Asıl ‘Metal Yorgunu’ Kim?

09 Nisan 2019 Salı

Reis-i Cumhur ve AKP Reis-i Umumisi Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2019 seçimlerine 17 ay kala, 10’u aşkın AKP’li belediye başkanını “oy kaybetme” kaygısı ile “metal yorgunluğu!” nedeniyle, görevden uzaklaştırma kararını açıkladı!
İstifa etmeyenlerin “azledilecekleri” de duyuruldu... Demokrasinin kuralları gereği halkın “seçtiği” adamları AKP Reis-i Umumisi “azledecekti!”
Yani bu “AKP Reis-i Umumisi’nin demokrasisi” idi...

***

“Metal yorgunu” gerekçesiyle görevinden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş veda konuşmasında, “Her şey affedilebilir, ama adam yerine konmamak asla!” sözleri ile tepkisini açıklamıştı.
Topbaş’ı kim “adam yerine koymadı”, acaba?

***

“Metal yorgunu” olmadığı için, 31 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına gösterilen Binali Yıldırım’ın siyasal yakın geçmişini anımsayalım.
Sırasıyla İstanbul, Erzincan ve 2015’te İzmir milletvekili... Başbakan ve de üstelik TBMM Başkanı... Bir anlamda Reis-i Umumisi’nin “dama taşı” gibi...
Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet protokolünde “2. koltuğunda” otururken, güçlükle istifa ettirilerek, “attan inip eşeğe binercesine” İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na aday yapıldı!

***

Anadolu Ajansı, 1 Nisan’da İstanbul sonucunu şöyle duyurdu:
“CHP adayı Ekrem İmamoğlu oyların yüzde 48.80’ini, AKP adayı Binali Yıldırım da yüzde 48.55’ini aldı. 23 bin 945 farkla İmamoğlu kazandı...”
Şakacılığı ile tanınan Yıldırım, sanki “Eşekten düşmüşten de beter!” olmuştu!
“Toplumsal iletişimde” Yıldırım’ın “kendisi ve AKP Reis-i Umumisi’nin İstanbul sevdasına” şu gönderme yoğunlaştı:
“İstanbul bizim aşkımız, kaybettik, çok şaşkınız...”
Bir anlamda “metal yorgunluğundan” yakınan AKP Reis-i Umumisi, “aşk mı, metal yorgunluğu mu yoksa siyasal ihanete mi uğramıştı” bilmek güç...
AKP sonuçlara itiraz etti... Fark 16 bine indi... Sayımlar sürüyor. Bakalım daha ne kadar sürecek?
Ancak, “eşekten düşen” Yıldırım’a karşılık, İmamoğlu, “Atı alıp, Üsküdar’a geçti...”

***

“Metal yorgunu” olarak görevden alınan bir başka belediye başkanı, başkentte 23 yıldır görev yapan AKP’li Melih Gökçek idi... Gökçek, çeyrek yüzyıllık başarısını şöyle anlatmıştı:
“Ben bu davanın adamıyım. ‘Dava ahlakından’ geliyorum. Benim davamda nefse uymak yoktur. Benim davamda şahsi çıkarlarla davaya zarar vermek yoktur. Benim davamda ‘liderin kararlarına uymak’ gerekir. ‘Emir, demiri keser.’ Ben bu vebalin altından kalkamam!”
Demokraside “emir” olur mu? Olursa, o düzene acaba ne denilir? Elbette,
“AKP Reis-i Umumisi’nin demokrasisi” denilir.

***

Mansur Yavaş, yaklaşık 125 bin oy farkla Ankara’yı CHP’ye kazandırdı. Kime karşı? Üstelik “AKP Yerel Yönetimler Başkanı” Mehmet Özhaseki’ye karşı!
AKP’nin Ankara ve İstanbul’daki yeni adayları “metal yorgunu” değillerdi! Ama ona rağmen seçimi kaybettiler. Acaba asıl “metal yorgunu” kim?
AKP Reis-i Umumisi Moskova’ya uçarken şöyle konuştu:
“2014 yılında Ağrı ve Yalova’da seçimlerin tekrar edildiğini hatırlayalım... İstanbul’daki seçimleri bir adayın 13-14 bin oyla kazanması halinde gönüller huzur bulamaz. Bu işin seçim süreci bitti. Bundan sonraki süreç, yargı sürecidir. Yargı sürecinde de bu işin patronajı biliyorsunuz YSK’dir...”
Türkçede “Yenilen pehlivan güreşe doymaz...” diye bir deyim var... Herhalde gerçek amaç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki “kirli” dosyaların temizlenmesi için zaman kazanmak olmalı!

***

Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, yerel seçimlerin ardından AKP hükümetine “demokratik ilkeleri” izleme çağrısı yaptı.
Timmermans, “Türkiye geçen yıllarda büyük bir hızla Avrupa değerlerinden uzaklaştı! Bu durumun AKP’nin yerel seçim sonuçlarına saygı göstermemesi nedeniyle daha da kötüleşmemesini umuyoruz” dedi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları