Eğitim mi, İyi Tim mi?

14 Ekim 2014 Salı

IŞİD izinin PKK izine karıştığı şu günlerde altta kalan kurumların başında eğitim geliyor.
Hakkâri’den Mersin’e, Tunceli’den Şırnak’a uzanan coğrafyada son bir hafta içinde yakılan okul sayısı 220’yi buldu. Türkiye-Suriye sınırının öte yakasında yaşananları protesto için başlayan eylemlerin arasına okul yakmaların girmesi ayrıca anlamlı.
Mardin’de 36, Diyarbakır’da 34, Şanlıurfa’da 21, Van’da 18, Şırnak’ta 13, Bitlis’te 10 okuldan Milli Eğitim’in simgesi olan meşale alevleri değil, binaların alevleri yükseldi. Bölgede değişik nedenlerle pek çok okulun da hizmet veremez halde olduğu hesaba katılırsa, ana hedeflerden birinin eğitimi tümüyle çökertmek olduğu açıkça ortaya çıkıyor.
Diyarbakır, Siirt ve Muş’ta da okulların yanı sıra müzeler hedef seçildi. Bölge için önem taşıyan öğrenci yurtları da yine yok edilmesi gereken “terör hedefleri” arasında yer alıyor. Yüksekova’daki Dağlıca Kız Yurdu sadece ateşe verilmedi, burada kalan öğrencilerin eşyaları da adeta yağmalandı. Bu yurtta kalan öğrencilerin yarıdan çoğu geçen yıl üniversiteyi kazanmıştı. Yani dağ yolunu değil, kampus yolunu seçmişlerdi.
Güneydoğu’da “kanun benim” diyen yapı, okulları eğitim yapamaz hale getirmeyi hedefliyor.

***

Eğitim sistemimizin sorunlarını gündemin öteki maddeleri izin verdiği ölçüde dile getirmeye çalışıyoruz.
Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte eğitim anlayışındaki temel ilke, o günün diliyle tevhidi tedrisat yani eğitimin birliği idi. Osmanlı’nın son döneminde eğitimin sistemi öylesine laçkalaşmıştı ki ortada sistem diye bir şey yoktu. Konuyla ilgili her kurum kendi bildiğini okuyor, okutuyordu. Zamanla imam hatip liseleri (İHL) bugünkü iktidar ve öncüllerinin arka bahçesi haline getirilmek istendikçe eğitimin birliği ilkesi de bozuldu. Bir yanda cumhuriyetin kuruluşundan bu yana adım adım yerleştirilen laik eğitim, bir yandan da İHL’lerle birlikte alanı genişleyen başka bir eğitim sistemi atbaşı gitti.
Hükümet yeniden eğitimde birliği kurma hedefinde!
Eğitimin tümünü imam hatipleştirerek kendi kafasına göre tek tip haline getirme yolunda.
Pek çok kent merkezinde yıllardır normal eğitim veren okullar ilk kez bu yıl gündeme gelen bir dayatma ile imam hatipleştirildi. Tümü imam hatipleştirilemeyen de yarım, o da olmadı çeyrek imam hatip yapıldı.

***

Hükümet neden zorla imam hatip dayatıyor?
Görünen o ki, AKP iktidarı döneminde sayıları hızla artan bu okullar, iktidarın istediği hızda artmıyor! Yurttan derslik konforuna kadar her türlü ayrıcalık sağlanmasına karşın imam hatip tercihini ilk sırada yazanların oranı yüzde 7. İlk 15 tercihinden birini imam hatip yapanların oranı yüzde 25.
Bu rakamların büyüklüğü küçüklüğü ayrı konu; vurgulamak istediğimiz hükümetin istediği düzeyde olmaması.
Böyle olunca ne yapmalı, zorla kaydetmeli.
Elbette birbirinden farklı bir durum ama yukarıda alt alta koyduğumuz iki ana gerçek gösteriyor ki; Türkiye üzerine hesabı olanlar, bunun içine mutlaka eğitimi de katıyorlar. Onlara iyi eğitimden önce deyim yerindeyse her türlü hedefte kullanılacak iyi tim gerekiyor.
Çocuklarının iyi bir eğitim almasını, kendisinden daha ileri düzeyde olmasını isteyen ailelerin ciddi bir bölümü gücü yettiğince direniyor.
Önümüzdeki seçimlerin toplum katında kabul göreceğini düşündüğümüz siyaset vaatlerinden biri eğitimdir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları