Arif Kızılyalın

G.Saray’ı Gören Var mı?

23 Ekim 2014 Perşembe

Eskiler, ‘takke düştü kel göründü’ derler.
Galatasaray’ınki de o hesap.
Cumartesi günü Sneijder’in bireysel kalitesi ile parlar gibi oldular, dün ise karanlığa gömüldüler...
Demek ki, derbi galibiyetinde, Galatasaray’ın başarısından çok, Fenerbahçe’nin başarısızlığı rol oynamış. Öyle olmasa, aradan 96 saat geçtikten sonra hem de sahanızda böyle çaresiz kalmazsınız.
Resmen iflas etti Galatasaray Alman rakibi Dortmund karşısında. Top tutamadılar, iki pası peş peşe yapamadılar, hatta koşmadılar desek abartmış sayılmayız.
Şimdi kimse çıkıp, “Almanların sistem takımına yenildik, son 10 yılın en iyi kadrosuna sahip Dortmund’una mağlup olduk” falan diye savunmasın dünkü rezaleti.
Biliyoruz ki, Galatasaray, ‘Galatasaray’ gibi oynadığı maçlarda değil Alman, İngiliz’ini de devirirdi, İtalyan’ını da, İspanyol’unu da.
O yüzden Sarı - Kırmızılı ekip bahane üretecekse, ‘Biz nerede yanlış yaptık’ demeli şapkasını önüne koyup.
Evet, dün geceki yenilgi ‘geliyorum’ dedi bağıra bağıra...
Ama bunu ne Prandelli duydu, ne istifa krizine giren yönetim.
Öncelikle kadro seçimi ile kaybetmişti Galatasaray maçı Florya’da.
Kontra atağı en iyi oynayabilen Olcan ile Bruma’nın kadro dışı bırakılışı, maç melekesini kaybeden Pandev’in ilk 11’e girmesi, Dortmund’un elini güçlendiren hamlelerdi. Bir Makedon oyuncunun arkasına en az onun kadar ağır Hamit monte edilmişti ki bu rakibe, ‘buyur gel’ demek gibi bir şeydi.
Eh, Almanlar da fırsatı geri çevirmediler.
Baktılar sütlaç gibi bir takım var karşılarında iki bekin arkasına adam kaçırıp Melo’yu etkisiz kıldılar golleri peşi sıra attılar. Rakibin en çok gol atan oyuncusunu (17- Aubameyang) unutmanın faturası ağır olmuştu. 40. dakikadaki istatistik raporunda Dortmund’un 4 kez gelip 2 gol bulduğu yazıyordu, bir top Muslera’da kalmış, bir top da direğe gitmişti. Reus’un uzak mesafeli golü ise galiba maçı Galatasaray adına bitiren hamleydi. İlk yarıda ciddi atak diyebileceğimiz tek girişim Tarık’ın sağ kenardan kestiği topa Selçuk’un kafasını uzatışıydı onda da top savunmaya çarptı.
İkinci yarıya biraz hareketli başlar gibi oldularsa da Klopp, Sarı - Kırmızılıların toparlanmasına izin vermedi. Topu dolaştırıp, Prandelli’yi oyuncu değişikliğine zorladılar. İtalyan Hoca da saçma sapan tercihlere yönlenince (mesela sol açık Yasin’in sağ beke çekilişi) maça ortak olma umutları suya düştü.
Galatasaray topu Dortmund yarısahasına getiriyor ama final pas-vuruşlarını gerçekleştiremiyordu. Ya Alman sistemi buna izin vermemişti, ya coşku unsuru eksik kalınca ataklar sıradanlaşmıştı. Cumartesinin kahramanı Sneijder de saklanınca Sarı - Kırmızılılar yazgısına razı oldu. Ramos’u golü ise galiba kahır gecesinin son halkasıydı. 4-0 ağır bir yenilgi ve bu sonuç sadece Şampiyonlar Ligi defterini kapatmadı, derbi galibi Prandelli’nin geleceğini de tartışmaya açtı...
Çünkü yenilirsin, fark da yersin ama dün geceki gibi ‘ezik’ görüntü sergilemezsin, adın Galatasaray ise!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları