Palto

06 Şubat 2019 Çarşamba

Palto” edebiyatla az çok ilgili herkesin bilebileceği gibi büyük bir Rus yazarı, Rus edebiyatında gerçekçilik akımının ilk örneklerini verdiği kabul edilen Nikolay Gogol’ün dünyaca ünlü anlatısıdır.
Anlatı sözcüğünü, Rusların “povest” dedikleri, Latin vb. dillerinde “novel/novella” diye adlandırılan yazın türünü adlandırmak için kullanıyorum.
Yani romanla öykü arası bir tür.
Belki uzun öykü de denebilir.
Gerçi bu türün tanımında uzunluk kısalık ölçüsü de tek belirleyici değildir; fakat şimdi bu tartışmaya girmeyelim.
Gogol’ün ünlü anlatısının konusu, tek kahraman çevresinde dönen, oldukça basit bir öyküdür...
Sıradan bir memur olan Akakiy Akakiyeviç, çalıştığı dairede üstlerinin, günlük yaşamda da hemen herkesin kendisini küçümsediğini düşünmekte, nedenini de giyim kuşamındaki yoksullukta, özetle de bir paltosunun olmayışında görmektedir.
Sonuçta hayallerini gerçekleştirerek borç harç kendine bir palto yaptırır...
Fakat onu gerçekten de küçümsenmekten kurtaran bu görkemli giysiyi, daha tadını çıkaramadan hırsızlara kaptırır.
Anlatı, şimdi anımsadığımca, zavallı Akakakiyeviç’in, paltosunu bulmak için sonuçsuz çabaları ve sonuçta da aklını yitirmesiyle sona erer...
Konu gerçekten basit... Fakat yapıtını ve Gogol’ü ölümsüzleştiren konu değil, toplumsal ilişkiler sarmalında kişiliğini yitirip yok olan “küçük insan”ın psikolojisini, trajedisini anlatma başarısındadır.
İlk yapıtının adı “Zavallı İnsanlar” olan Dostoyevski’nin, “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık” dediği söylenir... Söz doğru olsa da ben Dostoyevski’nin bu sözü söylediğine ilişkin bir kayıta rastlayamadım. Buna karşılık, 1843’te yayımlanışından iki yüz yıla yakın bir zaman sonunda bu paltodan ülkemizde genç bir tiyatro sanatçısına, İzmir Yenikapı Sanat Tiyatrosu oyuncularından Nazlı Masatçı’ya hapis cezası çıkıyor ve bu sanatçı arkadaşımız şu anda demir parmaklıklar arkasında...

***

Aralarında Nazlı Masatçı’nın da bulunduğu İzmir Yenikapı Sanat Tiyatrosu oyuncuları “vicdani ret” konulu bir protesto gösterisine Gogol’ün Palto’suyla katıldıkları için bir kaç yıl önce beşer ay hapis cezasına çarptırılmışlar.
Savunma avukatının, suçlamaya konu olan TCK 318 (“halkı askerlikten soğutma”) Maddesi’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu iddiası sonucu değiştirmemiş.
Ceza ertelenmiş. Fakat Masatçı hakkında bu kez göz altıları protesto için 2015’te tiyatro binasında düzenlenen basın toplantısında söylediği sözlerden ötürü, terör örgütü (hangi örgütse!) propagandası yaptığı suçlamasıyla açılan bir başka davada 1 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş ve ülkemizde yürürlükteki rejimin belli ki çok tehlikeli bulduğu bu tiyatro sanatçısı hem bu cezayı hem de “Palto”ya ilişkin cezayı çekmek üzere 30 Ocak’ta tutuklanarak cezaevine konulmuş...
Sözü Gogol’den açmışken sürdürelim... Edebiyat tarihi bakımından sadece Dostoyevski ve içlerinde Çehov da olmak üzere pek çok gerçekçi Rus yazarı değil, örneğin başta Kafka olmak üzere saçma ve tuhafın birçok yazarı da Gogol’ün Palto’sundan çıkmış, ya da Burun’undan düşmüşlerdir...
Öyleyse günümüz Türkiye’sinde dolaylı ya da dolaysız Gogol oynamaktan ötürü hapse girmek pek de yadırgatıcı sayılmamalı...

***

Oyuncular Sendikası’nın konuya ilişkin “Tiyatro Sanatçılarına Özgürlük” başlıklı açıklamasından, Nazlı Masatçı’nın oyuncu ve yönetici olduğu İzmir Yenikapı Sanat Tiyatrosu’nun da 6 Ocak 2017 tarihli 679 sayılı kanun hükmünde kararname ile kapatıldığını öğreniyoruz...
Gogol’ün ruhu günümüz Türkiye’sine gelse, herhalde yine dönüp dolaşıp I. Nikolay’ın baskıcı, sansürcü yönetiminin egemen olduğu kendi ülkeme gelmiş olmalıyım diye düşünecekti...

***

Sözü burada kesiyor, bütün sanatçılara, sanat ve özgürlük severlere Sanatçılar Girişimi’nin çağrısını duyuruyorum:
11 Şubat Pazartesi saat 14.00’te, havanın durumuna göre paltolu ya da paltosuz, İzmir Kapalı Kadın Cezaevi önündeki protesto ve dayanışma buluşmasındayız...
Bekliyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Devlet suç işliyor 17 Nisan 2024
Bir bayram kutlaması 10 Nisan 2024
Atatürk kazandı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları