Bu maç öncesinde en çok konuşulan, iki maç üst üste 4-0 yenilgiden çok; Kasımpaşa karşılaşması için 3 gün önceden neden kampa girildiğiydi. Kim nasıl böyle bir karar aldı ilgilendiğim yok da, maç sonu konuşulacakları çokça merak ediyorum. Kendi adıma tek cümle yazayım: “Birgün olur anlarım, 3 günde neyin nesi; siz futbol çağının neresindesiniz beyler?” Kamp için en doğrusunu Sneijder söyledi; ne yazık ki kulübeyi boyladı... Prandelli’nin vatandaşı (Mancini) geçen yıl yine bu statta Kasımpaşa’ya karşı ligin en ağır (0-4) yenilgisini almıştı. Sadece hatırlatmak istedim... Prandelli ile ilgili iki kelime bile etmeyeceğime kendi kendime söz verdim, en azından 1-2 maçlık. Cuma gecesi stadı doldurmak zor, üstüne bir de tatsız skorlar eklenince, stad böyle bomboş olur işte. Maç eksiği olanlar öyle can alıcı yerlere yerleştirilmişti ki; iki bekte kuşku duyduğum Sabri’ydi (karşısındaki Babel de gününde olmayınca ve çıkınca..). Ama ilk yarıda G.Saray’ın tek gol atağı ondan geldi. Ortasını Orhan son anda engellemese tabela değişecekti. Dün geceden tek bravo Sabri’ye, hele o 3 puanı getiren korneri var ki.. Eksikliği olan diğerleri Yekta-Hamit ve Emre ise kendilerini tamamen rakiplerine teslim etmişlerdi. Bankolar Selçuk, Burak, Olcan da yokları oynayınca; Kasımpaşa elini kolunu sallayarak tehlikeli bölgeye girdi ilk yarıda. Hayrettir bir gol attılar o da Muslera hatalı. Kötünün ötesi rezil oyunu, ıssız tribünler 45 dakika sonunda isyan bayrağını açtı. Umut’un (goldeki kafa pası şıktı) girişiyle gelen golle bu kez tribünler isyan bayrağını toplayıp, destek bayrağını açtılar. Sneijder’in girmesi tribünleri daha da iştahlandırdı. Nasıl iştahlandırmasın, iyi oyuna, göze hoş gelen futbola anında primi veriyorlar. Üç puan da gelince, futbolcuları bağırlarına bastılar. Neymiş efendim, iyi oynayınca hakkını veriyorlarmış futbolcuların... Şota Arveladze, hocalıkta 6. yılını geçiriyor Türkiye’de. Kayserispor’dan sonra Kasımpaşa’da da 3. yılı ve giderek daha üst seviyede futbol oynatıyor ekibine. Onu beğenenler listesindeyim. Ekipleri çok gol yiyiyor ama fazlasını atmayı da biliyor. Kadro yapısında da istikrar ağır basıyor. Prandelli gibi orasıyla burasıyla oynamıyor takımının. Bu yıl için tek sıkıntıları deplasmanda henüz kazanamadılar. Geçen yıl bu dönemde 3 galibiyet çıkarmıştı Şota’nın ekibi... Neyse dünkü futbollarına göz gezdirelim. İlk yarı oyunun egemeniydiler; biraz daha golü düşünseler farkı arttırabilirlerdi. Şota mı söyledi bilemem, ikinci yarı sık gitmediler G.Saray kalesine. Pardon, Castro’nun 76’da direği sıyıran kafa vuruşu var; hepsi bu.