İtaat-inkâr ve isyan...

13 Mayıs 2019 Pazartesi

İstanbul seçiminde yaşanan olaylar Stanley Milgram’ın “itaat testi”nin Türkiye’de yinelenmesi gibi oldu.
Hani, psikoloji profesörü Milgram, Yale Üniversitesi’nde bir “kör itaat” testi yapmıştı da herkesi şaşırtmıştı.
Kısaca, deneklerin bir otoritenin zorlayıcı buyruklarına ne denli uyacaklarına ilişkin bir deneydi bu. Şaşırtıcı olan da, hiçbir yükümlülüğü olmayan deneklerin sırf “otorite öyle istiyor” diye emre uyarak ölüme kadar varan bir zorbalığı kabul etmeleri idi.
YSK kararı da buna çok benzer bir “boyun eğme” örneğidir. Seçimi kaybeden adayın partisinin başkanı, “sonucun içine sinmediğini” söyleyerek YSK’ye buyruk niteliğinde istek belirtmiş, başkan yetkilerini de hatırlatmıştır.
Bu tehdit karşısında ürken “yüksek yargıç” sıfatı taşıyan YSK üyeleri kanıt ve belge arama sürecine girerek her şeyin denendiği ama hiçbir şeyin amaca uymadığı durumu bir neden yaratarak emre uygun bir karara bağlamışlardır.
Her şey açıktır.
Tek Adam’ın emri itaat edilerek yerine getirilmiştir.
Bunu yapabilmek için de gerçekler inkâr edilmiştir.
Kazanılmış bir seçim iptal edilmiştir.
Sandık başkanlarının ve sandık görevlilerinin bir bölümünün kamu görevlisi olmadığı bahanesine sığınılarak verilen karar, yanlışın da ötesinde kasıtlı bir yetkiyi kötüye kullanmadır.
Bu durum, daha önce yapılan bütün seçimlerde de böyledir ve aynı sandık başkanı ve görevlileri ile aynı zamanda yapılan, aynı zarfa atılan oylar geçerli sayılmıştır.
Bu karar, utanç verici, kalıcı bir ayıptır.
23 Haziran’da yapılacak seçim bu ayıbı temizlemez.
23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu bu seçimi daha büyük bir farkla kazanacaktır ama AKP’nin ve başkanının işlettiği, YSK’nin de itaat ederek işlediği bu ayıp kalacaktır.
Türkiye bu ayıpla yaşamayı kabul etmeyecektir.
Göreceksiniz.

***

Göreceksiniz.
Türkiye bu ayıpla yaşamayacaktır.
Türkiye bu ayıpla yaşamayı kabul etmeyecektir.
Daha önceki seçimlerin nasıl sonuçlandığı ortaya çıkmıştır.
Bu seçimler sorgulanacaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sorgulanacaktır.
Rejimi dönüştüren seçimler sorgulanacaktır.
Yeniden seçim yapılması istenecektir.
Bu istek dalga dalga yayılacaktır.
Bu itaat-inkâr sistemiyle yerleşen otokrasi kabul edilmeyecektir.
Yalanları örten, yolsuzlukları saklayan hileler ortaya çıkacak, sahte sonuçlar açıklanacaktır.
Bu sonuçlar, bu ayıplı sonuçlar kabul edilmeyecektir.
İsyan, aklın isyanı olacaktır.
İsyan, vicdanın isyanı olacaktır.
İsyan, şerefin isyanı olacaktır.
Ne yaparlarsa yapsınlar, ahlaksızlar, vicdansızlar yenilecektir.
Hileleri, tuzakları kendileri hakkında verdikleri cezalar olacaktır.
Onların da ahlakları isyan edecek, vicdanları kabul etmeyecektir.
Kendi cezalarını kendileri verecektir.

***

Bu seçim İstanbul’un seçimi değil, Türkiye’nin seçimidir.
Bu seçim Belediye Başkanlığı seçimi değildir, ahlakın, vicdanın, şerefin seçimidir.
Bu seçim, partiler arasında bir seçim değildir, akıl ve vicdan ile akılsızlık ve vicdansızlık arasında bir seçimdir.
Bu seçim, devlet olma ile aşiret kalma arasındaki seçimdir.
Elbette biz kazanacağız.
Ekrem İmamoğlu’nu başkan yapacağız.
Türkiye’yi bu ayıptan kurtaracağız.
Atatürk Cumhuriyeti’ni yeniden kuracağız.
Kurtuluş Savaşı günlerindeyiz.
Yüz yıl sonra.
Atatürk gene bizimledir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları