Gülengül Altınsay

Durum mükemmel

28 Şubat 2019 Perşembe

Bizde garip bir anlayış var. Herkes her şeyi yapacak ama kimse bir şey söylemeyecek, katiyen eleştirmeyecek. Yapan değil eleştiren, ortaya koyan suçlu muamelesi görüyor çünkü.. Her alanda bu böyle. Çocukluğumuzdan beri bize öğretilen de böyle. Arkadaşın suç işleyecek ama sen susacaksın. Ama şu gerçek; ne olursa olsun her koşulda susmak en makbul yol olarak verilmiş bize.
Oysa ki eleştiri olmazsa, doğru-yanlış tartışılmazsa, gerçekler ortaya konulmazsa nasıl kendimizi düzelteceğiz. En başta da özeleştiri gerek. Ama nerede? Baksanıza herkes kendi yaptığını beğeniyor, kendi fikrine toz kondurmuyor. Baksanıza kulüplerin haline. Günümüz koşullarında bir kulüp nasıl yönetilmeli, yatırımlar nerelere nasıl yapılmalı kimsenin ilgi alanında değil. Herkes işin reklamında. Herkes kendine oynuyor.
Ama durum ortada. Borçlar artık ödenemez seviyelere çıkarılmış, takımlar istenilen düzeyin çok altında. Avrupa’da artık orta sıra takımlara eleniyorsun.

Sadece bir maç
Şimdi biz Beşiktaş’ın Fenerbahçe karşısında 3-0’dan skoru 3-3’ e getirip az da olsa şampiyonluk şansını bitirmesini konuşup duruyoruz. Bir tek maç üzerinden takımı, hocayı her bir şeyi değerlendiriyoruz. Sanki gelinen noktaya bir günde gelinmiş gibi. Beşiktaş son iki sezondur eriye eriye bu hale geldi oysa ki. Şenol Güneş kendine ihanet edip oyun sistemini bozdu. Gerekçesi ise satılan oyunculardı. Eldeki oyuncuları saldı sahaya. Buna karşın taraftar Beşiktaş’tan yine aynı performansı bekledi hep.
Ama tabii eldekilerle daha iyi bir takım ve daha iyi bir sistem oluşturulabilir miydi sorusu da yabana atılamaz. Geriden oyun kurmaktan, orta alanın işlerliğinden, akıcı paslarla gole gitmekten vazgeçildi. Quaresma’ya göre takım kuruldu. Kanatlardan şişirme toplarla sonuca gitmeyi amaçladıktan sonra bir süre Talisca, Babel gibi bitirici oyuncularla idare edildi. Onlar da gidince her şey apaçık ortaya çıktı. Artık dağınık sonuca gitmekte zorlanan bir Beşiktaş vardı. Zaten sonuçlar da ortada.
Şimdi özgüveni dibe vurmuş Fenerbahçe maçında kendini aşıp skoru 3-0’a getiriyorsun, ikinci yarı gücün bitiyor, sonra neden Medel alınmadı filan gibi noktalarda dönüp duruyoruz. Tamam, Quaresma yerine kimi oyuna alsa daha iyi olurdu ama mesele topu olumlu kullanacak oyuncu olup olmamasında. Gelişi güzel aldığın kariyerinin sonundaki futbolcuların gücü bu kadar.
Top tutacak oyuncuya, takım uyumuna ihtiyaç varken sadece top uzaklaştıracak ya da top şişirecek ve takım savunmasına hiç bir katkısı olmayan oyuncularla mı galibiyet golünü bulacaktı Beşiktaş. Ayrıca o maçı alsa her şey hallolacak, tüm sorunları bitecek miydi Beşiktaş’ın?

İşin çivisi çıkmış
Futbolda geldiğimiz noktaya bakın. Büyük dediğimiz kulüplere bakın. Fenerbahçe Ali Koç’la birlikte doğru planları tamamen yanlış uygulama yarışı içinde. Hali ortada. Galatasaray bir iyi bir kötü kör topal ilerlemeye çalışıyor. Hali ortada. Beşiktaş mali olarak çökmüş, satabildiği futbolcuları satıp bunlarla övünmekle meşgul. Hali ortada.
Trabzon mecburen altyapıya biraz yönelmiş ama çağdaş öz kaynak yapılanması yok. Hali ortada. Kaynaklarını özel sponsorlardan elde eden ve bunu pahalı transferler için kullanan Başakşehir şampiyonluğa götürülüyor şimdi. Belki 5-10 sene sonra bu takımın adı anılmayacak, ya da 1-2 sene sonra adı değiştirilecek. Çivisi çıkmış futbol ortamında biz de böyle artık aynı şeyleri tekrarlayıp duruyoruz. Kimseye de dinletemiyoruz. Ne diyelim. Demek ki durum mükemmel. Bütün kusur ülkede ‘futbol gibi bir futbol’ düzeni isteyenlerde.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları