Levent Yücelman

5 dakika!

19 Mart 2019 Salı
Öncelikle Buducnost'tan başlayalım. 6 galibiyeti olan Buducnost, kaybettiği maçlarda bile kolay teslim olmayan bir takım. Sonuçta bir ekolü temsil ediyorlar. Peki kimleri yenmişler? Real Madrid, CSKA Moskova, Barcelona, Baskonia.. Yani gününe denk geldiğinde Final-Four oynama ihtimali % 90'larda olan takımları yenme başarısını göstermişler. Hafife aldığınızda başınıza çok iş açacak bir takım. Ayrıca bu tip takımlar her karşılaşmayı bir "gelişim" maçı olarak görür. Üstelik değişime uğramış, tecrübeli oyuncular takviyesi ve coach değişikliği ile sezonun ilk yarısında gördüğümüzden çok farklı bir takım haline gelen Buducnost'un puan sıralamasındaki yerine aldanmamak gerekir. 
 
Obradovic, geçen hafta 13 bin taraftarı tribüne isterken acaba bunu mu hissetti? Yani hem "cepte" gözüken Buducnost maçının kolay olmadığını düşünüp salonda "taraftar desteğine" mi ihtiyaç duydu? Ya da oyuncuların puan durumuna bakıp olası bir rehavete girmesinden mi çekindi? Belki her ikisi birden. Sonuçta da Fenerbahçe için bu sezon sahasında en çok zorlandığı maçlardan birisi oldu.
 
Gerçekten Fenerbahçe BEKO'nun kendisi gibi oynamadığı bir 30-35 dakika sonrasında, son 5 dakikada, vidaları bir hayli sıkmak zorunda kalması galibiyeti getirdi diyerek maçı özetlersek pek de yanlış olmaz. 
 
Son 5 dakikaya 66-66 ile girilirken elde edilen ve de galibiyeti getiren 10-1'lik seri genel anlamda savunma kaynaklıydı. Yani Fenerbahçe'nin karakteristik özelliğini taşıyordu. Erick Green'in çaldığı iki kritik topun da bu bölümdeki savunma direncini yukarıya çektiğini belirtmekte fayda var. 
 
Rakiplerine ortalama 75.8 sayı sayı şansı veren Fenerbahçe BEKO'nun bu kez Buducnost'u 67 sayı tutması kağıt üstünde çok önemli gibi gözükebilir ancak alıştığımız savunma basketbolunu bu karşılaşmada olduğu gibi son maçlarda ortaya koyamadıkları da bir gerçek. 
 
10 sayıdan kaybettikleri Anadolu Efes maçı sonrasında hiç bir varlık gösteremedikleri Real Madrid deplasmanı ve de çok zorlukla kazanılan Barcelona maçı Fenerbahçe BEKO'nun sezonun ilk yarısındaki performansından uzak olduğunu gösteriyor. Ancak bunun da net sebebi uzun oyunculardan kaynaklanıyor. Lauvergne'nin yokluğunun yanında Vesely 'nin geçirdiği ameliyat sonrası "eski" haline dönememesi, Ahmet Düverioğlu'nun da (Obradovic'in çok güvenmesine rağmen) hem istikrarsızlığı hem de bir türlü beklenen çizgisini aşamaması aynı zamana denk gelince Fenerbahçe BEKO'nun tüm takım savunma direnci yara aldı denilebilir. Kısaların çabası da, pota altı savunmasında sorunlar yaşanınca yetersiz kalıyor. Çünkü kısalar savunmada bu baskıyı yarattıklarında arkadaki "uzunlara" güveniyorlar. Son dönemde pota altı savunmasındaki sorunlar nedeniyle genel anlamda takım savunmasında da problemler yaşıyor. Takım savunmasındaki sorunun hücuma da olumsuz yansıdığını da söyleyebiliriz. 
 
Vesely eski form dönemine döneceği sinyallerini veriyor. Ancak Ahmet'in istikrarsızlığının yanında zaman zaman performansı tartışma konusu olan Lauvergne'nin de sakatlık sonrası ne şekilde geri döneceği tamamen belirsiz. Play-off ve de gidilmesi çok yüksek ihtimal olan Final-Four'da Fenerbahçe'nin kaderini uzunların formu çizecek dersek çok da kehanet olmaz sanırız. Obradovic'in play-off döneminde, takımı, sezon başındaki eski ritmine döndürebileceğini de söyleyebiliriz.
 
Herşeye rağmen Sarı-Lacivertliler Euroleague'in sahasında yenilgi almayan tek takımı olarak devam ediyor. Buducnost karşısında bir kazaya uğramadan zor da olsa kazandılar ancak fiziksel olarak yıprandıkları için CSKA Moskova deplasmanına daha diri çıkma şansını kaçırdılar. Moskova'da 2 gün sonra oynanacak karşılaşma da Fenerbahçe BEKO için zorlayıcı bir maç olacak. 


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

5 dakika! 17 Haziran 2019

Günün Köşe Yazıları