktur. Yine de tabii görüşmeden en kârlı çıkmış olan, Tayyip Erdoğan gibi görünüyor.
Öcalan-PKK-BDP üçlüsüne elindeki Barzani kartını göstererek, geniş bir hareket alanı olduğunu anımsatmayı hesaplayan Erdoğan, çözüm süreci konusunda somut adımlar atamasa bile, kendisi için son derecede kritik olan seçimlere çatışmasızlık hali sürerek gidebilecek gibi görünüyor ki, bu da kısa vadeli hesapların en önemli parçasının gerçekleşmesi demek.
Hiçbir şey olmuyormuş gibi gözükürken, aslında bölgede iktidar transferinin devamı ve bu yöndeki psikolojik ortamın pekişmesi de Öcalan- PKK-BDP üçgeninin keyfini yerine getirecek bir husustur.
Barzani’nin de tüm Kürt liderlerinin de sözünü ettiği Kürdistan kavramı, bu geziyle resmen telaffuz edilmese bile, Tayyip Erdoğan iktidarının zımni kabulüne mazhar olmuş bulunmaktadır.
Kürdistan davasına gönül verenler için daha önemli bir gelişme düşünülebilir mi?
Zaten Barzani’nin asıl “hayal gibiydi” dediği husus da bu olsa gerek.

***

Barzani’nin Kürdistan sözünü Diyarbakır’da açıkça dile getirdiği günün akşamında, partisi KDP’nin resmi internet sitesinde, Türkiye’nin 25 ilini “Kürdistan” sınırları içinde gösteren harita yayımlandı.
Bu yayın üzerine CHP sözcüsü Haluk Koç, harita konusunda Erdoğan’ın düşüncesini öğrenmek istedi ve kastedilen Kürdistan’ın sınırlarını gündeme getirip sordu:
- Neresi Kürdistan? Bu çıkışın, kimi CHP içi çevreler de dahil, bazı yerlerde tepkiye yol açacağı kesin.
Olsun!
CHP bu kritik sorunun, barışçı-demokratik çözüm konusu olmaktan çıkarılıp salt etnik tabana indirilmesine seyirci kalmamalıdır.
CHP, Kürt sorununun çözümü konusunda, açık ve net tavrını belirlemeli, o doğrultuda yürümelidir.
Tabii ki demokratik çözüm Kürtlerin ne kimliklerinin, ne dillerinin inkârını öngörür.
Zaten CHP’nin de böyle bir niyeti yok.
Ama Kürdistan ortaya atıldığı zaman, o vatana bir millet de kaçınılmazdır. Vatan ve millet olunca da bu ikisine bir devlet de gerekmektedir.
“İki millet, iki devlet, iki vatan” da çözümlerden biri.
Ama bu çözüm savaşsız gerçekleşebilir mi?
Bu durumda kimse bize bunu barışçıl çözüm diye sunmaya kalkmasın olur mu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları