Geriye gidişin hızı...

17 Şubat 2019 Pazar

Hafta içinde sessiz sedasız, sanki sıradan icraat gibi bir haber yapıldı. Cep telefonlarından alınan verginin oranını belirleme yetkisinin AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verildiğine ilişkin yasa önerisi torba içinde Meclis’e sunuldu.
Bu satırları okuyanların büyük çoğunluğu diyecektir ki: “Ne var bunda? Memlekette neyi o belirlemiyor ki! Elbette vergi koymayı, vergi indirmeyi de o belirleyecek...”
Oysa demokrasinin, parlamenter sistemin kökeninde iki şey vardır:
Vergi ve bütçe.
13. yüzyılın başında İngiliz halkı kralın iki şeyinden bıkmıştı:
İstediği gibi vergi koymak... Topladığı vergileri har vurup harman savurmak!
Sonunda kralın karşısına dikildiler. Kral, “İstediğimi yaparım, siz karışamazsınız” dedi. Bu çatışmadan 1215’te Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlükler Sözleşmesi) doğdu.
Buna göre kralın koyduğu vergiyi ve bunu nereye harcadığına dair bütçeyi denetleyen bu yapı oluştu. Bu yapı parlamentoya dönüştü.

***

Magna Carta’dan 804 yıl sonra Türkiye, o dönemin de gerisine giden bir yönetim anlayışına sürüklenmiş durumda. 2017’deki anayasa değişikliği referandumu tartışılırken en önemli değişikliğin bütçe yapma yetkisi olduğunu vurgulamıştık.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bütçe yapma hakkı Meclis’ten alınıyor, cumhurbaşkanına veriliyordu. Meclis sadece yapılan bütçeyi onaylama yeri haline geliyordu. Bütçede bir kuruşluk oynama bile yapamıyordu.
Bu madde 2019 bütçesinde uygulandı. Bütçe görüşmeleri gerçek zemininden kaydı. Rutin bir süreci tamamlamaya dönüştü.
Günlük siyasi tartışmalar cumhurbaşkanının salt siyasi yetkilerini içeriyor ama, asıl sorun vergi ve bütçe.
Ne “Yasasız vergi konamaz” kuralı kaldı, ne “En gerçekçi denetim bütçedir” ilkesi kaldı.
Aslında PBD (patlıcan, biber, domates) terör örgütünün azmasında bu kuralsızlığın, keyfiyetin de payı var.
Vergi indirip bindirme de hukuk güvenliğine girer. Hukuk güvenliğinin olmadığı yere kimse girmez.

***

Demokrasinin temelini oluşturan kurumlar adım adım ortadan kalkıyor.
Bakanlar Kurulu ortadan kalktı. Artık sadece Erdoğan’a bakanlar kurulu var.
TBMM’nin denetimden yasa yapmaya yetkileri büyük oranda tırpanlandı. Adı neredeyse Türkiye Büyük Maliyet Meclisi’ne dönecek.
Siyasi partiler kuşa çevriliyor, çok partili hayattan iki ittifaklı hayata zorlanıyoruz. Bugün iktidarda AKPMHP yok, Erdoğan-Bahçeli var. Bu iki partinin mensupları kendilerini iktidarda sanıyor.
Halk korkutup sindirilerek, toplum olmaktan çıkarılmak isteniyor. İtiraz hakkı fiilen elinden alınıyor.
Sözü Magna Carta’dan bir madde ile noktalayalım:
“Herkes, kralın uygulamalarını eleştirme, kınama hakkına sahiptir.”
Bu Magna Carta terör sevici mi ne!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD üçgeni! 14 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları