Hikmet Altınkaynak

Kadın roman kahramanları...

07 Mart 2019 Perşembe

Yarın 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Çalışan ve çalışmak için iş arayan tüm kadınların bu gününü yürekten kutluyorum! Bu günden yola çıkarak, kadın roman kahramanlarını anımsatmak istiyorum.
Romanda kadın kahraman yaratma yolu İngiliz yazar Charlotte Bronte’nin Jane Eyre (1847) yapıtıyla açıldı. Madame Bovary ile Fransız romancı Gustave Flaubert ise, bu yolu genişletti (1857), belleklere kazıdı. Çağları etkileyen Madame Bovary’nin ardından Rus yazarlar Tolstoy, Anna Karenina’yı (1877), Gorki de Ana’yı (1906) yazdı. Dünyaya yayıldı.
Dünya klasiklerinden olan bu örnekler elbette Türk edebiyatını da etkiledi. Önce çeviri yoluyla geldi. Sonra ilk özgün örneklerini verdi. En etkili kadın roman kahramanı ise, Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romanındaki Feride ya da Çalıkuşu oldu.
Oysa Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu’sunun (1900) Bihter’i, ardından Mehmet Rauf’un Eylül’ünün (1901) Suad’ı ve daha sonra Halide Edip Adıvar’ın Handan’ının (1912) Handan’ı daha önce doğmuşlardı. Ama Çalıkuşu, gazetede tefrika edilirken bile büyük heyecan ve hayranlık yarattı (1922).
O günlerde Milli Mücadele tüm hızıyla sürüyordu ve romandan etkilenenler arasında Mustafa Kemal de vardı. Çalıkuşu kitaplaştı. Cevat Dursunoğlu, romanın gördüğü ilgiyi “Cepheye giden her subayın manevra sandığında bir Çalıkuşu vardı” diye dile getirdi.
Çalıkuşu, Cumhuriyet döneminin yazar, aydın ve okurlarını etkileyen bir yıldız roman oldu. Filme alındı, dizi filmi yapıldı, Necati Cumalı’nın senaryosuyla da sahneye uyarlandı. Günümüzde de bu ilgi sürüyor.
Romanda kadın kahraman yaratma konusu bu romanlarla bitmedi/bitmez de. Kimi yazarlarımızın başlıca romanlarını/ kahramanlarını anımsayalım:
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna (Maria Puder); Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur (Nuran); Suat Derviş, Fosforlu Cevriye (Cevriye); Necati Cumalı, Tütün Zamanı (Zeliha); Fakir Baykurt, Irazca’nın Dirliği (Irazca); Adalet Ağaoğlu, Ölmeye Yatmak (Aysel); Leylâ Erbil, Cüce (Zenime Hanım), (Sevgi Soysal, Tante Rosa (Rosa); Zeynep Oral, Leyla Gencer-Tutkunun Romanı (Leyla Gencer), İnci Aral, Ölü Erkek Kuşlar (Suna); Ayşe Kulin, Türkân (Türkân Saylan); Duygu Asena, Kadının Adı Yok (isimsiz); Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi (bir kadın), Buket Uzuner, Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları Su (Umay Bayülgen); Lâtife Tekin, Berci Kristin Çöp Masalları (Fidan), Ulviye Alpay, Şarap Kadın (Lâle)... (Keşke daha çok ad yazsaydım. Ama bu liste yer nedeniyle sınırlı yazarla ve birer kitapla kalmak zorunda.)
Semiramis Yağcıoğlu’nun Roman Kahramanı ve Öznellik (Sıcak Nal Yay. 2017) adlı kitabında vurguladığı gibi, “...bir romanın kapağını, başka bir hayatı, başka bir insanı, başka bir dünyayı ve başka dünyaları ve başka duyguları paylaşmak için açarız.” Yani çağa tanık olan yazarın gözüyle o dönemi yaşarız, o kahramanı tanırız.
Öte yandan toplumun bir kesimi hâlâ bir yönüyle kadını erkekle eşit görmüyorsa, bu yüzden kadına şiddet, kadın cinayetleri arttıkça artıyorsa, sorunu derinliğine kavramak ve çözüm için bu romanlar yanı sıra, bilimsel yayınlar da okumak gerekiyor. Örneğin eski yargıç, hukukçu, yazar Eray Karınca’nın 2009 Örsan Öymen Ödülü kazanan incelemesinin kaynağı Sorularla Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet (Türkiye Barolar Birliği Ya. 2010) ile 2011 Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülü alan Kız Doğursun Analar ( Bilgi Yay. 2011) kitabı olabilir.
Özetle çağdaş, yaşanabilir bir Türkiye için kahramanı kadın olan, sorunlara ışık tutan, daha çok roman yazılmalıdır, okunmalıdır. Çünkü kadınlar öncüdür, geleceği daha sağlam kurmada donanımlı, yaratıcı, kararlı ve güçlüler...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları