Dün Tarihi Bir Gündü, Çünkü...

21 Ekim 2014 Salı

Evet tarihi bir gündü.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan için değildi, kuşkusuz.
Türk adliyesi için de değildi.
Cumhuriyet gazetesi için hiç değildi.
Ama bendeniz için gerçekten tarihi bir gündü.
Türk adaletinin bildiğini Türk okurundan esirgemenin âlemi yok.
Çünkü dün “Adli Bekâret”imin bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından izale edildiği gündü.
İtiraf etmesi utanç verici belki.
Ama ne yazık ki Cumhuriyet mensubu olarak ilk kez, evet ilk kez, bir Cumhuriyet Savcısı’nın huzurundaydım.
Cumhuriyet gibi bir gazetede kırk yıla yakın çalışıp da “Adli Bekâret” sahibi olmak, Tevfik Fikret’in İstanbul için söylediği “bin kocadan arta kalma” türünden bir “bakirelik” ayıbıydı.
Ama her şeyin bir sonu var.
Böyle bir sonu da Allah herkese nasip etmiyor.
Nasip etmişse de uçkur dokuz yerinden kopuyor.
Bendenizin sonu da böyle geldi.
Yakın zamana kadar bina boyu reklamlarla kendisini “Milletin Adamı - Ümmetin Lideri” diye tanıtmış olan Recep Tayyip Erdoğan’ımız “Cumhurbaşkanı” sıfatı ile ilk kez bir kamu davasını bendeniz için açtı.
Bu siftahı da herhalde ve önce Cumhuriyet gazetesini mükafatlandırmak için yaptı.
Ve özellikle de mazisi, meslek kıdemine göre, adli anlamda en “ak” olan mensubu olan bendenize yöneltti.

***

Ankara’da kesilen yollardan birinin önünde beklerken kendisine yüzlerce koruması arasından ve uzaktan el sallayıp “Teveccühü” diyerek yola çıktım.
Ve Avrupa’nın en büyük Adalet Sarayı’nın yolunu tuttum.

***

Cumhurbaşkanı’ndan aslında bendenizin şikâyetçi olması gerekiyor.
12 Mart, 12 Eylül ve aradaki irili ufaklı birçok sıkıyönetim badiresinden geçtiği halde hiçbir cezaya çarptırılmadan sağ salim “adli bekâret”imi 16 Eylül 2014 gününe kadar muhafaza ve müdafaa etmiş biriyim.
Bu ülkede, her fırsatta ağzına her gelenin ilk hatırladığı “Analarımız”ın lisanen ve fiilen saldırıya uğramasına dikkat çekmek istedim.
Bunun bile kayıtsız şartsız bir masumiyet karinesi olacağını düşündüm.
Çünkü çizerimiz Musa Kart’ın ünlü kedi davasında Yargıtay şöyle demişti:
“Sanatçı duyarlılığı olan bir kişinin kediyi bir hakaret gibi görmesi, göstermesi düşünülemez!”
Beraatına...

Peki bendeniz gibi annesini yıllar önce kaybetmiş ve bir vesile ile de her gün hasretle, acı ile onu hâlâ hatırlayan birisinin de annelere bu kadar “sin-kaf” edilmesine dikkat çekmesi, safiyet ve iyi niyetimin karinesi sayılmaz mı idi?
Ama her şeyin bir sonu var.
15 Eylül 2014 günkü gazetemizin manşeti “Bir ‘Anasını...’ haberi” idi.
Bundan esinlenip, anasını satayım ben de bir “Anasını haberi”nden sonra bir de “Anasını yazısı” yazayım istedim.
İstemez olaydım!
Daha önce de sözünü etmiştim.
Bu ülkede siyasetin en tepesinden sokaklara kadar hiddetlenenşiddetlenen herkesin ağzında “analı avratlı” küfürler...
Örneği de elbette ve doğal olarak en bilinen ve Türkiye durdukça hatırlanacak olan, Mersin sokaklarında çınlayan “Ananı da al git!” örneğinden verdim.
Sen misin veren?
Cumhurbaşkanımız doğduğuna değil, gazetecilik yaptığına pişman edecek ya...
Benim “şüpheli” olarak Türk Ceza Kanunu’nun iki ayrı maddesine göre cezalandırılmam için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmuş.
Bu maddelerden birisi TCK 299 -Cumhurbaşkanı’na hakareti düzenliyor- 1-4 yıl hapis cezasını öngörüyor.
TCK 267’nci madde ile de bendenizin kendisine “iftira ettiğimi” öne sürüyor.
Yani zımnen, Mersin’de sokak ortasında Kemal Öncel adlı yurttaşa söylediği, anası ile ilgili sözlerin benim uydurmam olduğunu ima ediyor.
Cumhurbaşkanımız dokunulmaz.
Her türlü hukuki siyasi işlemleri dolayısıyla sorumlu tutulamaz.
Ağzımızdan yel alsın, sadece “Vatana ihanet” bunun dışında.
Ama kendisi herkesi, her zaman, her şeyden sorumlu tutabilecek bir konumda.
Bendenizi de “Şüpheli” ilan edip İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyet ediyor.
Aslında Türkiye’de bir İskandinav ülkesi kadar hukuk devleti olsa, asıl iftira suçlamasını, bu iftira dilekçesi nedeniyle bendenizin açması gerekiyor.
Ama bunun için önce şu Suriye ve IŞİD işinin çözülmesi ve HSYK’nin bağımsızlık ve özgürlük yolunda hızla ilerlemesi gerekiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları