‘Hoh’ Dedik Belgrad düştü

24 Ekim 2014 Cuma

Partizan’ı durdurmanı tek yolu vardı!
“Sarımsak bombası..!”
Biz de öyle yaptık..
Maç öncesi işkembe!
İşkembe de işkembeydi ama..
Bastık sarımsağı bastık sarımsağı…
Bir “Hoh” çeksem karşıki dağlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvururdu!
Maç başladığında gazetede hepimiz hazırdık..
Çünkü işkembeyi hep beraber içmiştik..
Topluca bir “Hoh” çektik mi, bırak Partizan’ı, Belgrad düşerdi (!)
Maçın başında futbolcularının “Irkçılığa Hayır”! pozu, faşist kafalara ders olmalıydı.
Ancak, tribünlerin “Sırbistan” diye bağırması da kafalarının “içini” gösteriyordu!
Maçta dakikalar akıp gidiyordu..
Sol bacağı ile sağ bacağına çalım atan, hatta mümkünse, kendi gölgesinin sağından atıp solundan geçmek isteyen “çalım çılgını” Gökhan’ı seyrediyordum.
Hem keyif hem de mazoşist bir duygu yaşatıyordu bana..
Ancak, biri kaleciden biri direkten dönen iki şutu vardı ki..
Ama, top kaybı yapan tek adam da oydu!
Veli topa vurmadan “Gol be..” diye ayağa kalkan Cumhur Önder’i servisin müneccimi ilan etmeliyim. Gol oldu.. 1-0…
İlk yarı biterken Demba Ba sol çaprazdan golü yazdı ve Belgrad’da secdeye yattı…
E, ikinci yarı da “Hoh” dersek Belgrad teslim olacaktı!
Oğuzhan o kadar güzel “Hoh” yaptı ki.. 3-0 oldu…
Bu arada “Kesin bilgi”: Gökhan’da çalım hastalığı var! “Bir psikoloğa mı gözükse ne!” diye düşünürken, golü attı çocuk.. 4-0. “Partizan partizan” dediler, bi’numara yokmuş vallahi!
Bu da benden size EK Bilgi olsun...
Rakibin adı Partizan’dı…
Açılımı “Partiye” bağlı “çalışanlar”!..
‘Partizan’ denildiğinde de akla 2. Dünya savaşı geliyordu!
Hani, Faşist Almanya’ya karşı direniş gösteren adamların ortaya çıktığı yıllar..
Hani, Arnavutluk’ta Enver Hoca, Yugoslavya’da Tito’nun adamları..
Faşist Almanlara hayatı dar eden adamlar.. “Gerilla”nın eski adı hani..
Zor yıllar yani..
“Partizan” Belgrad takımı. En büyük rakibi aynı kentin diğer takımı: Kızıl Yıldız!
Üniversite öğrencilerinin kurduğu Kızılyıldız.. Kızılyıldızspor da diyebilirsiniz...
Onları, 45 yıllardaki “Sosyalizm rüzgarı” yaratmıştı..
70’li yılların ise sempatik iki takımı..
Sosyalizm; yani temelinde, “Hümanizm” yatan felsefe… İçinde “İnsan” yatan düşünce!
Gel zaman git zaman sosyalizmden vazgeçildi.. Yugo-Slavya 7 parçaya dağıldı..
Komşu, komşunun başına sıkmaya başladı..
Hümanizm (insancılık) ölmüş, faşist düşünce kan akıtmaya başlamıştı!
Her sabah “Günaydın” dediği, her akşam ‘iki tek attığı’ insanın kafasına sıkıyorlardı..
Hatta topluca öldürüyorlardı!
Dünya seyrediyordu! Bir de, tek atış yapan katiller vardı! Sniper deniliyordu onlara.. Keskin nişancı!
Tanımadığı, kim olduğunu bilmediği insanları uzaktan öldürüyordu..
Pazardan ekmek alan çocuğu veya bir kadının kalbini, kafasını parçalıyorlardı, uzaktan...
Dünya Savaşı’nda ‘Faşolara’ “hayatı öğreten” Slav ırkı, ırkçılığın zirvesindeydi!
Bu, ‘Kalbini tutarken kalpsiz olmaktı’…
Güçlü, zayıf olanı acımasızca öldürüyordu!
Böylece, insanlar göçe zorlanıyor, bölgeler “sadeleştiriliyordu”!
“Medeni” Avrupa seyrediyor, ölmesi gerekenler de ölüyordu..
Sahi, sığınmış 8 bin Bosnalı Müslümanı, katledileceklerini bildikleri halde, Sırp milislere veren Hollandalı askerlerin vicdanları nasıldır şimdi!?
İşte, bu yüzden Irkçılığa Hayır!
Yaşasın Hümanizm..
Neyse; bu arada, “Sarımsak bombası” yiyen Cumhuriyet Spor Servisi çalışanları şunlardır: Sami Gürel, Cumhur Önder Arslan, Ersin Öztekin, Sinan Akova.. Bir tek Spor Müdürü Arif Kızılyalın çorba içmedi..
Benden söylemesi ama; bu memlekette Beşiktaş dışında iyi giden bir şey yok!
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hayalgücüspor 8 Ağustos 2018
‘Satarım Sattırmam’ 24 Temmuz 2018
VAR ya da HAM 19 Temmuz 2018

Günün Köşe Yazıları