Adnan Binyazar

Asker İnönü

05 Nisan 2019 Cuma

Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı, ülkede demokrasinin kökleşmesini gerçekleştiren İsmet İnönü üzerine anıların geniş ölçüde yer aldığı İkinci Adam’ı (Remzi Kitabevi) Şevket Süreyya Aydemir yazdı. Şerafettin Turan’ın İsmet İnönü adlı kitabı (Bilgi Yayınevi) bilimsel incelemedir. Alev Coşkun’un güncelliğiyle de önem taşıyan Asker İnönü adlı (Kırmızı Kedi Yayınevi) araştırması ise 2018’in son aylarında yayımlandı.
Coşkun, kitabına verdiği adla, okurda İsmet İnönü’nün askerliğini öne çıkardığı izlenimi uyandırıyor. Oysa kitabında ona da değinse de, onun kendisiyle yakınlığına, özel yaşamına, kazandığı zaferlerdeki başarısına, diplomasideki inceliklerine, Atatürk’le aralarındaki dostluğa yönelik ayrıntılara inerek, daha çok sağlam kişiliğini, direncini, demokratik yönetime geçişteki erdemini, en iyiye ulaşma iradesini belgeler ışığında irdeleyip değerlendiriyor.

Değer bilmezler
İlkelerinin gelişmesine verdikleri büyük emeklerle adlarını tarihe yazdıranlar toplumlarının övünç kaynağıdır. Bizim toplumumuzun bir kesiminde bu bilincin gelişmediği, şundan bellidir ki; birtakım yobazlar, gerçeği çarpıtarak o saygın kişilere beyinlerinin kirini bulaştırıp onları toplum katında küçültmeye ortam bulabiliyor.
Giyimleri kuşamlarıyla eski zaman hokkabazlarını andıran bu tür kişiler, kurtuluş savaşı vererek ülkelerinin karanlığını aydınlık eyleyenlere ağır sözlerle saldırırken, TBM ’de Cumhuriyeti koruma, kollama yeminleriyle görev üstlenmiş olanların, eylemleriyle yobazların kirli ağızlarını tıkama yerine, susmayı yeğlemeleri ne acıdır!

Temel amaç
Alev Coşkun, o kesimin İsmet İnönü üzerine saplantılı tutumlarını dile getirmekle yetinmiyor, tarihsel gerçekler ışığında olayların özüne inerek nesnel verilere dayanarak irdeleyici yorumlarda da bulunuyor. Coşkun’un, toplumsal değişim evrelerinde, siyasal dalgalanmalarda İsmet İnönü’nün Cumhuriyet’in getirdiği kültür devrimlerindeki işlevini geniş ölçüde irdelemesi yazarın, gerçekleri ortaya çıkarmasındaki belgeci anlayışına bağlanmalıdır.
Belgeye dayalı, irdeleyici yöntemle hazırlanmış bu tür kitaplar toplumların düşünce kalesidir. Çoğaldıkça, sapık yaklaşımların önü alınır, toplum çağdaşlığın vardığı uygarlık düzeyinin gerektirdiği çağdaş düşünceyle donanınca önyargıların, uydurma yargıların kökü kurutulur.
Alev Coşkun’un bu kitabının, özellikle içinde bocalayıp durduğumuz bu çalkantılı dönemde içeriğiyle, yöntemiyle, aydınlatıcılığıyla düşünce donatıcı bir yanı var.

Bu kitabın önemi
Coşkun, böyle bir araştırmaya girişmesinin nedenini şu görüşlere bağlıyor:
- Atatürk’e dil uzatamayanlar, İnönü’yü hedef almış, Cumhuriyet’i yıpratmaya çalışmışlardır.
- Verdiği örneklerle, konumları ne olursa olsun, hangi kaynaktan beslenirlerse beslensinler, “Keşke İstiklal Savaşı’nı yapmasaydık. Keşke Yunan galip gelseydi. Lozan bir hezimettir...” diyenlerin temeli olmayan önyargılarını verdiği örneklerle çürütüyor.
- Şu tümcelerde olduğu gibi, kitabının düşünce örgüsünü, çalışma alanını şu görüşlerle açıklıyor:
İnönü hakkında ileriye sürülen iddiaları ele almak, doğruları belgelere dayalı olarak ortaya çıkarmak.”
Kitapta toplumsal çerçeve, iç ve dış siyasi olaylar, bunların arka planları, etkileri, birbirini tetikleyen ilişkiler zinciri üzerinde özellikle durulmuştur. Siyasal faaliyet ve ilişkilerin örgütsel altyapısının ele alınıp gün yüzüne çıkarılmasına ve olayları yaratan parçaların birleştirilip senteze varılması sağlanmıştır.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları