‘Tarihin Tekerrürü…’ (3)

21 Ekim 2014 Salı

Geçen hafta 1. ve 2. yazılarımız şöyle başlıyordu:
“Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)terörü olayı ile tarih üç aşamalı tekrarlanıyor. Bu aşamaların çıkış noktasını, İngiliz casus, arkeolog, Yarbay Thomas Edvard Lavrence (1888-1935) şöyle tanımlamıştı:
“Osmanlı İmparatorluğu’nu Ortadoğu’da parçalama başarısını, yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim!”

***

1921 Kahire Konferansı’ndan sonra Irak’ta, Mısır’da, Libya’da kurulan krallıkların yerini, 1950’lerin sonlarında askeri darbe ile gelen diktatörlükler aldı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Irak’ı işgalinden sonra doğan boşlukların yarattığı “Arap Baharı” söylemi altında “etnik mozaiklerin terörü” filizlenmeye başladı.
Gazetelerimizde; IŞİD, PYD, YPG, KCK gibi kısaltmalar yalnızca başlıklara değil, haberlerin içine de oturur oldu. Bu kısaltmalar neyin nesi? Geçen hafta, bizdeki bir haberin başlığı “HDP, DBP ve DTK ortak açıklama yapacak” idi. Haberin içinde bu kısaltmaların ne olduğu belirtilmemişti!
Pazar günü Akşam gazetesinde bir haberin başlığı “YPG’yle istihbarat paylaşıyoruz” idi. Haberin içinde YPG yoktu, yerine PYD vardı? Bunlar neyin nesiydiler?
Sabah gazetesinde, Sultan’ın Afganistan ziyareti haberinde ISAF kısaltması vardı? Haberde bırakın bu kısaltmanın açılımını, ne olduğu bile yazılmamıştı. ISAF, “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nce (KAAÖ)” Afganistan için kurulan “Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti’nin (UGYK) İngilizcesi idi. Neden Türkçe kısaltılmasın ki?
KAAÖ’nün İngilizce kısaltması NATO’dur. Peki, Fransızlar neden NATO değil de OTAN diye kısaltıyorlar? Çünkü dillerine saygıları var!
Mustafa Balbay dünkü yazısına “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK)sözleri ile başlamıştı. Doğrudan (BMGK) kısaltmasını yazsaydı, acaba kaç okur algılardı?

***

Komşularımızda çıkan “İslami etnik terör mozaik” olgusuyla bağlantılı bazı kısaltmalara göz atalım…
El Kaide: Afganistan’ı Sovyetler Birliği’nin işgalinden kurtarma amacıyla 1988 yılında kurulan terör örgütü… Sünni mezhebinin köktenci kuruluşunun başında, Suudi kökenli Usame bin Ladin vardı. 11 Eylül 2001’de Nev York’ta İkiz Kuleler’i bir hava saldırısı ile yıkıp ünlenince Arap ülkelerindeki aşırı dinciler de heveslendiler. Bin Ladin, 2011’de Amerikan askerlerince öldürüldü.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD): Ebu Musab Zerkavi, El Kaide’nin uzantısını 2003’te Irak’ta kurdu. Nasıl El Kaide Sovyetler’e karşı kurulduysa, bu örgüt de Amerika’nın Irak’ı işgaline tepki olarak doğdu.
Irak’taki El Kaide yöneticilerinin öldürülmeleri ve Amerika’nın 2011 sonlarında Irak’tan çekilmesi ile doğan yönetim boşluğu IŞİD’in yıldızını parlattı. Zerkavi’nin öldürülmesinden sonra Ebu Bekir Bağdadi bugünkü başı oldu. Bin Ladin’in ölümünden sonra “1 numaralı terörist” ilan edilen Bağdadi’nin başına Amerika 10 milyon dolar ödül koydu.
2011’de 800 olan militan sayısını, 2012’de 2.500’e, 2013’te 10 bine çıkardı. Örgütün kuruluşta “Irak İslam Devleti” olan adına, Beşşar Esad’a karşı başlayan iç savaştan yararlanarak Nisan 2013’te Suriye’nin kuzeyine de yayılınca, “Şam” sözcüğü eklendi. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da Şiilere, Hatay’da Alevilere karşı saldırılar düzenliyor.
30 Eylül 2013’te Hatay- Reyhanlı’ya saldırıyı üstlendi, 11 Haziran 2014’te Musul Konsolosu ile birlikte 49 Türk’ü rehin aldı. Bu olaydan 17 gün sonra da “halifeliğini” ilan etti. 

El Nusra Cephesi:
Suriye’de Nisan 2011’de El Kaide’nin uzantısı olarak örgütü kuran Ebu Muhammed el-Cevlani kısa bir süre önce öldürüldü. “Nusra” sözcüğü “destek” anlamına geliyor. Beşşar Esad’ı devirmeyi amaçlayan Sünni, köktenci olan bu terör grubunda 1.000 kadar militanın varlığından söz ediliyor. 

IŞİD ile bağlantısı bulunuyor. Kafa kesip insan kalbi yeme görüntülerini yayımlayarak çevresinde psikolojik baskılar yaptığı anlaşılıyor. Libya’da Muammer Kaddafi’ye karşı eylemler yaptılar, Libya dönüşü Türkiye’de törenlerle karşılandılar. 
Türkiye’de, özellikle Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep’te 2.000 kadar destekçisi olduğu söyleniyor. Gaziantep’te bomba yaptıkları evde patlama oldu. Reyhanlı saldırısına katkılarından söz ediliyor. Esad’ın yanı sıra Alevileri de hedef alıp Türkiye’de Alevi evlerini işaretleyip ülkemizde Sünni - Alevi gerginliğine yol açıyorlar. 
Müslüman Kardeşler (İhvan): Kuran’da inançlıların “kardeş oldukları” söyleminden dolayı “yoldaş” anlamındaki bu örgüt, Suudi Arabistan’da 1912’de sahneye çıkmıştı. 1928’de Mısır’da yoğunlaştı. Amaçları dünyada “İslam Birliğini” kurmaktır. 
Özellikle dikta yönetimlerinin yıkılmasına yol açan “sokak gösterilerini” 2010’da Tunus’ta ve ardından 2011’de Mısır ve Ürdün’de uyguladılar. Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin mimarı oldular. 
Müslüman Kardeşler, 2012’de cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylardan Muhammed Mursi’yi koltuğa oturttu. Ancak karşı gösteriler Mısır’ı karıştırınca geçen yıl ordu, Mursi’ye “siyasal bunalımı 48 saat içinde sona erdirmesini” bildirdi. Gerçekleştiremeyince, ordu Mursi’yi devirerek yönetime el koydu. General Abdulfettah El Sisi son seçimde cumhurbaşkanı seçildi. 
AKP Hükümeti, Müslüman Kardeşler’i ve Mursi’yi destekleyince iki ülke arasında ipler gerildi! 
Bu oluşumlar karşısında Türkiye-Irak-Suriye’de Kürtlerin tutumlarını da irdeleyeceğiz.

Güncel Bir Kitap!

Adı: Arap Baharı
Yazan: Talat Turhan
Yayımlayan: Destek Yayınevi
Sayfa: 454
Subay kökenli, idam istemi ile yargılanmış, işkence görmüş yazar, kitabında “Arap Baharı”nın perde arkasında yaşananları ve Ortadoğu’daki oluşumları çeşitli yazarlar ve görüşlere de yer vererek irdeliyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları