Kaçak Göçmen Gerçeği...

05 Kasım 2014 Çarşamba

Kaçak göçmen olgusu çağımızın içinde bulunduğu insanlık erozyonunun en somut göstergesidir. Yüzyıllar önce zorla köle yapılan insanlar, bugün kölelik koşullarında çalışmak için ölümü göze alıp zorla Batı’nın kapılarına dayanıyor.
Daha çok Ege sahillerinde duymaya alışık olduğumuz kaçak göçmen taşıyan tekne faciaları İstanbul’dan da gelmeye başladı. Önceki gün İstanbul Boğazı’nın Karadeniz açıklarında yaşanan kazanın tüm unsurları 28 Ekim Ermenek maden cinayetine ve 30 Ekim Yalvaç trafik cinayetine benziyor.
On iki metrelik 10-12 yolcu kapasiteli tekneye 23 yetişkin, 12 çocuk, 7 kadın istifleniyor. Tekne Bakırköy açıklarından kalkıp Boğaz yolculuğu yapıyor. Bütün ışıklarını söndürüp yola devam ediyor. Hiçbir denetimle karşılaşmıyor. Rumeli Hisarı’nı geçtikten az sonra yüksek dalgaların etkisiyle alabora oluyor. Yedişer bin Avro vererek Afganistan’dan yola çıkan 42 kişinin yolculuğu burada sona eriyor. Kaçak göçmenler başlarına ne geleceğini bildiği için yanlarına can yeleği de almışlar. Ancak sabaha karşı meydana gelen olayın ardından çoğu boğularak değil donarak can veriyor. Çocukların ölüm nedeni can yeleklerinin büyük gelmesi. Yani can yelekleri canlarını alıyor.

***

Önce olayın insani yanına değinelim... 1970’li yıllarda zengin Kuzey ülkeleri yeryüzünde üretilen toplam refahın yüzde 65’ini, fakir Güney ülkeleri ise yüzde 35’ini paylaşıyordu. Yıllar içinde bu oran fakirler aleyhine adım adım değişti, bugün yüzde 85’e 15 oldu.
Bu nedenle de fakirleştikçe fakirleşen coğrafyalardaki insanlar ne yapıp edip zengin ülkelere gitmenin yolunu arıyor. En büyük geçiş bölgelerinden biri olan Türkiye çoklu bir kıskaç altında. Hem transit geçiş ülkesi, hem kalış ülkesi, hem de yurttaşlarını göçe yollayan bir ülke...
Türkiye’den Avrupa’ya gitmek isteyenler yükün bile zor taşınacağı teknelerle ucu belirsiz bir yolculuğa çıkıyor. Bir Avrupa ülkesine ulaştıklarında hem çok düşük paraya, hem kötü koşullara, hem de uzun mesaiye razı olup tam bir kölelik düzenine katılıyorlar. Onlar kendilerini şanslı sayıyorlar; çünkü pek çoğu yolda yaşamını yitiriyor. Ülkemiz kıyılarında meydana gelen kaçak göçmen kazalarının önemli bir dilimi kayda geçmiyor. Türkiye’nin dışında Akdeniz’in hemen her ülkesi bu sorunla karşı karşıya. Örneğin Fas’ta Cebelitarık Boğazı’nı geçmeye çalışan kaçak göçmenlerden yılda ortalama bin kişi teknenin ani değişen hava koşulları yüzünden ters dönmesi sonucu yaşamını yitiriyor.

***

Kaçak göçmen olayı elbette doğrudan Türkiye’nin sorumluluğu değil. Girişte de vurguladığımız gibi çağın, küreselleşmenin yüzkarası.
Ne var ki her şey Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylediği gibi değil. Davutoğlu sorunun tüm Avrupa ülkelerini etkilediğine dikkat çekti, Türkiye’nin de bunun bir parçası olduğunu vurguladı. Ancak Türkiye kaçak göçmen sorununu Avrupa ülkelerinin vize işlemlerinde göstereceği bir kolaylıkla eşit tutacak kadar dar görüşlü. Geçen aylarda Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Türkiye’den Avrupa’ya giden kaçak göçmenlerin yakalanması halinde bize iade edilmesini kabul ederek ciddi bir sorumluluk aldık.
Konunun özüne dönersek, sermayenin sınırsız dolaşım hakkına sahip olduğu ancak emeğin sınırsız sömürüyle karşı karşıya olduğu bir çağda yaşıyoruz.
Sermaye kutsanırken emek metalaşıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları