Mesele beka sandık

31 Mart 2019 Pazar

Sandığa gitmek bir şeyleri değiştirecek olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın o da yasaklanırdı. Pardon, bu laf zinhar bizim için değil. İngiliz radikal solunun sloganı imiş.

***

ABD Başkanlık seçimlerinde de sistem gereği genelde iki aday yarışır. İki adaya birden karşı olanların ise ünlü sloganı ise şudur: “Tanrıya şükür sadece biri kazanacak!”
Bu slogan da ne yazık ki bizim için geçerli değil. Kazanan “ikisi birden” olacak!

***

İngiliz İşçi Partisi lideri Tony Blair’i iktidar yapan 10 slogandan biri de “Halkın hayattan daha çok keyif alması sağlanacak” idi. Rahmetli İsmail Cem, bir ara bu sloganın bizde de benimsenmesini savunmuştu. Elbette gündeme bile giremedi. Bendenize ise sadece bir günlük yazı konusu oldu (28.04.1997). Neden mi? Çünkü halkımız çok iyi bilir ki. Hayattan daha çok keyif almak için, iktidardaki liderin, keyif kaçırmaması yetip de artıyor.

***

İngiltere için, demokrasinin “beşiği” denir. Demokrasi ile beşik yan yana gelince akla ister istemez uyku ve uyutmak geliyor. Bu seçimlerde olduğu gibi geçen seçimlere de Avrupa Konseyi ve AGİT’ten gözlemci heyetler katılmıştı. İsviçreli bir parlamenterler ile havaalanında (VIP) tanıştık. Ayaküstü konuşuyoruz. Anestezistmiş. Sohbeti koyulaştırmak için “Politika ile uyumlu bir meslek herhalde anestezi, yani uyutmak” diye takılacak oldum.
Birden ciddileşti. “Belki sizin gibi ülkelerde öyledir!” dedi.
Ve ekledi: “Anestezide uyutmak en kolayıdır. Esas olan uyandırmaktır. Bilincin geri gelmesini sağlamaktır!” “Sorry!” deyip sustuk.
TBMM’de ve Külliye’de mesleği anestezistlik olan yok. İnşallah, bugün seçilecek binlerce belediye başkanı, belediye meclisi üyeleri veya muhtarlar arasında birkaç kişi bulunur.

***

İngiliz siyasetinde seçim sonuçlarını belirleyen orta ve alt gelir gruplarının oy verme eğilimleri.
Siyasette prim yaptığı düşünülen “sürekli güler yüzlü” görünmenin belli handikapları var.
Tony Blair’in sürekli gülücük dağıtan halinden başlangıçta genç kesim argo deyimle “kıl” kaptı. Kendisine “smarmy” (yalaka - kibirli - ukala) diye isim takıldı.
Rakibi olan Muhafazakâr John Major ise sıradan bir İngiliz olduğunu kanıtlamak üzere örneğin, gömleğini külotunun içine soktuğunu ve pantolonunu öyle giydiğini bir TV programında açıkladı.
Bu açıklama alt gelir grubunda geniş bir sempati dalgası yarattı. Ama ülkeyi yöneten kişinin zevkli ve özenli giyinmesine de önem veren bir kitle de Mr. Major’e sırtını döndü.
Sahi, bizde liderlerden gömleğini külotunun içine sokuşturan var mı?
Keşke iftiracı, yalancı, düzenbaz gibi sözler yerine bu tartışma konusu olsaydı.

***

“Beka” ise kaçınılmaz olarak zihinlere yer etti. Bu söz aslında “sonun başlangıcı”, ya da “başlangıcın sonu” demek.
Altı yıl önce bugünlerde kaybettiğimiz Müslüm Gürses’in ünlü türküsünde dediği türden bir “derin mesele” bu sandık ve beka işi:
Halkın Müslüm Baba’sı belki de seçmenin feryadını dile getirip duruyordu:

“Bu benim meselem, derin mesele
ezelden ebede giden meselem

hatırım çiğnendi, kalbim kırıldı
ömrümün derdidir benim meselem

meselem alın yazım gibi meselem
cevapsız sorular üst üste biner
kördüğüm misali benim meselem
hasretin korkusu ruhuma siner
yanına çağırır beni meselem

meselem alın yazım gibi meselem
kırık sazım gibi meselem
iki gözüm gibi meselem
meselem bir sevda türküsüdür meselem
aşkımın öyküsüdür meselem

yeryüzü gökyüzüdür meselem, meselem”

***

Çocukken oynadığımız acımasız bir oyun vardı. “Saftirik” bir kurban seçerdik. Kaşkol, kalem, ayakkabı teki gibi bir eşyasını kapardık. Sonra da etrafını çembere alırdık. O eşyayı elden ele dolaştırır ve aynı tekerlemeyi defalarca en cırtlak sesimizle yineler dururduk.
“Ortada sandık... Ala-vere usandık!” Biçare sonunda öfkeden, çaresizlikten ağlamaya başlar, eşyasına öyle kavuşurdu. Yıllar sonra, “ortada sandık” adlı oyunun aslında bir “alaveredalavere” ile olduğunu fark etmiştik.
17 yıldır vatandaşlarının hayatına en çok sandık sığdıran ülkeyiz. Belki de amaç sandıktan usandırmak. Yine Batı’da pek benzeri olmayan bir katılım rekoru kıracağız.
Sandık bizden usansa da biz sandıktan usanmamalıyız!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Küçükpazarlı Kemal 17 Mart 2024
Vakıa vakası! 10 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları