Işık Tutmalı!

29 Eylül 2014 Pazartesi

Yeni bir eğitim yılı başlıyor. Eğitimin her basamağının sorunları giderek ağırlaşıyor.
Gerçekte ülke eğitimi tümüyle dökülüyor: Okullaşma oranları eğitimin her basamağında, özellikle de okulöncesi ve ortaöğretimde kız öğrenciler arasında çok düşüktür; PİSA uluslararası bilgi sıralamasında ülke başarısızdır; 4+4+4 uygulaması büyük olumsuzluklar yaratıyor. Okulöncesi ve ilköğretimde tamgün eğitimden vazgeçiliyor. Buralarda ibadet yerleri açılması yoluna gidiliyor. Öğrencilerin yerleştirme işlemlerinin çözümsüz kaldığı ortaöğretimdeki imam hatipleşme aşırı boyutlardadır. Mesleki ve teknik eğitimde müzik, görsel sanatlar ve beden eğitimi ders saatleri iyice azaltılıyor. Bir tarafta öğretmen açıkları var, diğer tarafta atanmayan öğretmenler. Ya öğretmen liselerinin tümüyle kapatılması ve ücretli öğretmen çalıştırılmasına ne demeli? Güneydoğu’da eğitim tümüyle felç. Üniversitelerin durumu yürekler acısı…
Bu çok ağır sorunlar nasılsa hiç gündeme getirilmiyor; bir tarafa bırakılıyor; yalnızca ortaöğretimde de kız çocuklarının başlarının kapatılması akla geliyor. AKP hükümeti, yıllardır adım adım uygulamaya koyduğu eğitimi bilimsel, eşitlikçi, parasız ve laik özelliklerinden uzaklaştırma ve dindar nesiller yetiştirme işini hız kesmeden sürdürüyor.
Daha geçenlerde AİHM’nin (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) verdiği din dersi zorunlu olamaz içerikli kararının boyası kurumadan, o kararı tanımayacağını açıklayan AKP hükümeti, kişilik haklarını kullanma yaşına henüz gelmemiş, bu nedenle de özgürce seçim yapamayacak olan kız çocuklarının başını sarıp sarmalamalarını istiyor.
Özgürlük adına diye yutturulmak istenmesine bakmayın; AKP’nin eğitimle ilgili daha önce yaptıklarını tamamlayan bu uygulama, yalnız birey olarak kadınların değil, bir bütün olarak ekonominin ve toplumun geleceğini karartacak niteliktedir. Çünkü, bu yolla kız çocuklarının, bilimden sanata ve spora her alanda yaratıcı yeteneklerinin özgürce gelişmesi engellenmiş olacaktır. Bu durum, hiç kuşku yok ki, çocuk evlilikleri, ekonomik ve cinsel sömürü ve cinayetlerle her gün ağırlaşan kadın- erkek eşitsizliğini daha da derinleşecektir.

***

Kamuoyunun ilgisini hemen hiç çekmese de, bu karanlık gidişe karşı çıkışın güçlü bir örneği geçen hafta sonu İzmir’de yaşandı.
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, yaklaşık bir yıl önce oluşturduğu ERP-Eğitim Reformu Platformu’nun çalışmalarının ilk ürünlerini Konak Belediyesi’nin desteğiyle düzenlediği “Aydınlık Bir Türkiye için Eğitim Reformu” başlığı altında 20 Eylül’de gün boyu süren bir çalışmalarıyla değerlendirildi. (Dernek Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş’ın aynı adla yayına hazırladığı bildiriler kitabı www.ykked.org adresinden edinilebilir).
Çağrılı 22 bildirinin sunulduğu toplantılarda, bir taraftan Türkiye’nin çağdaşlaşması sürecinde özellikle Cumhuriyet’le birlikte eğitime verilen büyük önem, başta Köy Enstitüleri olmak üzere bugüne nasıl ışık tutacakları sorusuna yanıt aranarak, örnekleriyle anlatıldı. Bunlarla bağlantılı olarak, okulöncesinden yükseköğretime, nitelikli öğretmen yetiştirilmesinden mesleki ve teknik eğitime, ders kitaplarındaki cinsiyet ayrımcılığından eğitim felsefesine, kültür ve sanata, küreselleşmenin eğitime etkilerinden 21. yüzyılda eğitimin olası doğrultularına kadar çok sayıda konu enine boyuna irdelendi.

***

Kuşkusuz, her geçen gün koyulaşan ve ülkenin geleceğini daha da karartacak olan bu gidişe karşı çıkılmalıdır.
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, eğitimde yapılanlara karşı çıkmakla yetinmiyor. Dernek, Eğitimde Reform Platformu çalışmasıyla, eğitimin her düzeyinde bilimin yol göstericiliğinin egemen kılınması için neler yapılması gerektiğini sergiliyor; gidilmesi gereken yola ışık tutuyor.

***

Köy Enstitülerinin yaratıcı ve üretken bir ürününü, Talip Apaydın’ı yitirdik. Ailesine ve Cumhuriyet aydınlamasını savunanlara başsağlığı diliyorum. Işıklar içinde yatsın.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları