Meriç Velidedeoğlu

‘Seçim demokrasi demektir!’

12 Nisan 2019 Cuma

İktidar da, muhalefet de böyle der, dahası kimi ülkelerde birlikte haykırırlar.
Bu kural ülkemizde, iktidar sözcüsü Ömer Çelik tarafından -seçim ortamında- yeniden değerlendirilip, yepyeni bir anlamda ortaya kondu, şöyle:
“Seçim sonuçlarına yapılan itirazlar dolaysiyle oyların yeniden sayılması, olmadı bir kez daha sayılması, olmadı yine sayılması, olmadı bu kez yavaş yavaş sayılması, olmadı ‘YSK’ye başvurulması... Bütün bu yaşananlar, işte bu durum demokrasidir!” diyerek...
Öte yanda, İstanbul’da CHP’nin adayı E. İmamoğlu’nun, Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmasının belirlenmesiyle birlikte, İstanbul halkına oldukça ağır bir “tehdit” geldi üstelik dışardan, tehdit rekortmeni ABD Başkanı Trump’tan değil, bu konuda Trump’ı aratmayan yerli Başkan’dan TC Devleti’nin başındakinden geldi, şöyle:
“İmamoğlu’nun Başkanlığı onaylanırsa, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, CHP çoğunlukta olmadığından, engeller çıkabilir. Belediye Başkanı da iş yapamaz bir duruma düşebilir!” dedi; ardından da ülkemizde yaşanan, yaşanmakta olan kimi olumsuzluklar için de uyarılarda bulundu.
Oysa, bir “Devlet Başkanı” olarak, tüm bu yaşananlardan ister istemez sorumlu olması bir yana, bunların büyük bir bölümünü de kendi yaratmış olduğu açıkça ortadayken, bunlardan şikâyet etmesini -bir bakıma- bu kurnazlığı nasıl değerlendirilir ki?
Ayrıca, “Demokrasi”nin temel dayanağının “Eşitlik” olduğu da yadsınamaz kuşkusuz, tıpkı “Adalet” kavramında “Yargı” erkinde olduğu gibi.
Konu açılmışken değerli dostlar, “CHP”nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüz binlerle birlikte yaptığı “Hak, Hukuk, Adalet Yürüyüşü”nü, dolaysiyle uyarısını da anımsayalım. (14.06.2017)
Öte yanda, “Demokrasi”nin temel dayanağının, “Eşitlik İlkesi”nin, ülke yöneticisi tarafından da kabullenilmesi, içselleştirilmesi de çok önemlidir kuşkusuz; özellikle İslam ülkelerinin yöneticileri bağlamında.
Ne var ki, bu görüşün en ilginç örneğinin, laik “TC Devleti Başkanı Erdoğan”ın olduğu da söylenebilir, özellikle bu son seçim dolaysiyle inanılmaz boyutta “eşitsizlik” sergileyen tutumu ve kararlarıyla...
Kuşkusuz burada beliren etkenin de “eğitim” olarak ortaya çıktığını görmeliyiz.
Dinsel bağlamdaki, “cinsiyet eşitsizliği”nin kuşkusuz dinsel temelli eğitimde de yer aldığını görmezlikten gelemeyiz, kuşkusuz toplumsal yaşama yansıdığını da... Böylece bu “eşitsizlik” durumunun yalnızca cinsel bağlamda kalmayıp toplum yaşamın her boyutunda, her alanında ortaya çıkacağının yadsınamaz olacağı dile getirilip, vurgulanır; kuşkusuz “demokrasi” olayında da...
Dolaysiyle bu seçimde de “13-14 bin oy farkla kimsenin kazandım demeye hakkı yoktur!” diyen Bay Recep’ten, partisinin bir adayının, “muhalefet”in adayından “üç oy fark”la kazanmasını onaylamamasını beklememeli...
Ne dersiniz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları