Cüneyt Arcayürek

Devekuşu Gibi…

16 Ekim 2014 Perşembe

AKP hükümetlerinin izledikleri dış ve iç politikanın özeti şudur:
Son üç dört gün içinde dışarıdan  IŞİD, içeriden PKK tehdidi her gün biraz büyüyerek gelişiyor.
Kobani bahanesiyle polisler şehit edildi. Bir rakama göre 1700’den fazla kamu binası ve buna ilaveten yüzlerce okul yakıldı. Bankalar harap edildi. Soyuldu.
Türkiye’yi yakıp yıktılar. 17 askeri noktaya ateş açtılar. Genelkurmay açıkladı: Saldırdılar ama gerekli yanıtı alınca susturuldular.
Hayır! Sıkıyı görünce arkadan, kalleşçe vurmalarının sonuç alamadığını görünce tabana kuvvet kaçtılar.
Bunlar alçak, korkak katiller sürüsü!

***

AKP hükümetleri yurtta sulhu katiller sürüsü PKK ile anlaşarak sağlayabileceği gibi inanılmaz bir gafletin içinde.
Çözüm süreci diye bir programla, bu planın yürümesini sağlamak için İmralı’daki cani ve onun direksiyonundaki siyasal parti ile yola çıktı. Fakat barışı yalnız kendi dayatmalarının gerçekleşmesi koşuluna bağlayan hainler şebekesi, bu amaçla PKK’yi sürekli bir tehdit aracı, devlete karşı saldırıya hazır bir güç olarak kullandıklarının yöneticiler farkındaydı belki ama PKK, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik güçleri karşısında ileriye başarılı bir adım atamaz diye aylarca yaptıkları açıklamalarla kendilerini de ülkeyi de aldattılar.
Kobani bahanesiyle izlenen terör eylemleri bugünlere özgü bir sorun olarak kalacak değil. Sürecek.
Ya devlet PKK’nin öne sürdüğü anayasal koşullara boyun eğecek ya da hükümetin teröre karşı ne yapabileceğini göreceğiz diye beklerken. Polis devleti önlemlerine başvurmaya girişti.

***

Oysa PKK ile barış sağlamak? Siyasal öngörüsüzlüğün basit dilde tarifi, enayiliğin ta kendisiydi.
Son aşamada çözüm plan ve programını ayrıntılarıyla öğrenen İmralı, ya 15 Ekim’e dek istediklerini elde ederler, yoksa?.. diyen bir açıklama yaptı.
İmralı’nın partisi HDP de PKK’ye ve taraftarlarının beklediği emri verdi: Sokağa çıkın!
Sokaklar yangın yerine ve kan gölüne böyle dönüştü.
Gafletin, siyasal yanılgının baş aktörü RTE, çıktı ekranlara, son eylemlerin sorumlusu sokağa çıkın emri veren HDP’dir, dedi...
Hayır! Yalnız HDP değil sorumlu olan. Siyasal yanılgıların ürünü teröristlerle masaya oturup pazarlıklara girişen, böylece olayların mimarı olan sen de sorumlusun!

***

Bu hükümetin barış süreci başlatmasıyla dağdaki eşkıya güya silahları bıraktı, içerdekiler yurdu terk etti diyen haberler TV’de gösterilen filmler, tam anlamıyla bir PKK propagandasıydı...
Nitekim kamuoyunda, PKK, terörü ve silahları bıraktı diye aldatmacaların bir yalan torbası olduğu bu son süreçte kanıtlandı.
Ülkeyi terk edenlere geri dön emri verildi ve zaten 15 Ekim gelmeden önceki günlerde okulları yaktılar. Soygun yaptılar. Güvenlik güçlerine saldırdılar.

***

Saftirik hükümet PKK’nin aylardır sürdürdüğü terör eylemlerini nasıl değerlendirdi, anımsıyor musunuz?
PKK terör eylemleri değildi bu eylemler. Çözüm sürecini baltalamak isteyenlerin işgüzârlığıydı!

***

Şimdi hâlâ aynı yanılgı içinde.
PKK açık seçik yeniden terör eylemlerine başladığını yarattığı kanlı, yakıp yıkan eylemleriyle ilan etti.
Hükümet, Kobani’yi gerekçe yaparak Türkiye’nin dört bir yanını yakıp yıkanlarla mücadeleye kolları sıvadı.
Bu vesileyi kullanarak artık emrindeki yargıya da, polise de süper yetkiler vererek PKK terör eylemleriyle mücadele edebileceğini sanıyor ve hâlâ...
…bir polis devleti oluşturmanın örtüsü olarak bu eylemleri önlemenin, dağdaki teröristleri de indirecek çözüm yolları içeren yasal yöntemlerin peşinde. Amaçlarına varmadıkça dağdaki, yurtiçindeki teröristler ne silah bırakır ne de eylemlerine son verir. Farkındalar mı acaba?

***

Ne çare, medyamız, aydınlarımız da hükümetin polis devleti oluşturmaya yönelik yeni önlemlerini destekler bir tutum izliyorlar...
Dünkü ve bugünkü hükümetler zaten PKK ve siyasal uzantılarıyla hâlâ çözüm yollarında iç barışı sağlayacakları sanısı içinde.
Başını kuma sokarak gerçekleri göremeyen devekuşları gibi…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları