Kaosta Satranç Oyunu

18 Ekim 2014 Cumartesi

İçinde savrulduğumuz ekonomik, sosyal, siyasal sorunların kaosunda; hangi adım, hangi gelişmenin hangi amaçlara dönük, hangi sonuçları üretmekte olduğunu göremez olduk. Toz duman içinde gözleri bağlı nereye sürüklendiğini bilmeyen insanın acıklı hali, en haklı, insancıl değerleri savunma adına örgütlendiklerine inanan insanların oluşturdukları siyasal örgütlenmeler, cepheler, ülkelerin attıkları adımlar için bile geçerli. İnsanlık tarihinin her sürecinden benzer örnekler gösterebilmek başka, günümüz dünyasında, katlanmış bir kaosun, çözümsüzlüğün yumağında nerelere kadar savrulabileceğimizi görememek çok daha başka.
BM oylamasında Türkiye’nin üçüncü tura kalmakta diretmesi ile çok daha fazla oy kaybetmesine, iktidarımızın ağzından düşürmediği ağırlığının hafif siklet olarak tartılması sonucunun çıkmasına içerleyen kimi arkadaşlarımız, “hiç değilse onurlu çekilmeyi düşünebilseydik..” diye hayıflandılar. BM ya da milli takımın futbolda en zayıf takımlar karşısındaki yenilgilerini boş verip ülkemiz için çok daha yaşamsal Kobani üzerinden düşülen derin çıkmaza, gelişmelere dikkat çekmeye çalışanlar elbette çok daha haklı kaygılarını paylaşıyor.
İşler sarpa sarıp çuvalladıkça İktidarları cephesinin giderek saldırganlaşan medyatik terör, baskı ile toplumu güdüleme kaygılarında ne söylemlerin gerçek anlamlarını ne de atılan adımların sonuçlarını algılamak, sağlıklı öngörebilmek kolay değil. Genel dış politika ilkelerini, İslam dünyası, Ortadoğu politikalarının çerçevesini okuyabilmeyi unuttuk, Kobani üzerinden büyük kaosun satranç oyununda atılan son adımların, atılan taşların gerçek hedeflerini görmek zor. Şimdi siz İktidarlarının demokratik düzenle, hukuk devleti, yasa çıkarma ilkeleri ile yüzde yüz çatışmalı, besbelli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi açıklamalarında da ilan ettikleri üzere, doğrudan iradelerinde getirilen, polis devleti düzenlemelerinin gerekçelendirilmelerine inanıyor musunuz?

***

Meclis’te, kamuoyu önünde İktidarları ile ülkemizin Kürt cephesi arasında çatışmacılığın uç dozunda suçlamalar, yaşanan kaosun apaçık fitilini ateşleyen kibritler yerine geçiyor. Üstüne radikal siyasal İslamcı, mezhepçi çatışmaların da yeniden hortlamasına yarayan gerilimler besleniyor. Gün gün en korktuğumuz, kentlerin varoşlarına, üniversitelerimize uzanan çatışmaların önü alınamayacak ölçeklerde, şiddette artıyor. Sonra şaşkınlıkla gökten zembille gibi inen yeni gelişmelere tanıklık ediyoruz. Barış süreci çok çabuk çözüme ulaşılacakmış gibi haberler her iki cepheden birden veriliyor. Hükümet, MİT, Türkiye’nin siyasisi ile teröre uzanan ayakları bir arada Kürt cephesi görüşmeleri trafiği çok ciddi görüşmelerin yapılmakta olduğu havasını verecek biçimde işlerlik kazanıyor. Çok yakında sonuç alınacak, yeniden canlandırıldığı duyurulan akil insanların da devreye girmeleriyle, seferberlik ilan edilmişçesine bir barış sürecine girildiği müjdeleniyor..
Birkaç gün öncesinde IŞİD’in ele geçirmesi, katliamına hedef olunması an meselesi Kobani’de ABD’nin lütfedip bombardıman desteğini artırması bağlantılı olduğu vurgulanan dengeler değişimi yaşanıyor. Akrabalıklar, kader birliği, iddialı Rojava projesi, düşü üzerinden yaşanan öfke, travmanın, yaralarının kabuk bağlayabileceği de umut olarak duyruluyor. ABD, Suriye yönetimi ile birlikte Suriye-Irak Kürtlerinin şiddetle reddettikleri, Türkiye Kürt cephesini de kaygılandıran Erdoğan liderliği, AKP hükümetinin ısrarcı oldukları tampon bölge projesine sıcak bakmadığını bir kez daha ilan ediyor. Türkiye’nin bir tek Suriye’ye yönelik Esad karşıtı örgütlenmeleri, olabilirse bölgede savaştırılacak Irak-Suriye Kürtlerinin eğitilmesine eğitim, donanım katkısının onaylanacağı havası veriliyor.
Siz ülkemizi çok ilgilendiren dünya kaosu içinde çok daha derin, yaşamsal, kanlı sonuçları ile yaşanan sınırlarımız boyunca en çok derinleşmiş, Ortadoğu Irak-Suriye-IŞİD üzerinden kaosun son gelişmelerini, kaosun satranç oyununda oynanmış son taşları nasıl okuyorsunuz? ABD dünyanın en güçlü siyasal odağı olma rolünü sürdürme kaygısında, kendi sistemin kaçınılmaz sonuçları olan, ekonomik, sosyal-siyasal krizinin sorunlarının büyümesine yol açmayacak vitrini çok etkili, bedeli en düşük şovlar peşinde. Havadan bombardımanlarla, çok sınırlı doğrudan '6Batkıların peşinde. AB ülkeleri böylesi bir şovun bile yapılması koşullarına sahip değiller. Onların enerji ithali sorunları, daha derin ekonomik sorunları var. Yanlış adım, içeride büyük toplumsal sorunlar yaratabilir, sonuç olarak iktidarları sallayabilir. Rusya’nın, siyasal İslamcı diktatörlüklerin demokrasi sorunları olmasa da sarsılan ekonomik, sosyal sorunları siyasal sorunları üretmeye gebe. Ateşten kaçmanın yolunu arıyorlar. Bataklığa çekilenleri görmek çok zor olmasa gerek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları