Olaylar Ve Görüşler

Profesyonel ordu ve popülizm

07 Mayıs 2019 Salı

Yaşlı topraklarımız üzerinde yaşayan genç bir nüfusumuz var. Yaşadığımız bu topraklara yurt, üzerinde yaşayan insanlara da yurttaş diyoruz. Günümüzde her devlet kendi yurttaşlarından asker yapar ve onlara tahsis ettiği harp, silah, araç gereçleriyle yurdunu ve milletini korur. Bunun için komutanlar yetiştirilir, askeri okullar açılır, eğitimler ve tatbikatlar yapılır, muharebelerde kan dökülmemesi için barış koşullarında ter dökülür. Hangi ülkelerde askerlik zorunludur, hangilerinde paralıdır ilgili dokümanlar incelendiğinde görülür. Ülkemizin coğrafi, politik ve demografik yapısı gereği, daha uzun yıllar zorunlu askerliğe gereksinimi vardır. Bizim yurdumuzu, kuruluşumuzda, kurtuluşumuzda ve var oluşumuzda yurttaşlarımız korumuştur. Bu hep böyle olmuş ve böyle olmalıdır.

Değişen durum!
Askeri düşünceler, yöntemler ve askeri teknolojiler gelişir ve değişirken, muharebe esasları, harp prensipleri ve komutanın özellikleri değişmemektedir. Gelecekteki dördüncü nesil savaşlara, olası senaryolar düşünülmeden, ayrıntılı karargâh çalışmaları ve uzun durum muhakemeleri yapılmadan, bir kişinin görüşü ve inisiyatifiyle hazır olunamaz. “Yurtta barış, dünyada barış” isteyen siyasi liderler, askeri stratejik, operasyonel ve taktik konuları işinin ehli askerlere bırakmak zorundadır. Sosyal, ekonomik ve çoğunlukla “siyasal” koşullar gereği, askerlik yükümlülüğü ve personel alım politikaları öteden beri sık aralıklarla değiştirilmiştir. Önümüzdeki günlerde de yapılacak değişikliklerle, parası olan her yükümlü, belirlenen ücreti yatırdıktan sonra bir ay temel eğitim alarak askerlik hizmetini yapmış sayılacak ve evine, işine dönebilecektir. Parası olmayanlar, bir aylık eğitimlerinden sonra beş ay askerlik yapacak ve terhis olabileceklerdir. Bunlardan isteyenler altı ay daha maaş alarak askerlik yapabileceklerdir. Ayrıca on iki aylık askerliğini tamamlayanlardan isteyenler ise uzman er ya da erbaş olabilecektir. Yedek subay adayları ve yeni ihdas edilen yedek astsubay adayları, iki aylık temel eğitimden sonra geri kalan on aylık askerliklerini maaş alarak tamamlayacaklardır. 12 aylık askerlik hizmetini tamamlayan herkes, sınavlardan geçerek teskere bırakabilecek ve kurslarda başarılı olanlar rütbe alarak sözleşmeli askerliğe devam edebilecekler, hatta general dahi olabileceklerdir.

Ne şiş yansın, ne kebap
Personel temin politikalarında sık sık değişiklikler yapmak, disiplin ve itaat kavramlarını yok edebilir. Askerlik sistemlerindeki değişiklik, iç politik endişelerle değil, dış politik ve teknolojik gelişmelerle birlikte ve askerlik esaslarını bozmadan ele alınmalıdır. Kanımca getirilen bu yeni personel sistemi, ne şiş yansın ne kebap sistemidir. Yurttaşa askerliğini yaptın mı, yaptın; Genelkurmay’a personel ihtiyacını tamamladım mı, tamamladım diyen, akılcılığı ve kalıcılığı olmayan, iç politik ve ekonomik kaygılarla alınmış popülist bir yöntemdir. Kuvvet komutanlıkları bu bilişim çağında, bu değişik personel yapısıyla kendilerinden beklenen hizmetleri ve harbe hazırlığı sürdürebilecek midir? Direktif verirsin, onlar da sürdürür gibi yaparlar, o başka... Bir ordunun moral ve motivasyonu çok değerlidir. Polis yetiştirir gibi hatta onlardan daha az bir eğitimle subay, astsubay ve erbaş yetiştirirseniz, onlara ölmeyi emredemezsiniz. Üstelik komutanlarından başka kişilerin emrine girmelerine neden olursunuz. Bunları yakın zamanda yaşadık. Sonra da şehit kavramını karıştırdık. Unutulmaması gereken iki nokta daha var: Biri, polislerin askerlik hizmetinden muaf tutulmalarıdır. “Hadi gene sıyırdınız” deyip onlara ayrıcalık tanıyarak, kaç bin işsiz gencimizi polis yaptık acaba? Diğeri, halen uygulanan sözleşmeli askerlik. Kaç mesleksiz gencimiz uzman erbaş ya da sözleşmeli erlik yapmaktadır? Ve akla gelen üçüncü bir soru: Geçici yurttaşlık hakkı verilen milyonlarca mesleksiz Suriyeli genç, barış içinde yaşadıkları bizim topraklarımıza ufak bir bedel ödüyorlar mı acaba?

Profesyonel ordu ne demek?
Milli güç unsurlarından biri olan Silahlı Kuvvetler’in gücü, personelinin, harp, silah ve araç sistemlerinin savaşa hazır olmasına ve moraline bağlıdır. Kara, deniz ve havada hareket kabiliyeti yüksek, her türlü hava, iklim ve arazi koşullarında aldığı görevi yerine getirebilecek etkili birlikler yetiştirmek Genelkurmay Başkanlığı’nın öncelikli görevidir. Bu doğrultuda personel temin politikaları geliştirilmeli, iç politik kaygılar düşünülmeden cesurca öneriler sunulmalı ve ulusal savunma konularında hükümetleri devamlı bilgilendirmelidir. Profesyonel ordu, personel (temin, tedarik, tayin, terfi), eğitim, istihbarat, harekât ve lojistik konularında kendi olanaklarını bilen, işinin ehli, “Milli meclislerinin” alacağı kararla milli hükümetlerin “vereceği görevleri her koşulda, zayiatsız yerine getiren ordu demektir. Atatürk’ün ordusunda (Türk Silahlı Kuvvetleri’nde) bu yetenek vardır.

Cumhur  UTKU
(E.P.Kd.Alb.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları