Mart Tezkeresi - Mart Karı

03 Ekim 2014 Cuma

En eskimeyen gerçektir:
Her gün güneş yeniden doğar.
Her gün dünya yeniden kurulur.
Her sabah (hele o sabah) bayrama rastlamışsa en taze başlangıçtır.
Eskiyi eskide bırakmalıdır...
Doğan her yeni gün ile yeniden soluklanmalı ve gelecek yeniden kucaklanmalıdır.
Çünkü hayat her nefeste yeniden başlıyor.
Yoksa, Kanuni Sultan Süleyman “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...” niye demiş olsundu ki?
Mevlana’nın dizeleri ise yarınlara en güzel güzellemedir:
“Şimdi eski satanların nöbeti geçti / Yenilik pazarıdır, bizim pazarımız!
(Növbet-i köhne furu?an dergüzest / Nevfuruşan-ı muin bazar-ı mest.)”

Yunus Emre’nin Ünlü Öğüdü
Yunus Emre’nin ünlü öğüdü...
“Nazar eyle ileri / Pazar eyle götürü / Yaradılanı hoş gör / Yaradandan ötürü.”

***

Elbette ileriye nazar etmelidir.
Ama ülkeyi haraç mezat edenle götürü pazar eylemekten uzak durmalıdır.
Yaradılanın hakkını hukunu çiğneyenden zinhar uzak durmalıdır.

ABD Korkusu Allah Korkusuna Karşı
1 Mart Tezkeresinin (2003) Meclis’teki oylama öncesinde, dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav, sevaba son çağrısını ?öyle yapmıştı
“Sayın Milletvekilleri, Amerika’dan de?il Allah’tan korkun!”
Tezkere oylandı.
Meclis’te sayı:
AKP - 361; CHP - 178 idi.
Oylamaya 533 milletvekili katıldı...
264 kabul oyuna karşılık, 250 ret oyu çıktı.
AKP’lilerin Allah’tan biraz daha çok Amerika’dan da korktuğu ortaya çıktı.
Ama yetmedi.
Anayasanın 96. maddesi salt çoğunluk (268 oy) öngördüğü için tezkere kabul edilmemiş sayıldı.
100 dolayında AKP’linin ret oyu verdiği anlaşılıyordu.
Bu da bir teselliydi.
Demek AKP içinde Allah’tan korkanlar, Amerika’dan korkanlardan açık ara fazla değildi.
Elbette bu 11.5 yıl önceki tezkerenin ve o dönemin AKP’sinin gerçeği.
Dünkü tezkereyle Amerika’dan (ve elbette Tayyip Bey’den) korkanların sayısının katlandığı ortaya çıktı!
Ülkemize “Yabancı asker konuşlandırmaya” izin verenlerin Allah taksiratını affetmeyecektir!
Çünkü bu oylama ülkemizin ve hatta doğacak bebeklerin bile geleceğini ilgilendiriyor.
Tümüyle “kul hakkı”nı içeriyor.
Kul hakkı ise Allah’ın, kendi af kapsamının dışında bıraktığı günahlardan.
Bu günah, bizzat hakkı çiğnenen kullardan helallik alınmasını, onların affını gerektiriyor.
Siz bakmayın iktidarın, lastikli kavramlarla tezkereler çıkarttığına ve ne idüğü belirsiz torba yasaları yürürlüğe koyduğuna...
İslamiyet’in temel kurum ve kavramları gibi, Tanrı-kul ilişkisi de günah-sevap gibi fiiller bile artık şeffaflaştı.
Hiçbir günahtan, artık ilahi âleme havale edip kurtulmak mümkün değil.
Sanal âlemin olanakları artık birçok günahı sergileyebiliyor.
İnsanlığın sicilini, Google tutuyor. Tüm talanlar, vurgunlar gibi yalanların, dolanların kaydı hep Google’da.
Yeter ki failler yeterince ünlü olsun.
Örneğin, Erdoğan’ın beş vakit yaptığı konuşmalarının tam metnini bulmak, görmek mümkün!
Öfkeleri küfürleri, hayra-şerre vesile tüm eylemleri sanal âlemde mahfuz.
Tıpkı sağlı sollu iyilik ve kötülük meleklerinin tuttuğu “amel defteri” gibi ettiği her laf, attığı her adım yazılı çizili durumda.
Hatta kendi sesiyle, görüntüsüyle!
Öteki liderlerin de öyle.
Bir deneme yapmak isteyenler “Kul hakkı” yazsınlar yanına da “R. Tayyip Erdoğan” eklesinler.
Göreceklerdir ki Tayyip Bey’in ağzından son 15 yılda bir kez bile olsa “kul hakkı” sözü çıkmamıştır.
Oysa dinsel kavramlarla konuşup duruyor, dilinden ayetleri, sureleri, hadisleri düşürmüyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta onu “Kul hakkı” yemekle suçluyor.
Ama o ağzını açıp hiç yanıt vermiyor.
“Kul Hakkı Obezliği”

11.5 Yıl Sonra İbret Tezkeresi!
1 Mart 2003 Tezkeresi sırasında Abdullah Gül Başbakan’dı.
Erdoğan kenarda beklemedeydi.
Beyaz Saray ile götürü pazar eylemişti.
7 Mart 2007’de CNNTürk’te aynen şöyle demişti: “Denklemin dışında kaldık. Keşke 1 Mart tezkeresi geçseydi. Tezkerenin bu şekilde neticelenmesini doğru bulmadım. Bundan ibret alıp gelecekte aynı hataya düşmemek gerekir!”
Belli ki ibret aldık...
Ve Meclis 11.5 yıl sonra dün yeniden gelen benzer tezkereyi bu kez kabul etti.
Erdoğan o günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri üst kademesini de eleştiriyor,
Oylama öncesinde Genelkurmay’ın tezkereyi desteklediği yolunda bir açıkmaya yapmamış olmasını kınıyordu!
Dünkü oylama öncesinde de TSK bir açıklama yapmadı.
Zaten gerek de kalmadı. Erdoğan artık “Başkomutan”dı.
1 Mart Tezkeresi’nin reddi ülkemiz için iyi mi - kötü mü oldu, 11.5 yıldır hâlâ tartışılıyor.
2 Ekim Tezkeresi’nin hayrının ve şerrinin görülmesi için o kadar yıl geçmesi gerekmeyecek.
Şer ülkenin her yanında, her köşe başında, her trafik ışığında.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları