Erinç Yeldan

Türkiye Kalkınma Bankası tahrip ediliyor

24 Nisan 2019 Çarşamba

Türkiye Kalkınma Bankası çalışanı mes­lektaşlardan hafta başında bir mek­tup aldım. Bu köşede sıklıkla dile ge­tirmeye çalıştığım ve kanımca Türkiye’nin çok önemli bir sorunu haline dönü­şen “sanayisizleş(tir)me ve planlama ufku­nun yok oluşu” konularına birinci elden de­neyimlerini aktardıkları bu mektubu aynen yayımlamayı uygun gördüm. Bu katkı için tüm emeği geçen çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ederim.

***

Değerli Hocamız, yine sizin köşeniz ara­cılığıyla bir çığlığı haber veriyoruz.
2014 yılının 19 Kasım günlü köşenizde Türkiye Kalkınma Bankası Çalışanları Uya­rıyor diye yazmıştınız. Bu defa uyarı adeta bir çığlığa dönmüş durumda. Zira Türkiye Kalkınma Bankası tasfiye ediliyor. Birkaç madde halinde tümü ile görmezden geli­nen bu çığlığın ana uğrak noktalarını aşağı­da özetliyoruz.
1) 1975 yılında kurulan DESİYAB (Dev­let Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası A.Ş.), 22 Haziran 1988 yılında Türkiye Kalkınma Bankası adını alarak esas görev alanı ola­nı olan sanayinin finansmanı yanında ba­casız sanayi olarak da bilinen turizm sektö­rüne ciddi finansal destek sağlamaya baş­lamıştı. Gerek Uzak Asya’da gerek Latin Amerika’da gerekse de kıta Avrupası’nda kamusal sermayeli kalkınma bankaları “proje finansmanında” ülkelerinde nasıl sin­yal etkisi veren kuruluşlar ise Türkiye Kal­kınma Bankası da öyle idi.
2) Yaklaşık 44 yıllık hizmet döneminde Banka, devletin elindeki son kamusal kay­naklı kalkınma bankası olarak süreç içeri­sinde “kritik” görevleri üstlenmiş, omuz ve­rerek çok sayıda “ilk”e başarı ile imza at­mıştır.
3) Bu kritik görevlerin üstesinden gelen, kurumun Türk bankacılık sistemi içerisin­deki kamusal vazgeçilmezliğinin ana taşıyı­cı kolonu, mesleğe yarışma sınavı ile giren ve ağır prosedürlerle uzmanlaşan iktisatçı, mühendis ve mali analistlerden oluşan kari­yer / ihtisas personeli meslektaşlardır.
4) Yukarıda not ettiğim yazınızdaki tes­pitler sonrasındaki süreçte Türkiye Kalkın­ma Bankası üzerinde dolaşan kara bulutla­ra; kargalar ve akbabalar eşlik etmeye baş­lamıştır. Bankanın kamusal varlığı, kariyer personelinin “süresiz hizmet akdi” ile sür­dürdüğü kamu güvencesi kimi çevreleri rahatsız etmeyi sürdürmüştür.
5) Bu rahatsızlık, 2018 yılında kuruma dı­şarıdan getirilen “piyasa profesyoneli” tara­fından “Ankara kafasını bırakmalı”; “kurum personelinin yaş ortalaması 50 üstü” ve “ar­tık iktisatçı ve mühendise ihtiyaç yok, proje bankacılığı yapmayacağız” sözleri ile dillen­dirilmiştir. Bu “Ankara kafası” meselesi ye­ni değildir. 1923’ten bu yana kimi çevreler­ce sıkça dile getirilmiştir. Oysa “Ankara ka­fası” ibaresi ile Cumhuriyetin kalbi, devri­min başkenti hedef alınarak, reel sektöre yol gösterici yatırım projeciliği, planlama fikriyatı eleştirilmektedir.
6) 2018 yılı ekim ayında İstanbul burju­vazisinin bir kanadının şiddetle alkışladı­ğı 7147 sayılı Kanun ile kurumun adı Tür­kiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş. ola­rak değiştirilmiş, kurumun bağı kamu ile ta­mamen kesilerek, merkezin Ankara olduğu hükmü de kaldırılmış, kariyer ve ihtisas per­soneli başta olmak üzere tüm çalışanların kamusal iş güvencesi yok edilmiştir.
7) Ve böylece, piyasa profesyoneli oldu­ğu bilinen banka patronajı, kendine biat­ta en küçük bir tereddüt dahi göstermeyen kurumun içinden devşirilen payandalarla birlikte meslek / ihtisas personelinin kurum içerindeki iş ve işlevleri de tasfiye edilerek kurumsal birikim ciddi zafiyete uğratılmıştır.
8) Sayın Dr. Yeldan, bu noktayı sayısal örnekle somutlaştırmak isabetli olacaktır:
2019 yılı ocak ayı itibarıyla kurumun top­lam personel sayısı 528’dir. Bu 528 per­sonelden sadece 50 kişi yeni hizmet ken­ti olacak olan İstanbul’a götürülecektir. 16 Nisan 2019 itibarıyla emeklilik talebinde bu­lunan personel sayısı 105’tir. Toplam per­sonelin yüzde 20’si emekli olmak zorunda kalmıştır. Farklı bir ifade kurum personelinin yüzde 70.6’sı da başka kurum ve kuruşlara nakillerini talep etmek zorunda bırakılmıştır.
9) Evet, durum gerçekten vahimdir. 44 yıllık bir kurum, onun yüksek birikim ve do­nanımlı kariyer / ihtisas personeli başta ol­mak üzere tüm emekçileri ve de kurumsal hafızası en ağır koşullarla tasfiye edilmek­tedir.
Bilgilerinize saygı ile arz ederiz hocam.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları