Barış Doster

Türkiye ABD’den kopuyor mu?

09 Mart 2019 Cumartesi

Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füze savunma sistemine ilişkin, ABD ile yaşanan gerilim tırmanıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, “S-400’ün alınması durumunda Türkiye’nin F-35 programına katılımı gözden geçirilir” dedi. ABD emperyalizminin işgal aygıtı NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı ABD’li Orgeneral Curtis Scaparrotti de, Rusya’dan S-400 füzeleri almaktan vazgeçmezse, Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının teslim edilmemesini istedi ve ekledi: “Benim en iyi askeri tavsiyem şu: Washington, Rus yapımı sistemleri kullanan müttefiklerle çalışmamalı, onlarla F-35’leri uçurmamalı. Özellikle de en ileri teknolojik kapasiteye sahip olan hava savunma sistemlerini kullananlarla.”
ABD’nin tutumu bu yönde. Gelelim Rusya’nın tavrına.
Moskova; her şeyden önce, ABD ile güçlü bağları olan, NATO’nun önemli üyeleri arasında sayılan Türkiye’nin, ABD ve NATO ile gerilim yaşamasından memnun. Türkiye’nin en önemli enerji tedarikçisi olarak, Türkiye’nin ekonomisi, dolayısıyla da dış politikası üzerinde artan Rus etkisinden hoşnut. Bunların yanında, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alması, önemli bir karar ve Rusya’yı çok mutlu etti. Dahası Rusya, füze satışından ekonomik olarak da kazançlı çıktı.

Türkiye’nin kararının boyutları
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alması, ABD’ye rağmen, karar alıp, irade koymak adına, önemli, olumlu. Ama bunu abartıp, Türkiye- ABD ilişkilerinde kopuşa neden olacağını söylemek de güç. Çünkü hem ABD’nin Türkiye’nin siyaseti, bürokrasisi, ordusu, ekonomisi, akademisi üzerinde güçlü, örgütlü, yapısal nüfuzu var hem de iktidar bloku Türk siyasi tarihinin gördüğü en ABD yanlısı güçlerden.
Rusların S-400 hava savunma sisteminin, Türkiye’nin kullandığı NATO sistemleriyle uyumlu silahlarla nasıl uyumlulaştırılacağı üzerine konunun teknik boyutlarına vakıf uzmanlar hayli yorum yaptılar. Burada önemli olan, Türkiye’nin S-400 almasının stratejik bir tercihe, bunun ötesinde stratejik bir kopuşa dönüşüp dönüşmeyeceği.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alırken, ABD’den de Patriot füzesi almak için fiyat istemesi, denge arayışının kanıtı. Kaldı ki Türkiye, hava savunmasını güçlendirmek ve çeşitlendirmek adına, Fransız - İtalyan konsorsiyumu Eurosam ile de anlaştı. Anlaşma, yeni nesil hava savunma sistemlerinin tedariki, üretimi, geliştirilmesi ve ihracatını kapsıyor. Bu da, Türkiye’nin Batı’dan kopmadığını, kopmaya da niyetinin olmadığını gösteren bir diğer hamle.
Hava savunma sistemleri üzerine pazarlık yaparken, öncelikle teknoloji transferi, ortak üretim imkânı ve fiyat konuşuluyor. Çin’in makul fiyat ve teknoloji transferi içeren önerisine, Çin’le 2.5 yıl pazarlık yaptıktan sonra, imza aşamasında hayır diyen Türkiye, her türlü bağımlılığa karşı çıkmalı.
ABD bağımlılığının yerini, Rusya’ya bağımlılık almamalı. Türkiye, kendi ulusal hava savunma sistemini geliştirmeli.

Kıssadan Hisse: Ekonomi, eğitim ve savunma milli olmadan, milli dış politika olmaz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları