Sayın bakalım, sayın...

18 Nisan 2019 Perşembe

Sayın sayın, baştan sayın, yeniden sayın, bir daha sayın oyları... Şu son birkaç gün içinde yaşadıklarımızı alt alta dizip tekrar sayın:
Çırağan Sarayı’nda Demirören-Kalyon gruplarının düğünü ve nikâh şahitleri yüzünden yolların kapatılmasını (ve de sonra düğüne ilişkin ortalığa saçılan videoları- dua-kola-göbek havası-cami vb. görüntülerini) GÖRGÜSÜZLÜĞE sayın...

***

Yolların kapanmasını sorgulayan tek insanın, Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun önce korumalar, sonra polis tarafından darp edilip dövülmesini, gözünün morartılmasını, kafa travması geçirmesini tutanaklara “direncini kıracak şekilde güç kullanılarak etkisiz hale getirdik” diye yazmanızı, İŞKENCECİ geleneğinize, ŞİDDET bağımlılığınıza sayın...

***

Sorgulayan o avukata anında Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gözaltı kararı çıkarması... Birkaç gün önce ekonomi yazarı Mustafa Sönmez’in, şu sıralar dillerden düşmeyen “Mazbatayı Ver!” haykırışını “tweet’lediği” için sabah karşı dörtte evine bir baskınla gözaltına alınması... “Barış Bildirisi” imzacısı akademisyenlerden dokuzunun daha “örgüt propagandası” suçlamasıyla mahkûm edilmesi... Muhalif olanları hapse tıkmanız... Millete gözdağı verme çabalarınız... Siz bunları ve daha nice örneği ADALETSİZLİĞİ- NİZE sayın...

***

ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği’ni önce olanaksızlık diyerek yasaklanması beni bir anda 12 Eylül faşist darbe günlerine götürdü. O zaman en azından yönetim şeklinin adı belliydi. Bugün değil! Genco Erkal, Haluk Levent, Moğollar, Gülsin Onay, Berna Laçin ve daha nice nice sanatçı gönüllü katkıda bulunacaklarını açıklayınca geri dönüldü. Ama Devrim Stadyumu’nu kullanmamak şartıyla... Rektörlükle öğrenciler arasında tartışmalar sürmekte... Siz bunu uyguladığınız BASKILARA sayın...

***

Ankara Emniyet Müdürlüğü, öğrencileri fişlenmekle kalmayıp sakıncalı olanların üniversitelerden uzaklaştırılmasını, cezalandırılmasını istedi... Kimi üniversiteler öğrenciler hakkında soruşturma açtı. Bunu siz, gençlikten, gelecekten, özgürlüklerden KORKMANIZA sayın...

***

Üç gün önce Türkiye’nin birçok yerinde 11 yaşında öldürülen Rabia Naz için insanlar adalet isteğiyle bir araya geldi. Soruşturma inceleme açılması için bir babanın bir yıllık tam 12 ay süren mücadelesi; “akıl hastası” diye damgalanmayı göze alması gerekti... Bunu da ŞİDDET tutkunuza, VİCDANSIZLIĞINIZA sayın...

***

Türkiye’nin birçok yerinde , adaylık sürecinde hiç itiraz etmediğiniz insanlara, sonradan “aday olabilirsin ama seçilemezsin; seçilsen de izin vermeyiz” dediniz. Bunu da HUKUKSUZLUĞA ve İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜZE sayın...

***

Önceki gün AKP’nin 3 bavulla YSK’ye olağanüstü itiraza gitmesi; sadece Ekrem İmamoğlu’na değil, ülkenin yarısına FETÖ kumpaslarını anımsattı, çağrıştırdı... Bir de şimdi bütün millete her zamankinden daha çok önceki seçimleri sorgulatır oldu... Siz bunu BELLEKSİZLİĞİNİZE sayın...

***

“Gönül işi”, “Sevda işi”, “Bizimkisi Aşk” diyerek sadece duvarları taşları, yolları yapıları değil, aynı zamanda sözcükleri de kirlettiniz. Meğer İstanbul’a gönül bağınız, duyduğunuz sevda, aşk, sadece para musluğunun başını tutmaktan ibaretmiş. Bunu da dinmek bilmeyen AÇ- GÖZLÜLÜĞÜNÜZE ve UTANMAZLIĞINIZA sayın...

***

Olağan ya da olağanüstü tüm itirazlar, aradan geçen 17 gün, milli iradeye saygısızlığı ortaya koydu... Sayın sayın, baştan sayın, yeniden sayın, bir daha sayın oyları... Şu son birkaç gün içinde yaşadıklarımızı alt alta dizip tekrar sayın... Ama bunu da DEMOKRASİ DÜŞMANLIĞINIZA sayın...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları