Bütün Mesele Kürt Koridoru

27 Ekim 2014 Pazartesi

-Peşmerge ile Suriye Kürtleri entegre oluyor.
-Erdoğan, Obama’nın talebine evet dedi, peşmerge (Irak Kürdistanı) Suriye’ye geçiyor.
-ABD ve AB Suriye Kürtlerine her türlü siyasi ve askeri desteği veriyorlar.
-Ankara’nın da katkısı ile “Kürt koridoru” oluşuyor.
-Karşıdakiler Esad ve IŞİD, Esad ve IŞİD’e karşı Suriye Kürtleri (PYD ve YPG) destekleniyor.
Bunun anlamı, “Batı ve Ankara Kürt koridoru konusunda anlaşmışlar”. Erdoğan ‘U’ dönüşü ile koalisyona dahil oldu.

Suriye hududu
Bir süre sonra Suriye’de de aynen Irak’ta olduğu gibi “Kuzey Suriye” Şam’dan kopacak. Barzani ile Suriye Kürtleri entegre ediliyorlar. Bütün bu çabalar Irak’tan ve Güneydoğu’dan Akdeniz’e kadar bir bütünlük sağlayarak Kürt koridorunu oluşturmak için.
Herkes Kobani’yi, IŞİD’i konuşuyor. Oysa esas hedef Kürt koridorunu tamamlamak, öyle ya da böyle. Son olarak ‘U’ dönüşü ile Erdoğan da takıma katıldı. Şikâyetleri ise kamuoyuna yönelik yumuşatmalar sadece.
“Bıçak Sırtı” köşemde kaç yıldır Kürt koridorunu yazıyorum. Büyük Kürdistan için bu vazgeçilmez bir hedef!
Önce Kuzey Irak halledildi; sonra Güneydoğu’da yaratılan olaylarla çözüşmenin altyapısı hazırlandı. Bütün bunlar Erdoğan ve Davutoğlu ikilisinin yönetimi sırasında gerçekleşti.
Şimdi Kuzey Irak Kürdistanı “Kuzey Suriye’ye uzatılarak” Kürt koridoru tamamlanıyor.

Rusya sert çıktı ama
Lavrov geçen hafta Suriye konusunda sert tepki gösterdi. Ancak bu bir işe yaramayacak. Aynen Kuzey Irak’ta olduğu gibi koridor Suriye’ye taşınacak.
Ayrıca Rusya’nın Kıbrıs Rum kesimi ve İsrail ile birlikte geçen hafta ortak manevralara başladığını da unutmamak gerekir.
Öte yandan Rumlar, Türkiye-AB ilişkilerini bloke etme kararı verdiler. Yarın Brüksel Ankara’ya “sizin Magosa açıklarında ne işiniz var”, oraları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (ve AB’nin) egemenlik alanı içinde diyecek.
Ankara da yeni ‘U’ dönüşleri yapmak zorunda bırakılacak.

Yalan rüzgârları
-Bir yanda kamuoyuna yapılan açıklamalar, beyanlar, çekilen nutuklar var.
-Öte yanda gerçek dünyada fiilen yürütülen gelişmeler var.
Bir tarafta kamuoyunda yaratılan algı yanılgıları, öte yanda fiilen yürüyen yeniden yapılanmalar söz konusu.
Türkiye bir sarmalın içinde yuvarlanıyor. Nereye kadar mı? Gittiği yere kadar!
Ya da buna “gidemediği yere kadar” tartışmasını katmak gerekir.
Ne zaman demokrasi işlemeye başlar, yalan rüzgârları son bulur o zaman işler, olması gerektiği hale döner.
Tribündeki seyircinin sahaya inip oyuna katılması gerekiyor. Yoksa seyirci kalıp birbirimize nasihati sürdürürüz.
Hadise bu kadar nettir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları