Takıyyede Son Nokta...

02 Ekim 2014 Perşembe

AKP’nin takıyye konusundaki uzmanlığı, 9 yaşına basan kız çocuklarına sıkmabaş (türban) özgürlüğünü(!) getiren yönetmelik değişikliği ile bir kez daha kanıtlandı.
İktidar partisinin kendisini yeterince güçlü görmediği dönemlerde söyledikleri ile anayasayı bile yok sayacak gücü kendisinde gördüğünde yaptıkları arasında dağlar kadar fark bulunuyor.

***

AKP hakkında, sıkmabaşı kamu ve ortaöğretimde yaygınlaştırma iddiasının da yer aldığı Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasının “AKP’nin laik ve demokratik Cumhuriyete aykırılığın odağı olduğu” saptamasıyla sonuçlandığı anılardadır.
Mahkeme kurulunun oylarındaki sayılar aranan çoğunluğa ulaşmadığı için kapatma kararı alınamamış, para cezası ile yetinilmiştir.
O davada partiyi, günümüzdeki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile o dönemde Başbakan Yardımcısı olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek savunmuştur.
Grup Başkanvekili olan Bozdağ’ın savunma sonrasında gazetecilere söylediklerini anımsamakta yarar var: “Kamu kurumları ve ortaöğretime yönelik bir çalışmamız, niyetimiz yok. Anayasaya açık açık yazdık. .
.......

Bizim kamuya, ortaöğretime veya ilköğretime dönük bir çalışmamız yok... Ama bizim olmayan niyetimizi, olmayan çalışmamızı varmış gibi gösterenler, kendi ahlak anlayışları içinde bunu yansıtabilirler.”

***

Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde sıkmabaşı (türban) serbest bırakmayı amaçlayan yasa değişikliğini iptal ederken dile getirdiği gerekçe ve karar henüz değişmedi.
Anayasa Mahkemesi’nin herkesi bağladığına ilişkin kuralı yürürlükte ve mahkemenin söz konusu kararını değiştiren bir kararı yokken gerçekleştirilen değişiklik ancak Türkiye’deki hukuk devletinde(!) yapılabilir.

***

Yönetmelik, bilindiği gibi ilgili yasaya uygun olmak ve yasa kurallarını uygulamada ayrıntılandırmak amacıyla düzenlenen hukuksal bir metindir. Milli Eğitim Temel Yasası’nın 12’nci maddesinde “Türk milli eğitiminde laiklik esastır” hükmü varken, din dışı konuların ele alındığı derslerde bile sıkmabaşı (türban) yaygınlaştırmak, anayasa maddelerinin yanı sıra söz konusu yasaya da aykırı bir durumu gündeme getirmektedir.

***

“Başı açık olma” söz dizisini kaldırmak, sadece kız öğrencilerle ilgili gibi algılansa da uygulamada erkek öğrencilere de derslere takke ile girme olanağını getirmektedir. Kimi illerde ve İstanbul’un kimi ilçelerinde bağlı oldukları tarikatın kuralları gereği özgün giyim sahibi olan babalar, oğullarını kendileri gibi okula göndermek isterlerse ne yapılabilecektir?
Kızlar başı kapalı giderken erkeklerin kapatamamaları(!) cinsiyet eşitliğine aykırı düşmeyecek midir?

***

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, zorunlu din dersleri uygulamasının kaldırılması gerektiği kararını ikinci kez verince AKP’nin dersin içeriğini gizleme çabaları önemli bir yara aldı.
Parti yetkilileri “o derste din değil, din kültürü ve ahlak öğretiliyor” dediler. Ama ardından Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
“Zorunlu din dersini kaldırırsanız, yerine uyuşturucu, bağımlılık, şiddet gelir boşluğu doldurur.”
Demek ki öğretilen din kültürü değil, İslam dininin kuralları ve uygulama ilkeleri.
Dinin politikaya alet edilmesini yasaklama nedenlerinden biri de dinin saygınlığının korunması ve sorgulanmaya başlanmasının engellenmesidir.
Cumhurbaşkanı’nın dediklerini ciddiye alırsanız, din dersi 1982’den bu yana zorunlu iken uyuşturucu bağımlısı ya da teröre bulaşmış gençlerin sayılarındaki artışı nasıl yorumlarsınız?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları