Adnan Dinçer

Futbolumuzun başına gelenler!

06 Mart 2019 Çarşamba

Artık futbolu bir güzellik, heyecan ve sanatsal yanı olsun diye izleme şansımız kalmadı. Bunu yaratanların ihanetleri bugün başlamadı. Ülkemizde iki yönüyle futbol sevilse de bizi temsil etmiyor artık. Birincisi büyük paraların piyasadan etkilenmeden yapılan anlaşmalara defalarca günün şartlarına göre değişim dayatması veya süreç dolmadan satış hesabı. İkincisi kendi gençlerimize, çocuklarımıza zorunlu izletme cezamız. Herkes kurdunu dökmek için halı sahalarda koşturup oynar yaş, baş demeden! Ama aslında tribünlere pasif olarak sıkıştırılan müşteri kimliğinden kurtulamaz. Hani marketlere koşan kredi kartı ile bol bol torbamızı dolduranlar mahalle bakkalını unuturcasına veresiye dostluğunu bitirmesi gibi. Ve bir gün yine oraya döndüğünde bakkal çoktan iflas etmiş dükkân kapanmıştır!
Bir ömür boyu maç kaçırmayan ama yine de ofsaytı öğrenemese de (!) heyecanla takımını destekleyen seyirci profili, yerini şans oyunları ve transfer değişimine bağlayarak takımının güçlenmesini beklerken, artık sadece hakemlerin ve kararlarının konuşulduğu futbol kavgalarına tanık oluyoruz. Hatta maçın hakemine bakıp önyargı ile maça giden ve farklı düşünen kitle büyüdü! Çünkü oyunu kimse önemsemiyor! Sadece futbol “hakemler ve kararları” ile konuşulur oldu. O kadar ki teyit desteği için hakemler de yanlış veya doğru VAR’ı kullanır oldular. Yani kimse sorumluluk almıyor! İngiltere’de futbol doğal haliyle örnektir. Birçok hakem hatası olsa da profesyonel futbolcu asla etkilenmiyor, kıyamet kopmuyor!

Oyun değil fiyat
Tribünlerimiz eskiye oranla zaman zaman dolsa da futbol sofrasından aç kalkan gibiyiz! Futbolumuzun ölçüsü çok basit aslında! Yurtdışına ve katıldığımız şampiyonalara bakınca alınan sonuçlarda ne kadar istikrarımız var ve neredeyiz görmeliyiz. Ölçü budur. Gerisi fasa fisodur. Futbol izleyicisi oyuncunun oyununu değil fiyatını konuşuyor. Bu uğurda adeta sokağa saçılan paraları kim topluyor? Bizim belli teknik adamlarımız bir grup ile çalışan getir götürü iyi yapan sözde menajerler kendilerini taşıyıcı durumuna soktular. Hangi teknik adam başarılı veya başarısız çözemezsiniz! Kimi işler iyi giderken gönderilirken, kimi de kötüyken en iyi olur bir anda! Futbolun sihirli eli bazılarını da hiç boş bırakmaz. Futbolun sanatsal, bilimsel yanına toplumu da memnun eden başarılı gençlerle gelişmesine adanan bir hayat ve emek çılgını olarak kim kalmıştır?
Beyaz ekranı lafla dolduran kelime anlamında fakir ama kabadayı dostlarımız adeta yarış ederken dışarıda onları taklit eden bir futbol izleyicisi yarattıklarının bedelini ödeyeceklerdir. Çünkü onları bir gün futbol adamı olarak kimse hatırlamayacaktır. Futbolcu bir elemandır. Paralı ve toplumsal değerlere göre zengin ve en taze parayı kazanandır. Yaşı büyüdükçe daha geri ülkelerin pazarına gönderilen mutlu azınlıktır! Aracılar ise her türlü sosyolojik ortamı değerlendiren vitrin ustalarıdır. Allar pullar ve özellikle bizim ülkemize pompalarlar! Son durak değildir ülkemiz. El oğlu tarama ekipleriyle dünyayı incelerken biz onların arta kalan emeklilerine alkış tutup şişkin kadrolarla lige devam ederiz. Sonra kimse oynanan ligin Lefter yılı olduğunu bilmez ve kim diye sorarken teknoloji ile oynanan futbol kadrolarını aklına yazar! El oğlu yorumcuları, yaşayan efsanelere sahip çıkıp en önde yer verirken bizler başarılarımızdan korkanlarca kuşatılmış gibi yaşarız! Bunu bilmez kimse. Çünkü futbolcu onlar için sadece topu dürten kişidir ve yabancılar bunu bizden iyi oynar sanarak kendi gencimizi yalnız bırakma ayıbı para getirir. Futbol değişip endüstriyel olmuştur. Biz bu rekabete ters yönden baktığımız için topa dokunmayı önemli ama çağdaş futbolu ise bir başka sürece bırakan zihniyetle çarpık raylarda giden bir tren gibiyiz! Umarım bir yerlere toslamayız!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Beşiktaş’a benzemek! 14 Nisan 2024
Bilen yönetsin! 13 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları