Sonucu küskünler, bıkkınlar ve kızgınlar belirleyecek

28 Mart 2019 Perşembe

Seçmeni bölmek, halkı birbirine düşmanlaştırmak, sadece ülke zararına bir strateji değil, bunu yapan iktidar için de çok tehlikeli bir oyundur:
Birbirine düşmanlaşan, bölünen halk bile, günlük yaşamda geçim zorluklarıyla karşılaşmaya başlayınca, bir süre sonra gerçekleri görmeye başlar...
İdeolojik ve siyasal düşmanlaştırmanın gizlediği yolsuzluklar, yağmalar, kötü yönetim, belirginleşir...
Seçmen, başta hayat pahalılığı olmak kaydıyla, ulaşım ve benzeri günlük yaşam güçlüklerinden dolayı, muhalefetin değil, iktidarın gerçek sorumlu olduğunu nihayet fark eder...
Kendisine sürekli olarak kavga, dövüş, ihanet, kin, intikam, düşmanlık duyguları aşılandığı için de, lider bellediği kişilere karşı pek de akılcı olmayan bir tavırla, daha çok duygusal bir tepkiyle, ters davranmaya başlar.

***

İktidarın bugüne kadar, seçmeni ayrıştırma, düşmanlaştırma bağlamında kendisine olan desteği bütünleştirmek (konsolidasyon) için kullandığı “iç ve dış düşmanlar” söylemi artık bıkkınlık vermiştir:
Ünlü “Üstü çıplak adamların türbanlı bacıma Kabataş saldırısı” yalanını andıran “Ezanı ıslıkladılar” çıkışı, “Camileri ahır yaptılar” iftirası, “Dış güçlerin döviz lobisi” suçlaması, “Patlıcan, biber, domates terörü” söylemi, siyasal/ideolojik bombardımanla zihinleri bulandırılan seçmenin gözünü boyamaya artık yetmiyor.

Sürekli olarak Cumhurbaşkanı ile İçişleri Bakanı’nın bombardımanı altında kalan seçmen, duygusal bir patlama ile bu seçimlerde tavır koymaya hazırlanıyor...
Bu tavır iktidar çevrelerince de hissedildiği için, onu önlemek amacıyla başvurulan tehdit söylemi ise ters tepiyor!

***

Seçmeni birbirine düşmanlaştırmaya yönelik duygusal bombardıman hiç kuşkusuz, sadece iktidar yanlılarını değil, muhalefette olanları de etkiliyor:
Her iki kesim de birbirine karşı düşmanlaştırılırken, olumsuz duyguların harekete geçmesi, geçim derdi gibi günlük hayattaki zorluklarla da bütünleşince, kendi bulundukları yerdeki siyasal liderlere yönelik eleştirileri de keskinleştiriyor:
Muhalefet kesimindeki seçmenlerin bir bölümü, kendi liderlerinin yeterince sert ve etkili muhalefet yapamadığını düşündüğü için küskün, bıkkın ve kızgın, sandığa gitmemeyi düşünüyor...
İktidar kesimindeki seçmenler ise, kendi liderlerinin sorunları çözemediğini gördüğü, sürekli olarak başkaları suçlandığı ve ortam suni olarak tehditlerle çok gerildiği için küskün, bıkkın ve kızgın; onların da bir kısmı sandığa gitmeye pek gönüllü değil.

***

İktidarın sürekli olarak pompaladığı duygusal gerilim ve çatışma ortamı, geçim derdiyle de bütünleşince insanları artık iyice bıktırdı, usandırdı ve kızgınlığa dönüştü.
Bu ortamdan kurtulmak için:
Muhalif seçmenlerin tümü sandığa gider, iktidara destek vermiş olan seçmenlerin bir bölümü de sandığa gitmez veya gittiğinde iktidara oy vermezse...
Türkiye’ye zaten zorla dayatılmış olan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Rejimi” ciddi olarak destek kaybetmiş, “Demokratik Rejim” mevzi kazanmış olur.
BU NEDENLE, BU SEÇİMLERİN SONUCUNU KÜSKÜNLER, BIKKINLAR VE KIZGINLAR BELİRLEYECEK DİYORUM.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları