Biraz Bilim, N’olur!

25 Kasım 2013 Pazartesi

AKP iktidarında, bilime bakış da köklü biçimde değişiyor. Birer bilimsel bilgi üretim merkezi olması gereken üniversitelerden başlayan ve dalga dalga topluma yayılan bilimden uzaklaşma süreci, her geçen gün çok daha yaygınlaşıyor ve derinleşiyor.

***

Bilim dışı yaklaşımların kurbanlarından biri de Kemalizmdir. Aslında bu kavram, eğer doğru yorumlanırsa, Atatürkçülük ve Cumhuriyet’in değerleriyle eşanlamlıdır. Atatürk’e ve Cumhuriyet’in değerlerine açıkça karşı çıkamayanlar,
Kemalizmi karalıyorlar. Kemalizmi karalama süreci ilginç aşamalardan geçiyor.
Başlangıçta, yani yaklaşık 10 yıl önce, önemli bir bölümü öğretim üyesi de olan pek çok gazete yazarı ve TV yorumcusu, AKP’ye yaranmak amacıyla Kemalizmi yerden yere vuruyordu. Son yıllarda bu yaklaşım tersine döndü. Kemalizmi karalama artık Başbakan’ı eleştirmek için yapılıyor.

***

Bu yaklaşımın en son ve kusursuz örneklerinden birini Baskın Oran verdi.
Mazlumdan Zalime AKP başlıklı yazısının alt başlığı şöyle: “Tek parti dönemini geçtik yahu; insanlar evde oturmaya, telefonla konuşmaya korkuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 21. yüzyılda Kemalizm yapıyor yahu, Kemalizm!” (Radikal İki, 17 Kasım).
Yazının içinde bu satırların hemen öncesinde de şunlar yazılıyor: “Asker vesayetini büyük beceriyle kaldıran ve Kürtlerle barış sürecini başlatma cesaretini gösteren Erdoğan, şimdi İslami vesayet kurmaya soyunuyor.”
Askeri vesayetin kaldırılması sırasındaki hukuk ve barış sürecindeki yöntem yanlışlarını görmezlikten gelmesi bir yana, sağlam mantığı, güçlü ve kıvrak kalemiyle bilinen Prof. Dr. Baskın Oran, bu sözleriyle, asıl, Kemalizme haksızlık ediyor. Baskın da bilir ki, Kemalizm; egemenliğin gökten yere indirilmesi, bireyin özgürleşmesinin önündeki engellerin kaldırılması, kadınerkek eşitliği, çağdaş adalet ve eğitim, ulusal bağımsızlık ve bilimin yol göstericiliği ilkelerine dayanır. Hiçbir vesayet onaylanamaz ama insaf yahu, İslami vesayette Kemalizmin bu değerlerinin hangisi var?

***

Ek olarak Baskın, Başbakan ve AKP’yi kastederek “hiçbir kurum veya kişinin… iyi veya kötü olduğu varsayımının” yapılamayacağını vurguluyor; bununla da kalmıyor, “böyle bir varsayım, evrim ve diyalektik kavramlarını duymamış olmaktan doğar ve vahimdir” diyor.
Bu sözleriyle Baskın, benim bu köşede sıkça vurguladığım yöntem tuzağına düşüyor.
Pek çok bilim insanı, yazar ve yorumcunun yaptığı gibi, Baskın da AKP’yi, Batı’da geliştirilmiş bulunan bilimsel yaklaşımlarla açıklayabileceğini sanıyor ve tam anlamıyla yanılıyor. Çünkü, AKP’nin siyasal İslamcı niteliğinin doğru açıklanabilmesi için bu hareketin düşünsel kaynaklarının önceden özümsenmiş; uygulamalarının görülmüş ve bütün bunlara eleştirel bir gözlükle de bakılabilmiş olması gerekiyor.
Evrim kendisini reddedenleri de açıklarsa da AKP düşüncesi, 2009 Darwin sansüründe yaşandığı gibi, evrimi tartışamıyor, reddediyor.
AKP’yi açıklamada diyalektiğin ne ölçüde işe yarayabileceği; İslami vesayetin, Baskın’ın sözünü ettiği gibi karnında kendi karşıtı olan tohumu taşıyıp taşımadığı; taşıyorsa bu tohumun türü ayrıca sorgulanabilmelidir.
İslamcı vesayetin içeriği tartışılamayınca da AKP ile ilgili çözümlemelerin sonucu, önde gelen kimi diğer yorumcularının önerdiği gibi, duaya kalıyor!

***

Gerek Kemalizmden giderek AKP’yi eleştirenlerin gerekse AKP’yi yorumlamada yöntem yanlışı yapanların sayısı çok fazla. Onların tamamına söylemek istediğimi, Baskın sana söylüyorum!    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları