FETÖ’den bugüne: Yargıda METASTAZ

07 Mart 2019 Perşembe

Cumhuriyet’te iki önemli yargı haberi vardı:
Biri, SÖZCÜ gazetesine “FETÖ’cü” suçlaması yapılan iddianameyi ilk yazan savcının suçu, yargılanması, cezasının hafifletilmesi ve yükselişini aktarıyordu.
Öteki, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yargılanan sanığı beraat ettiren yargıcı ceza olarak süren HSYK’nin açıklaması hakkındaydı.
Her iki haberi de okurken aklıma son günlerdeki olaylar, örneğin, Cumhuriyet mensuplarının yargılanmaları, Eren Erdem, Osman Kavala vakaları ve Gezi Direnişi iddianamesi geldi:
“Acaba” dedim kendi kendime “AKP/FETÖ ortak yapımı olan ‘Birinci Silivri Trajedisi’ yeniden AKP yapımı olarak ‘İkinci Silivri Trajedisi’ biçiminde mi yaşanıyor?”
Aslında bu sorumun yanıtı şu sıralar elimden düşüremediğim, tekrar tekrar dönüp okuduğum bir kitapta veriliyordu:
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu tarafından yazılan, Kırmızı Kedi’nin bastığı METASTAZ!
Bu kitap “Birinci Silivri’den İkinci Silivri’ye mi?” sorusuna yanıtı “Kanserli hücrelerin sıçraması” olarak veriyor:
“FETÖ’yü en çok kansere benzetiyorlar. Organda kontrolsüz çoğalıyor. Bünyeyi esir alıyor. Tedavisi için ise hastalıklı doku kuşatılıp büyümesi durduruluyor ve ortadan kaldırılıyor.
Ya kurtuluş beklenen el, hastalığın kaynağıysa?
Metastaz diyoruz, kanserli hücrenin sıçramasını anlatıyor. Durdurulamayan hastalıklı yapı kendisine yeni bir organ buluyor. Vücudu apansızca yakalıyor...
15 Temmuz, devletin içine yerleşmiş FETÖ tümörünün vücudu teslim alma girişimiydi. Neyse ki başaramadı.

Ancak FETÖ’ye ilaç diye bu kez önümüze tarikat düzenini koydular.
Örgüt hem bu yeni ‘paraleller’e tutunarak hayatta kaldı, hem de kanserli yapı kendini yenileyerek eski hastalıkları başka biçimlerde üretti.
Biz bu filmi hatırlıyoruz!
Gözler tamamen kapanıyor, akıl teslim ediliyor. Bu sırada tarikatlar, rejimi çökertiyor.
Hukuk çürüyor, güvenlik çöküyor, bürokrasi kayboluyor.
Gavsların, mürşitlerin hocaların sistemi, devletin ve kamunun üstüne iniyor.
‘Kendi kaderini satın alanlar’ın, ‘ayrıcalıklılar’ın, ‘değerlere bedel biçenler’in düzeni başlıyor.
Cumhuriyet ayrıcalıkların reddidir. Yurttaşların eşitliğidir. Aklın yükselişidir.
‘Çöküş’ü anlatıyoruz. Ancak bu kitabı, daha ileride yeni bir kuruluş için yazdık. Bizi okutan imtiyazların baskısından kurtaran zihnimizdeki sınırları kaldıran Cumhuriyet’e borcumuz var. Bir borç ödüyoruz.
İnanıyoruz. Türkiye mecbur olduğu yolu bulacak.
Bütün çiçeklerin tek bir renge mahkûm edildiği bir dönemde bu kitabı basmak zordu. Önce yayınevimize teşekkür ediyoruz. Sonra bizi cesaretlendirenlere.
Düştüğümüz yerden kalkacağız.”

***

ADİL BİR GELECEK İÇİN...
HER RENK ÇİÇEĞİN AÇTIĞI TOPRAĞA DUYULAN ÖZLEMLE...
DEMOKRASİ İÇİN, CUMHURiYET İÇİN, ADALET İÇİN...
DÜŞTÜĞÜMÜZ YERDEN KALKMAK İÇİN...
METASTAZ’I OKUYUN!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları