Seçimler âdil ortamda yapılmadı ki...

05 Nisan 2019 Cuma
Değerli okurlarım, seçimler ne yazık ki yine adil ve eşit bir propaganda ortamında ya­pılamadı:
Bu nedenle belediye başkanı seçilen bütün mu­halefet adaylarının, özellik­le de Ekrem İmamoğlu’nun ve Mansur Yavaş’ın başa­rıları, normal koşullarda yapılan seçimlerin so­nuçlarına göre çok daha önemlidir.

***

Seçimler sanki ortalık güllük gülistanlık iken, her şey kuralına göre uygulan­mış ve son derece âdil ve demokratik bir ortamda gerçekleştirilmiş gibi çö­zümlemeler, irdelemeler, tartışmalar yapılıyor.
Oysa seçim gecesi ya­zıp gazeteye yetiştirdiğim 1 Nisan tarihli yazımda da belirttiğim gibi, Türkiye’de seçimler, 12 Eylül 2010 Halkoylaması’ndan beri âdil ve eşit koşullarda yapılmı­yor, yapılamıyor:

1) Çünkü seçimler, Anayasa’ya göre yargı de­netiminde yapılır ama yar­gı 2010’dan beri iktidarın siyasal etkisine açık hale getirilmiştir.
2) Üstelik, Olağanüstü Hal, OHAL koşullarında yapılan Halkoylamaları ile Anayasa değiştirilip yetkiler icranın başındaki tek kişinin eline verilince, farklı partilerin/görüşlerin bazı propaganda olanakları bile, vali ve kay­makamların iznine bağlan­mıştır.

3) Bırakınız iktidarın med­yanın tümüne yakın kısmını doğrudan kontrol ederek kendi halkla ilişkiler bülteni gibi kullanmasını, demok­ratik devletin tarafsızlık ilkesine uygun davranması gereken ve halkın vergileriyle finanse edilen TRT ve Ana­dolu Ajansı bile doğrudan ik­tidar taraftarı olarak hareket etmişlerdir.
4) Tarafsızlık yemini etmiş olan Cumhurbaşkanı, doğru­dan propaganda etkinlikleri­ne çok yoğun ve en sert bi­çimde liderlik etmiş, bununla da yetinmemiş, muhalefet adaylarını doğrudan muha­tap almış ve eleştirmiştir.
5) Bazı partilere ve adayla­ra “ihanet” ve “terör” suçla­maları yönetilmiştir.
6) İktidarın İstanbul adayı, Meclis Başkanlığı’ndan ay­rılmadan makamının bütün olanaklarıyla kampanyaya başlamış, “Seçim siyasal faaliyet değildir” diyerek bu tavrını meşrulaştırmaya ça­lışmış, bunun hukuken ola­naklı olmadığını anlayınca, ancak adaylığı resmen onay­landıktan sonra görevinden istifa etmiştir.
7) Üstelik 2019 seçimleri, iktidarın değişmeyeceği, seçilecek belediye baş­kanlarının ise bu iktidarla çalışmak zorunda olduğu, dolayısıyla zaten iktidarın avantajlı olarak girdiği se­çimlerdi.

***

İktidar bundan önceki seçimleri de:
1) Açıkça eşitsiz ve adalet­siz koşullarda...
2) YSK’nin mevcut yasa­lara açıkça aykırı olan bazı kararlarıyla...
3) Çeşitli şaibe iddialarıyla...
4) Üstelik de bazılarını OHAL baskıları altında...
Yaptırdı ve sonuçlara olan itirazları da “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diye alaya aldı.
Bu açıdan iktidarın ta­mamen kendi denetimi ve egemenliği altında yapılan bu seçimlerin sonuçlarına, kaybettiği yerlerde yaptığı itirazları ve bu sonuçların, dalkavuk medya tarafın­dan “darbe” diye nitelen­mesini nasıl yorumlamalı bilmiyorum...
AMA DİRENEN DEMOK­RASİNİN ELBETTE KAZA­NACAĞINI BİLİYORUM.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları