Cüneyt Arcayürek

'Bana Ne Ya'

03 Ekim 2008 Cuma

Hiçbir söz, AKP iktidarını Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin söylemi kadar net biçimde açıklayamaz.

Alman yargıç, üstelik dört isim vererek Almanyada yargılanan Deniz Fenerinin Türkiyeden idare edildiğini tutanaklara geçirdi.

Üstüne üstlük mahkeme kimilerini suçlu, kimilerini sorumlu bulduğunu açıklarken davanın siyasal, daha doğrusu partisel ayağı olduğunu duyumsattı.

Kamuoyu baskısı, medyanın sürekli yayınları, suç duyuruları nihayet Ankara savcılığını harekete geçirdi.

Savcılık Deniz Feneri dosyası ile mahkeme kararını Almanyadan istemek zorunda kaldı.

Almanyadaki Deniz Feneri davası AKP iktidarını fena halde sinirlendiriyor. Bu konuyu Adalet Bakanı Şahinin şu söylemi aydınlatıyor:

“…Bana ne ya! Bana ne Almanyadaki bir derneğin yöneticileri yanlış yapmışlarsa, yargılanmışlarsa, benim iktidarımdan buna ne?..

Haklı. Zira AKP öyle bir iktidar ki, kendine yontamadığı her olaya, her soruna bana ne ya mantığıyla bakıyor.

Oysa bir yerde olayda sorumlu olan sizsiniz ve AKPdir Sayın Şahin. Zira:

Adalet Bakanı olduğunuz için Türkiyede ve Almanyadaki Deniz Feneri sorumlularını dinci ve siyasal kişilikleriyle AKPye yakın oldukları için Almanyadan (örneğin Zahid Akman gibi) kuryeler aracılığıyla milyonlarca Avro RTEnin akrabası olan Zekeriya Karamana elden verildiği için

Din sömürüsü ile toplanan paraların fakir fukaraya ulaştırılması yerine dinci siyasete hizmet verecek bir TV kanalı kurmak amacıyla kullanıldığı için

***

Lakin AKP iktidarının kimyası bu Yolsuzluk arttı. Rüşvetten geçilmiyor.

Şaban Dişli... Derken iktidarın ikinci adamı DMM Fırat hayali ihracatla suçlanıyor...

AKP belediyelerde imardan rant elde etme yarışının ön plana çıkardığı yolsuzluklar.

AKPli bir tanıdığı olmayan küçük esnafın devlet dairelerinden iş çıkarması olanaksızlığı.

Yoksulluk giderek çoğalıyor. Açlık sınırı çoktaaan sınırı aştı.

Sorumluluk kimde? Başbakan ve bakanlara, partinin ikinci adamına göre muhalefetle medyada!

Hep bir ağızdan Bana ne ya diyebilen aynı çamurdan bir yapı.

***

Başbakan hocaları, önderleri.

Kendini AKP duvarına asılı dev aynasında gören, namus ve ahlak simgesi sanan Dengir Mirin ağzı, RTEyi kıskandıracak ölçüde bozuk...

Bakanları ise; sorumluluktan yan çiziyor.

Din yolunda AKPden ayrılmaları olanaksız yandaş yazarlar bile ayyuka çıkan yolsuzluklarla rüşvet olayları karşısında artık RTE ile AKPnin davranış ve tutumunu eleştiriyorlar.

İçlerinden biri (İslami kesimin entelektüel kalemi diye anılan Mehmet Şevket Eygi): ...Eline para geçen Müslümanlar, çağdaş hayata züccaciye dükkânına giren fil gibi girdiler. Lüks meskenlere, binitlere, giyim-kuşama trilyonlarca dolar harcandı.

Para, mal, servet ve zenginlik tuzağına düştüler.

İslami hareket ve siyasal İslam kirletildi. Haram yeme çağı açıldı.

Bazıları o kadar kudurdular ki, banyo musluklarını altınla kaplattılar.

Brezilyadan granit aldılar. 5 yıldızlı otelleri beğenmeyip 7 yıldızlılarda caka sattılar…” diye yazıyor.

Az yazmış, ama öz yazmış. Sergilediği tablo gerçeği yansıtıyor:

Müslüman RTEnin, Müslüman AKPlilerin yolsuzlukla, rüşvetle, siyasal nüfuzla yarattıkları AKP Türkiyesi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları