Erdem Gül ve Ekrem İmamoğlu'na açık mektup

24 Mart 2019 Pazar

Gelecek hafta bugün yerel seçimler var. Belediye ve muhtarlık seçimleri yapılacak ama genel seçim havasına sokulduğundan, Türkiye’nin geleceği için ayrıca önemli.
Elbette ülkeyi kuşatan dinci ve rantçı karanlığa karşı, demokrat, ilerici adayların kazanmasını diliyorum.
Ancak atlı fayton konusundaki açıklamalarınız, hayvan haklarını savunucuları için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Farkında mısınız bilmiyorum ama bu nedenle sandığa gitmeyeceğini söyleyen çok insan var.
Uzun zamandır bu uğurda mücadele veren bir aktivistim ve bu meseleyi şu anda tekrar gündeme getirmek benim görevim.
Sayın Gül, CHP Adalar Belediyesi başkan adayı olarak, bir TV röportajında şöyle dediniz:
Fayton, oranın 100 yıllık geleneği, simgesi. Bir de ondan geçinen insanlar var. Bununla hayatını sürdüren insanların kooperatifi var. Biz onlara diyoruz ki, bu işi sürdürmek istiyorsanız, koşulları iyileştirerek biz sizin yanınızda dururuz. Çünkü atların durumu ile ilgili hayvanseverlerin de tepkisi var. Hep birlikte, atların, sürücülerin, ahırların koşullarını iyileştirelim.
Sayın İmamoğlu, siz de fayton meselesinde süreci, hayvanların bakımını denetleyerek, vicdani kurallarla yürüteceğinizi söylediniz. “Faytonculukla uğraşan hemşerilerimiz var. Bakım merkezi kuracağız. Her konuda işin içinde olacağız” dediniz.

Atlar faytonlarda köle değil, doğa da özgür olmalı
Bu görüşlere karşı hayvan haklarını savunucularının yanıtlarını bir kez daha özetliyorum.
1- Adalarda fayton kalksın demiyoruz; atlı faytonlar kalksın diyoruz.
2- Atları ölüme terk eden, ölen ve hastalanan atları denize savuran, atları savunanları döven insanlar ile konuşursanız, yanlış yönlendirilirsiniz.
3- Bir şeyin gelenek olması, onun ahlaki, iyi, doğru olduğunu göstermez. Örneğin çocuk gelinler... Katı gelenekçilik, ilerici insanlara yakışmıyor.
4- Aynı atlı fayton görünümünde olan, elektrikli ya da güneş enerjili faytonlar var. Atlı faytonların yerine onlar kullanılırsa, Adalar’ın simgesi değişmez. Bu zulüm çok eskiden beri simge haline getirilmiş olabilir ama özgürlükçü hiçbir insan bu vahşetin yanında olmamalı.
5- Atlı fayton, gerçekte hayvan köleliğinin simgesidir. Atlı faytonlara karşı verilen mücadele, bir özgürlük ve adalet mücadelesidir.
6- Atlı fayton yerine çağdaş, çevreci çözümler mümkün. Adalıların evlerine ulaşmaları ve yüklerini taşıyabilmeleri için sınırlı sayıda, çevreci AKÜLÜ FAYTON (tek kişilik şahsi akülü araçlar değil) ve lunaparklardaki tırtıl benzeri üstü açık, akülü sessiz araçlar devreye sokulabilir. Tek tek bireylerin elektrikli araç kullanmasından değil, yine toplu taşımaya hizmet edecek şekilde kullanılacak elektrikli faytonlar öneriliyor.
7- Atlı faytonları çalıştıranlar, yeni faytonları çalıştırdığında yine gelir elde edecek; kimse ekmeğinden olmayacak.
8- Sadece Adalar’da atlı faytonlar yüzünden yılda 500 kadar at acı içinde can veriyor ve yerlerine yeni köleler geliyor.
9- “Bakım merkezi kurup denetleyeceğiz” diyorsunuz. Bilin ki atlı fayton, her haliyle bir sömürüdür. ‘İnsani’, ‘ahlaklı’ ya da ‘denetimli’ sömürü olmaz.
Yaşağımız çağda bir hayvanı esir edip sırtına kamçı vurarak insan ve yük taşımaya zorlamak, hayatını bu şekilde geçirmesine neden olmak, tek kelimeyle zulümdür. Bunun denetlenerek sürdürülmesini savunmanız, anlaşılabilir değil.
Lütfen alternatif çözüm yolları varken, atları öldüren ve birçok insanın vicdanını yaralayan atlı fayton sömürüsüne destek vermeyin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları