Olaylar Ve Görüşler

‘Beka’ ikliminde bir gezinti

18 Şubat 2019 Pazartesi

Sayın Erdoğan ve ortağı, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin “bir beka sorunu olduğunu” sıkça vurgulamaktalar. “Beka” sözcük olarak, “kesintiye uğramadan geleceğe doğru sürüp gitmek” anlamına geldiğine göre, “beka” vurgusu ve ısrarından, Türk yurdunun ve ulusunun esenliğini kastettikleri, bunun da Cumhur İttifakı’nın mutlak başarısı ile ancak mümkün olabileceğini savundukları çok açık. Kararlılıkla işlenen bu tezi ciddiye alırsanız bundan, “Millet İttifakı’na veya öteki muhalefet partilerine oy ve destek vermek, vatana ihanettir” anlamı çıkmaktadır, zaten iktidarın kimi sözcüleri bunu açıkça söylemekteler. (Demokrasimizin yüksek standardına şapka çıkarmamak mümkün değil.)
Terim olarak “beka”, “Allah’ın varlığına herhangi bir yokluk gelmeyeceği anlamını taşır; zıddı “fena”dır, tasavvufta buna “fena fillah” (Allah’ın varlığında yok olmak ) denilmektedir. Kimi şaşkınların, “Erdoğan’da Allah’ın bazı sıfatlarının mevcut oluğunu” söyledikleri, kendisinin de buna sessiz kaldığı bilinmekte ise de, sayın Cumhurbaşkanı’nın, “beka”nın terimsel anlamını kastediyor olabileceğini elbette düşünemeyiz..

Güvencemiz Cumhuriyettir
Uygun vesilelerle hep söyler ve yazarım: Yüce yaratan Türk milletine Mustafa Kemal isminde çok özel bir evlat / ata, (mucize insan) armağan etmiştir. O da, kendi ifadesi ile bize “iki önemli eser” bırakmıştır: CUMHURİYET ve CHP. İlkeleri, temel argümanları, siyasal, sosyal ve felsefi hedefleri itibari ile bu iki kurumdan birisi, öbürünün teminatıdır. Daha açık bir ifade ile, ulusal varlığımız ve bekamızla, Cumhuriyet idaresi ve CHP arasında sıkı bir bağ vardır. Seçimlerde aldığı oydan bağımsız olarak, CHP’nin devlet ve toplum hayatında ağırlık, saygınlık, güvenilirlik ve etkinliğinin zaafa uğraması durumunda, Cumhuriyet kesinikle tehlikededir ve günümüz Türkiyesi’nin acı gerçeği budur.

Cumhuriyet yıkılıyor
İktidar oluşunun 17. yılına girmiş olan AKP’nin bir karşıdevrim hareketi olduğunu kendileri de saklamıyorlar:
• Devletin (Cumhuriyetin) kurucusuna hakaret ve küfür, nadiren ceza takibine uğruyor.
• “Efendiler, Türkiye şeyhler, dervişler ve müritler ülkesi olmayacak” diyen Atatürk’e nispet, devlet tarikatlar arasında bölüşülmüştür.
• Tarikatların ana akım ve ülke genelindeki kollarının gerçek sayısı bilinmemekte ise de bunların laik Cumhuriyete karşı pervasızca yürüttükleri yıkım çalışmalarının devletçe görmezden gelindiği ve cumhuriyet savcılarının suskun kaldığı bir gerçektir.
• İlahiyat fakültesi ve imam hatip okulu sayısı, ihtiyacın çok çok üstünde, niye ki?..
• Tarikatların yatılı Kuran kurslarının sayısını bilmek mümkün değildir, Kuran öğretimi 4 yaşındaki sübyana kadar indirilmiştir. MEB ve Diyanet el ele medrese sistemini hayata geçirmişlerdir.
Türkiye Müslüman bir ülkedir, gençlerimiz ve çocuklarımız elbette İslamı öğreneceklerdir. Fakat iktidarın din eğitimi polikası bu gereklilik ve ihtiyacın çok ötesinde, laik eğitimi din eğitimi ile boğma hedefi güttüğünden, ulusal varlığımız ve bekamız asıl bu nedenle tehlikeye atılmaktadır. Eğitimi laik olmayan bir ülkenin emperyalizme yem olması kaçınılmazdır. Türkiye dışındaki İslam ülkelerinin sefaleti bunu çok iyi anlatmaktadır.

GANİ AŞIK / E. CHP Kayseri Milletvekili ve Müftü



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları