9. Dalga...

27 Eylül 2008 Cumartesi

Gökhan Aydıner, Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde tüm ulusal gazete ve televizyonların yöneticilerine Türkiye’deki terör olgusunu bütün yönleriyle ortaya koyan bir brifing sırasında şu değerlendirmeyi yapmıştı:

“20. yüzyılın ikinci yarısında dünyanın neresinde nasıl bir terör yaşanmışsa, onu Türkiye de yaşadı. Kimi coğrafyalarda dini motifli terör oldu, biz de yaşadık. Kiminde ideolojik terör yaşandı, biz de yaşadık. Etnik kökene dayalı terörün kıskacına düşen oldu, biz de... O nedenle Türkiye terör olgusunun sosyolojik, toplumsal, uluslararası her boyutuyla ilgilenmek durumundadır...”

Gerçekten de Türkiye, gerek bulunduğu coğrafyanın kaderi gerekse iç dengeleri nedeniyle terör belasının pek çok türüyle karşı karşıya kaldı... Hâlâ da kalmaya devam ediyor.

Ne yazık ki, pek çok ülke “bana zarar vermeyen terör hareketlerine terör demem” yaklaşımında olduğu için Türkiye’nin işi daha da güçleşiyor.

İşte dibimizde Irak... Ülkenin kuzeyine hâkim olan yönetime yıllardır “PKK terör örgütüdür” dedirtemedik...

                                    * * *

Girişte vurguladığımız gibi, Türkiye terörün deyim yerindeyse bin bir çeşidiyle uğraşırken gündeme yeni bir terör örgütü düştü:

Ergenekon.

16 aydır devam eden bir operasyon.

Bu hafta kimilerine göre 8., kimilerine göre 9. dalga yaşandı.

Dalga dalga yayılan bir terör örgütü...

Operasyonun ilk başladığı Haziran 2007’de, Ümraniye’de bir evde el bombaları ve çeşitli patlayıcılar ele geçti.

Önce şunun altını çizelim:

Bir evde patlayıcı ele geçirilmişse, bu suçtur. Hiç kuşku yok. Gereği neyse de yapılmalıdır.

Ancak, operasyonun o aşamasından sonra yaşananlar kamuoyu önünde seyrediyor. 2007 sonundan itibaren dalga dalga yayılan operasyonlarla terör örgütü üyelerinin şu mesleklere yayıldığı anlaşılıyor:

Profesör, gazeteci, asker, polis, yargıç, yayıncı, hekim, siyasetçi, dernek yöneticisi, sanatçı, manken...

Yaş ortalaması da kabaca 50!

Saydığımız meslek gruplarından insanların evlerinde yapılan aramalarda da ne patlayıcı ne de terör örgütlerinin kullandığı silahlar ele geçti.

Daha önce de vurgulamıştık; bu operasyon Türkiye’nin toplam gücünü erozyona uğratan bir hal aldı. Özellikle AKP medyasının, kurallarını kendisinin koyduğu özel medya mahkemesinde hükümler verip infazlar yaptığı bir ortamdayız.

                                    * * *

Yeniden genele dönersek...

Terör özellikle genç kuşakları teslim alıyor. Yapılan araştırmalar 14-18 yaş grubundan çocuk denebilecek kişilerin terör örgütünün kıskacına düştüğünü gösteriyor. Başta terör uzmanları olmak üzere aklı başında her kesimin başlıca kaygısı şu:

Terörle mücadele için öncelikle örgüte katılımların durdurulması gerekir.

Durdurulamazsa, terörle mücadele sepete su doldurmaya benzer.

Bu amaçla hükümet, devlet kurumlarıyla da birlikte çalışarak “eve dönüş”ten “topluma kazandırma”ya kadar bir dizi adla tam 7 yasa çıkardı. Tümünde temel amaç şuydu:

Mademki, biz pek çok kişinin terör örgütüne katılımını engelleyemedik, bari örgütten çıkmasını sağlayalım. Bunun için de eline silah almamış örgüt üyelerini eve dönmeye çağıralım, biz de yardımcı olalım.

Türkiye bir yandan terör örgütüne bulaşmış olsa dahi, insanlarının terörist olmasını engellemeye çalışıyor...

Bir yandan da kamuoyunun gözü önündeki pek çok insandan kurulu yepyeni bir terör örgütünü toplumun her katına bulaştırıp genişletiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları