Olaylar Ve Görüşler

Bir seçim uyarısı

23 Mart 2019 Cumartesi

Yerel demokrasinin işletilmesi, kentimizin sahibi olarak kalmamız bu seçimle yakından ilintili. Bu nedenle yerel yönetimlerin de üniversitelere benzemesine izin vermeyelim.

Ülkede hukuksuzluğun ne kadar derin boyutlara ulaştığını yerel seçimler sürecinde tanıklık ediyoruz. Seçim çalışmaları iktidarın ‘mesnetsiz’ suçlamaları, tehdidi, tek yanlı dezenformasyonu üzerinden gidiyor. Yasalar, kurallar, uyarılar dikkate alınmamakta. Öyle görülüyor ki, ülke yönetiminde egemen olan hukuksuzluk, kayırmacılık, keyfilik anlayışı seçimler sonrası yerel boyutuyla günlük yaşamımızın ayrılmaz parçası olacak. Yurttaşlar olarak seçimimizi doğru yapmaz, tek adam yönetim anlayışını yerelde önünü açarsak, yerel irademizi de kaybedeceğiz. Yaşadığımız kentin nereye (rant, yaşam biçimi) evirileceğini ön görmeyeceğiz. Yerel karar organları, sivil toplum örgütleri kentle ilgili düzenlemelerin neresinde olacağı belirsiz. Bunun için üniversitelere bakmak yeterli.

Akademik deformasyon
Ülkemizde yerel yönetimler ve üniversiteler genel yönetim sistemi dışında yer alır. Evrensel anlamda özgür/özerk olmasalar da kendi organları tarafından yönetilirler. Buna karşın tek adam yönetim izlencesi kapsamında üniversiteler kontrolsüz, hukuksuz bir şekilde müdahale edilmekte. Tek adam egemenliği için ‘rektör’ atama yöntemi üzerinde kişiye özel değişikliler yapıldı. Yapılan düzenlemeler sonrası Reis’in kontrolünde rektörler üniversitelere ‘mültezim’ oldu. Akademide hukuksuzluk, kayırmacılık israf, Reis’e biat açıklamaları görünür hale geldi. Disiplin düzenlemeleri ile akademi düşündüklerini ifade etmekten, çalışmalarını kamu ile paylaşmaktan yoksun bırakıldı. Örneğin Reis’in müdahalesinin düzeyini görmek açısından; bir akademik unvanın yeniden düzenlenmesinde izlenen yol öğretici. Bir sabah ‘Reis’ “Nedir bu, yardımcı doçentlik, var mı dünyada eşi, kaldırın” çağrısı yaptı. Arkasından doçentlikte sözlü sınav da kalkmalı deyince, YÖK başkanı “komisyon kurduk çalışıyoruz” dedi. Yapılan çalışmalar sonu Yrd. doçentlik unvanı, Dr. Öğretim Üyesi olarak değiştirildi. Doçentlik atama sınavı da üniversitelere - bazıları yapıyor, bazıları yapmıyor - bırakılarak genç akademisyenlerin örselenmesinin yolu açıldı.

Aynı amacı güdüyorlar
Siyasal iktidar tarafından, üniversitelere yapılan müdahalenin, daha büyük boyutlusu yerel yönetimlerde yapılmak isteniyor. Bu nedenle ‘ittifak’ tarafından seçimler yerel olmaktan çıkartıldı. Genel ve yerel yönetimler bütünleştirilmek isteniyor. Yürütülen seçim çalışması ve söylemler ülkenin ‘bekası’ üzerinden yürütülmekte. Tek adamlık kutsanıyor. Gösterdikleri başkan adayları geri itilerek, ‘tek adam’ kentlerin tek/ortak başkan adayı olarak öne çıkartılmakta. Tek başkan adayı da, kamusal gücünü kullanarak çalışmasını yürütmekte... Rakiplerini “mahpusa” atmakla, soruşturmalar açtırarak, seçim sonrası uygun görmediği seçilmişlerin yerine “kayyım” atamakla tehdit ederek yurttaşın oyunu konsolide etmeye çalışıyor. Bunun birçok nedeni var. Öncelikli olanı uzun iktidarları sonunda çöken neoliberal politikalarına karşı yerelden yükselecek toplumsal muhalefetin önünü kesmek. Genel ekonomik çöküntü sonrası kentler de biriken ‘rantın’ yağmalanmasının önünün açılması.
Görünen o ki seçim sonrası kentsel ekosistemi (doğa, yeşil, insan) dikkate almada kentlerin yeniden inşası öncelikli olacak. Yerel demokrasi işletilmeyecek. Seçilenler yapılacak müdahalelerle itibarsızlaştırılacak. Yerel kamusal duyarlılığın yok edilmesi için baskılar yoğunlaşacak. Kısacası yapılan müdahalelerle üniversiteler nasıl çökertildi, sessiz kılındıysa yerelde de aynısı yapılacak.
Yerel demokrasinin işletilmesi, kentimizin sahibi olarak kalmamız bu seçimle yakından ilintili. Bu nedenle yerel yönetimlerin de üniversitelere benzemesine izin vermeyelim.
İrfan O. Hatipoğlu /
Mustafa Kemal Üniversitesi  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları