Özdemir İnce

Geçti Bor’un pazarı (2)

10 Mart 2019 Pazar

Yapılması gerekeni zamanında yapacaksın, yazılması gerekeni zamanında yazacaksın. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun korunması gerektiğini, İmam-Hatiplerin yarattığı büyük tehlikeyi 1990’lı yıllarda yazmışım ve bu tehlikeyi “İmam-Vali” kavramıyla simgeleştirmişim.(*) Şimdi bu tehlikeyi Hürriyet gazetesine yazmış haber vermişim. Örnek: “Zırvalama Hakkı”, 7.10.2003; “Bir Pedagoji Dersi Daha”, 2.11.2003. Ardından Aydınlık’ta ve sitemde yazmışım. Bu telaşımdan dolayı “Paranoyak” ve “Dinozor” olmakla taltif edilmişim. Uyuyanları eleştirmeye hakkım yok mu, ey Ahmet Necdet Sezer’i yalnız bırakanlar?

***

Sezer’i eleştirmek (**)
Atatürk’ün Söylev’ini ancak Çankaya Köşkü’ne çıktıktan sonra okuduğunu itiraf eden ve “Yahu adamda iş varmış!” diyen Turgut Özal’ı, “Benim memurum işini bilir!” diyerek rüşvet ve hortumculuğu yüreklendiren Turgut Özal’ı anlamaya çalışmak, ayna güzeli aydınsılara özgü bir niteliktir.
Aynı ayna güzeli aydınsılar, Süleyman Demirel “İmam-hatip okullarının gayesi, sadece din adamı yetiştirmek değildir. Dinini bilen Türk vatandaşı doktor, mühendis, hâkim olsa daha iyi değil mi? Bugün orta eğitime giden 3 milyona yakın öğrencimizin 240-250 bini klasik lise eğitimine ilaveten din eğitimi veren okullara da gidebiliyor. Bu okulların tümü üniversiteye açıktır. Onu biz yaptık. Şayet Kuran kursları veya din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa yanlış olan din eğitimi değildir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’dur” (***) dediği zaman, 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu okumamışlar ve bu yasanın Anayasa’nın 174. maddesinde adı anılan devrim yasalarının birincisi olduğunu “Leyli meccani” Süleyman Demirel’e hatırlatmamışlardır.
Cumhuriyet’in çıkardığı en önemli yasaların başında gelen Öğretim Birliği Yasası’na karşı çıkan bir parti başkanı, bir muhalefet lideri, bir başbakan, bir cumhurbaşkanı!.. Düşünebiliyor musunuz?

***

Aynı ayna güzeli aydınsılar yetim ve öksüz Cumhuriyet’e sahip çıkma görevini yerine getiren Cumhurbaşkanı Sezer’i çağın gerisinde kaldığı iddiasıyla eleştiriyorlar; 65 yıldır iktidardan uzak Kemalizmi yerden yere vuruyorlar.
Bir dinci gazeteye göre: “CHP hariç. Sezer sadece CHP’yi sevindiriyor. Ondan herkes şikâyetçi.”
Cumhurbaşkanı Sezer’in kamuoyundaki desteği hızla eriyormuş; Sezer cumhurbaşkanından çok CHP başkanı gibi davranıyormuş; Sezer’e siyasi partilerden ve sivil toplum kuruluşlarından tepki yağıyormuş.

***

Sezer ne yapıyor? Her yıl on bin yetenekli öğrenciyi tarikat okullarına teslim edecek, bunun için devlet parasının kullanılmasına izin verecek yasayı veto ediyor. Orman Vasfını Yitirmiş Arazilerin satışına olanak sağlayan peşkeş yasasını veto ediyor. Sezer sadece bu yasaları değil yirmi kadar yasayı veto etti. Sezer’in veto ettiği yasaları bir inceleyin bakalım hepsinin ortak niteliği ne? Devlet malını peşkeş çeken yasalar, devlet kadrolarını partizanlığın emrine veren yasalar, ekonomik ve hukuksal eşitsizliği kurumsallaştıran yasalar, Cumhuriyet rejimini sağından solundan sinsice kemirmeyi amaçlayan rejim karşıtı yasalar...
Köktendinci basının, Milli Görüş’ün mirasçısı AKP iktidarının Cumhurbaşkanı Sezer’den hoşlanmamasını anlıyorum. Çok doğal bir tepki bu! Cumhuriyet’e açık ya da kapalı biçimde karşı duran kişi ve kurumlardan daha başka bir davranış beklemek mümkün değil. Ama R.T. Erdoğan’a şefkatli kollarını açan demokrasi severler neredeler, börtü-böcünün koruyucusu Sivil Toplum Örgütleri neredeler? Yoksa Cumhurbaşkanı Sezer öksüz ve yetim Cumhuriyet’i koruyarak suç mu işlemektedir?
(*) “Yazmasam Olmazdı” ve “Mahşerin Üç Kitabı” Doğan Kitap
(**) Hürriyet gazetesi, 23 Ağustos 2003
(***) (htp://blog.milliyet.com.tr/cdenizkent)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları